O kurşunlar, hepimizi vurdu!..

A -
A +

Herkes birbirine soruyor: Kimi vurdular? Kim vurdu? Neden vurdu? Vuranın arkasında başka biri var mı? Bunların hepsi "önemli" ama "çok daha önemli bir husus" var: "Fikirlerini söylediği için" bir insanın vurulması!.. Bugüne kadar, maalesef medya olarak da, yönetimler olarak da, kamuoyu olarak da, güvenlik güçleri olarak da, adalet olarak da hep "bu yanlışı yaptık!" "Kim ile, neden ile, arkadaki ile uğraştık", asıl hedefi geri planda tuttuk, hatta çoğu zaman hatırlamadık, "vurulan" asıl hedefin hesabını sormadık! Geçmişteki "benzer" olaylar gösterdi ki; vurulan "vurulduğu ile kaldı", vuran da kısa bir süre sonra serbest kaldı!.." Ahmet Çakar'ı da vurdular!.. "...da.." diyorum; zira bu kaçıncı... Biri vurdu, bu satırları yazdığım sırada yakalanmamıştı, kim bilir belki yakalanmayacak, belki de yakalanacak; Ahmet ya da Mehmet ya da Necati ya da Hasan ya da bir başka isimde biri.. Diyeceği şu; "Kızdım vurdum..." Hatta belki de diyecek ki; "Ona çiçek verecektim, beni itti, kendimi kaybettim!.." İşte bu kadar... Ne "gerçek" sebebi, ne de "arkasındaki karanlık merkezi" hiç bilemeyeceğiz; bundan öncekilerde olduğu gibi... Ya da belki "bileceğiz" de, "yeterli delil olmadığı için" hiçbir şey yapamayacağız!.. Böyle gelmiş, böyle gider... Peki ama, "asıl hedef", asıl "vurulan" ne olacak? Fikir hürriyeti, söz hürriyeti, yazmak hürriyeti, basın hürriyeti... Dolayısı ile "Anayasal haklar" ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası??? Onun sahibi var mı ya da kimin umurunda? Birkaç meslek kuruluşu "gazetelerde üç satırla yer alan", hatta "TV'lerde hiç yer almayan" açıklamalarla "olayı kınayacaklar"; işte o kadar!.. Sonra... Sonrası... "Yeni" bir kurşuna kadar; herkes kendi yoluna!.. Aramızda, böylesine hunhar, böylesine çirkin, böylesine acı, böylesine "kabul edilemez" bir olayın sonrasında, uzatılan mikrofonlara "Şimdi bazı spor yazarları 'Oh' diyecekler" diyecek kadar hedef saptıran, "kendini kaybetmiş" ve "kinle dolu" olanlar olduğu müddetçe de, bizler; gazeteciler, yorumcular, spor yazarları bir araya gelip, önümüze de "meslek kuruluşlarımızı alıp", doğru dürüst bir "protestoyu, kınamayı, göz dağını veremeyeceğiz!..." Bugüne kadar verebildik mi? Çakar'a büyük geçmiş olsun... En kısa zamanda iyileşecek ve yazıları ile yorumlarına devam edecek; inanıyorum ki, bu olay onu susturamayacak, geriletmeyecek!. Hiç birimizi de!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.