O pazubent kutsaldır!..

A -
A +

Türk Dil Kurumu'nun sözlüğünde "kaptan" kelimesinin "spordaki" karşılığı şudur; "Takım oyunlarında takımı temsil eden kimse." Neymiş; "takımı temsil eden kimse!!!.." Galatasaray Futbol Takımı'nın kaptanları kimler?.. Ümit - Ayhan - Lincoln - Sabri!!!.. Hemen hemen "iki üç maçta bir kendilerini bile temsil edemeyeceklerini gösteren" bu futbolcular "nasıl olur" da, "Galatasaray Futbol Takımı'nı temsil etmek üzere", evet "temsil etmek üzere kaptan yapılırlar?.." Ali Sami Yenlerin, Aslan Nihatların, Ulvi Yenalların, Baba Gündüzlerin, Turgay Şerenlerin, Metin Oktayların, Hakan Şükürlerin taktığı "kaptanlık pazubentleri" (Pazubent'i "pazubant" olarak yazıp söyleyenler var; Türk Dil Kurumu Sözlüğü'ne baksalar, Farsça kökenli bu "birleşik" kelimenin doğrusunun "pazubent" ya da "pazıbent" olduğunu görecekler) bu futbolculara nasıl verilir?.. Ve de "bazı" gazetelerde "bazı" kendini bilmezlere (ya da belki de kendilerini çok iyi bilenlere), Ümit'in ve Ayhan'ın "art arda gördükleri kırmızı kartlar" dolayısıyla, Galatasaray'ın "kaptanlık pazıbendinde bir şeyler var galiba" deme ve "uğursuzluk" ima etmeye kalkışma fırsatını ve imkânı nasıl verilir?.. Bu "saha içi kepazeliğinin sorumluları" açık: Ne demişti Galatasaray Başkanı Adnan Polat; "Kaptan tayin etme hakkı ve yetkisi yönetimindir ve her sporcu buna uymak zorundadır!.." Kim seçmiş ve sıralamıştı; Ayhan'ı, Ümit'i, Lincoln'ü ve Sabri'yi; Başkan'ın söylediğine bakılırsa; "yönetim!.." Öyleyse "sorumlu" kim; yönetim!.. Düşünsenize, ligde ve kupada art arda "çok önemli maçlar" var; "kaptan" Ümit göz göre göre "kendini attırıyor"; daha "bu olayın dalgalanması bitmeden" bu defa sıraya "kaptan" Ayhan giriyor; öyle ki, Denizlispor maçının hakemi iki dakika önce "ikinci sarı kartı çıkarmıyor" ve Ayhan'ı affediyor; arkadaşları telâşlı, teknik direktöre "Ayhan'ı çıkar, kendini attıracak" diye işaret ediyorlar; Mehmet Güven "ısınmaya gidiyor" ve Galatasaray'ın kaptanı "Yooo, beni siz çıkaramazsınız, ben kendimi attırırım" dercesine "ikinci sarıdan kırmızıyı görüyor" ve soyunma odasının yolunu tutuyor!.. O sırada kameralar protokol tribünündeki Adnan Polat'ı gösteriyor; yüzünden düşen bin parça!.. Eeee, "Ümit Karan'ı korursan, gencecik bir yardımcı hakemin hakemlik hayatını silmeye çalışırsan, sorumsuz kaptanına ceza bile vermezsen", işte olacağı budur; çok geçmeden "ikincisi" de yapacağını yapar!.. "Bu zihniyet", üçüncüsünün de "önünü açmıştır" dördüncüsünün de!.. Zira, "yıllardan beri", Galatasaray'ı "bu zihniyet yönetmiştir"; şubenin başına "Adnan Sezginleri getirenlere", dahası Haldun Üstünellere "Ne yapıyorsun arkadaş, haddini bil" diyemeyenlere Ümitlerin, Ayhanların, Sabrilerin kaptanlığı çoktur bile!.. "Bunlara değil kaptanlık, Galatasaray forması bile vermeyeceksin..." Cümle âleme "örnek" olacaksın!.. Herkes ama herkes ve elbette bu arada "sarı-kırmızı formayı giyecek olan" her sporcu da bilecek ki; "Ümitleşen, Ayhanlaşan, Sabrileşenler", kim olurlarsa olsunlar "kulaklarından tutulup" kulüpten "bir daha dönmemek üzere" atılacaklardır; Lincoln de olsalar, Arda da olsalar, Milan Baros da olsalar!.. Ama nerde o başkan, nerde o yönetim?.. Kulaklara fısıldanıyor, "Kulübün kasasında metelik yok, futbolculara aylardır para veremiyorlar, nasıl ceza verecekler?.." Mazeret, bahane, sebep buysa, yandı gülüm keten helva; yarın bir maçta Barış da bir hakemi yumruklarsa hiç şaşmayın!.. Ne o?.. "Galatasaray'ın kasasında para yok, futbolcular her şey yapabilirler!.." "Böyle" bir ortamda sarı-kırmızılı ekip, bir de bizzat yönetim tarafından aşağılana aşağılana "şamar oğlanına döndürülen ve sesini sedasını çıkaramayan", dahası futbolcusuna "Yapma, yoksa seni takımdan silerim" diyemeyecek, aksine "tek müttefiki olarak gördüğü" futbolcusunun "sırtını sıvazlayacak" kadar karizma ve cesaretten mahrum görünen bir teknik direktöre sahipse ve de "saha içinde" kaptansız ise, "en hafifinden" diyebiliriz ki: "Vah Galatasaray vah, ne hâlle düştün ve ne yazık ki kurtulma ümidin, en azından bu yönetimle, bu hoca ile ve bu kaptanlarla hiç ama hiç görünmüyor!.."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.