Türkiye Spor Yazarları Derneği'nin "yeni seçilen" Başkan'ını ve yönetimini kutlarım!.. Derneğe ve mesleğe "irtifa ve itibar kaybettiren" bir yönetimden sonra işbaşına gelmek, "gerçekten zor bir dönemde" ve "riskli bir sorumluluğun omuzlanmasında" yeni Başkan'a ve yeni yönetime önemli görevler yüklüyor!.. Öncelikle ve belki de "uzunca" bir süre "sadece" mesleğin kimliği ve itibarı, derneğimizin kimliği ve itibarı konusunda "savaş" kelimesini sevmiyorum, "mücadele" vermek , bu yönetimin boynunun borcu!.. "Böyle" bir mücadelede de, derneğimizin yeni başkanına ve yeni yönetimine elimizden gelen her türlü desteği vermek de, "gerçek" spor yazarları ve gerçek gazeteciler olarak hepimizin boynunun borcu!.. Dernek yönetiminde "yıllar yılı" bu mücadeleyi vermiş, hatta "bayrağı en önde taşımız" arkadaşlarımız var; benim ümidimi arttıran husus bu!.. Olur mu?.. "Ümit" başka, "ümidin gerçeğe dönüşmesi" başka!.. Ümide "ihtiyatla yaklaşmak" ve makûl bir süre "gerçek kimlik ve itibarımıza kavuşmayı" hasretle beklemek, bunca yıl sabreden bizlerin "yeni Başkan ve yeni yönetim" konusundaki "esas" duruşumuz!.. Biz "böyle" duruyoruz ve duracağız, bakalım yeni Başkan ve yeni yönetim ne yapacak?.. Öncelikle "yeni" Başkanımız sevgili Esat Yılmaer konusundaki görüşümü söyleyeyim: "Bu zor görevde" kişiliği, kariyeri ve formasyonu itibariyle başarılı olabileceğine inanıyorum!.. En büyük dezavantajı, "gazetesinde taşıdığı" sorumluluk!.. "Bu sorumluluğun", Derneğe "yeterli ve gerekli zamanı ayırmasına engel olabileceği" ve "atılması zorunlu bazı adımları ona attırmayacağı" şeklindeki düşüncem, bugün de değişmedi, "zira" bir başka "aynı görevi yapan" değerli ve tecrübeli bir arkadaşımın "başkanlık ettiği" bir yönetimde ben de "görev yapmıştım"; o günlerden "bu dezavantajı" çok iyi biliyorum!.. İnşallah bu defa "Ben yanılırım" ve yeni Başkanımız, bu zor süreçte, bu önemli göreve ayıracak "gerekli" ve "yeterli" zamanı bulur, "zorunlu olan adımları"cesaretle atar!.. Kimse gücenmesin, kızmasın; kulüp başkanlarının, kulüp yöneticilerinin, hatta teknik direktörlerin ve ünlü futbolcuların mesleğimizi "şamar oğlanına çevirdiği" bir süreç yaşıyoruz ve "gereken" tepkiyi koyamıyoruz!.. Zira, "önderimiz olması gereken" meslek kuruluşumuzun başkan ve yöneticileri son yıllarda "göstermelik" bildiri ve açıklamalardan başka bir şey yapmadılar, yapamadılar!.. Zeminde ve zamanda büyük kayıplara uğradık!.. Meslek, "dışarıdan gelen ve kulüp menfaatlerini ön plâna alan" (ki aralarında başkanlarla, yönetimlerle "türlü çeşitli" menfaat ilişkilerine girdikleri iddiaları ayyuka çıkanlar da vardı) bir yığın "gazeteci ve spor yazarı olmayan" kişi tarafından istilâya uğradı; bunları temizleyemedik!.. Ne temizlemesi, mücadele bile edemedik!. Futbol seyircisi ve futbol okuyucusu, "spor yazarı" denilince "bu tipleri anlar" oldu!.. Ve "gerçek" spor yazarlarından da "öyle tavırlar, öyle yorumlar ve öyle yazılar" bekledi!.. Ne yazık ki, tıpkı ekonomide işleyen "Kötü para, iyi parayı kovar" örneğinde olduğu gibi, "gerçek" spor yazarları da, zaman zaman "aynı yolun yolcusu olmak" durumunda kaldılar!.. Meslekteki erozyonun ana sebebi budur!.. Hâlâ, hiçbir tedbir alınmadan bu "çarpık" sistem işliyor!.. Ve "bizler" seyrediyoruz, "derneğimiz" seyrediyor!.. İşte, "yeni Başkan ve yeni yönetim" böyle bir süreçte iş başına geldi!.. Başarılı olmaları tek dileğimdir!.. Kolay gelsin!..