Okan Buruk’a tuzak kuruluyormuş, öyle mi?..

Sesli Dinle
A -
A +

Zalgiris – Galatasaray ve Kayserispor – Galatasaray maçlarından, hatta mevsim başı oynanan hazırlık karşılaşmalarından birinde “Hull City’ye 10 dakikada 3 gol yenilerek kaybedilen” özel maçı da katayım, “acabalı sorular” ile bezeli “Galatasaray” yazılarımın ana konusu “oynanan futbol ve Okan Buruk Hoca” idi.

 

Ve… Molde maçları ile ne yazık ki açık açık sordum; “Okan Hoca ile Galatasaray Şampiyonlar Ligi hedefinin altından kalkabilecek mi?..”

 

Zira, “transfer yarışında da, bu sezon Süper Lig’de de “en büyük rakibi olan / olacak olan” Fenerbahçe, Hollanda Ligi’nde puan cetvelinin üst sıralarında olan Twente’yi “5’lerken”, Galatasaray, Norveç Ligi’nde “liderden 10 puan geride 4’üncü durumunda olan” Molde’ye elenmekten “futbolu ile değil, şansı ile ‘galibiyet gollerini duran toplardaki vuruşların baraja çarpıp, kaleciyi çaresiz bırakarak ağlara ulaşması ve rakip takımın gol fırsatlarını hovardaca harcaması ile” kurtuluyordu. Ya son maçta “adamların attıkları ikinci gol ‘iki karışlık ofsayt ile iptal edilmeseydi” acaba ne olacaktı?..

 

Galatasaray son Molde maçına kadar “7 resmi maç, birçok da hazırlık karşılaşması oynamıştı ve de Okan Buruk, Molde’yi “kasetlerden tanıyamamış olsa bile” Molde’deki maçta tanımış olmalıydı.

 

Ama, Galatasaraylılar, tıklım tıklım dolu statlarında, “takımlarının Molde’yi eleyişini, tribünlerde ve TV başlarında ecel teri dökerek” seyrettiler.

 

Maçtan sonra, Okan Buruk, hâlâ “Zaha sakat, Tete takıma alışamadı, yeni transferlerle eksiklerimizi tamamlayacağız, tam hazır değiliz” masalları anlatıyordu; “o berbattan da berbat futbolun üstünü örtmek” için…

 

Ve maçın “hücum istatistikleri”, Molde’nin hem de İstanbul’da “geçen yılın Türkiye Şampiyonunu futbol olarak nasıl dağıttığını” ortaya koyuyordu…

 

Ve de işte bu acı tablo yüzünden, “kulüpçülük yapmadan, takım tutmadan yorum yapan” iki meslektaşımızdan Ömer Üründül, maçtan sonra “Ben her zaman yeri geldikçe şunu vurguluyorum; bilhassa bir başarı elde edildiğinde mutlaka abartılı yorumlar yerine gerçekler teşhis edilmeli. Galatasaray, iki Molde maçında da kötü oynadı. Takım oyun açısından da fizik-kondisyon olarak da çok yetersizdi. Dün geceden bir örnek daha. 50 bin seyirci önünde 90 dakika açık oynayan bir rakip karşısında üretkenlik sağlayamıyorsan takımda ciddi saha içi sorunları var demektir” diye yazıyordu.

 

Hasan Sarıçiçek kardeşimin görüşü ve şu satırları da “neyin ne olduğunu” çok açık ortaya koyuyordu; “Aman! Takım savunmasına dikkat! Şimdiden söyleyeyim… Bu sistem, bu temaslı oyun ve Molde önündeki bu denli zaafı başka takımlar asla affetmez gruplarda.  Dahası neden bu kadar çok top kaybeder Galatasaray takımı? Bu seviyedeki oyunda topun arkasında kalmak gerekmez mi? Topu kaybediyor, pozisyon veriyor, gol yiyorsun. Ya maç uzasaydı, kalite farkı sorgulanmaz mıydı?” 

 

Ve de yazılarında “karıncayı bile ezmek istemeyen” sevgili Osman Şenher’in şu iki cümlesi, “Okan Buruk’a bugüne kadar yapamadığı ama yapması gerekeni anlatırken” Galatasaray’ın “hâli pürmelalini” de anlatmıyor muydu; “Perşembe günü kuralar çekilecek. Herhalde gruptaki rakipler belli olunca Okan Buruk, oynanan futbola mutlaka bir el atacak.”

 

Bir yanda “bütün kadrosu bir İcardi maliyeti etmeyen” Molde, bir yanda “neredeyse 300 milyon avroluk piyasa değeri olan” bir kadroyu kurmak üzere olan Galatasaray ve …

 

“Kötü” futbolun mazereti; “Zaha sakat, gelecekler var, henüz tam takım olamadık, hazırlanmadık” öyle mi?..

 

Takımdaki bir çok futbolcunun “kondisyon zafiyeti” de, mesela Kerem Aktürkoğlu’nun dökülüşü de, “Zaha’nın sakatlanmasından” mı?..

 

Bu futbolun “20 eylülde başlayacak grup maçlarında hangi sonuçları getireceğini” hâlâ fark edemeyen meslektaşlarım var ve “eleştiren bizlere” çok kızıyorlar; hatta TV ekranlarında “Okan Buruk’a tuzak kuruluyor” diye bağıranlar ve onlara ses çıkarmayanlar, onaylayanlar bile var…

 

Bu çirkin iddia “ortaya” söylenmez; anlaşılıyor ki, ya uyduruyorlar ya da “kimin tuzak kurduğunu söyleyemeyecek kadar” korkaklar!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.