Olmadı, olmadı Jesus Hoca!..

Sesli Dinle
A -
A +

“Hâlâ ümidimiz” var diyor Jeorge Jesus; “Orada daha ilk yarıda turu alıp gelecek bir futbolla sayısız gol fırsatını kaçıran” Fenerbahçe’nin Sevilla’ya “2-0 gibi” net bir sonuçla mağlup olmasında sonra…

 

Ve de “mağlubiyete kulp takıyor”; “Avrupa’da tecrübeli bir takımla oynadık.”

 

“O tecrübeli takım” La Liga da “24 maçta 6 galibiyet, 7 beraberlik, 11 mağlubiyet almış, 27 gol atabilmiş, 39 gol yemiş ve de…  “25 puanlı 3 takım” içinde, 12 puanlı Elche’nin ve 23 puanlı Valencia’nın üstünde ‘düşme hattının üçüncü takımı’ olarak” yer alıyor… Son 5 maçında sadece “1 galibiyet ve 1 beraberlik” alabilmiş…

 

Sayın Jesus, “o tecrübeli Avrupa takımını”, Fenerbahçe’nin hem de “Şampiyonlar Ligi’nde” nasıl elediğini Sevgili Uğur Meleke dün nasıl anlatıyor: 

 

“2008’de Sevilla ile Fenerbahçe, Şampiyonlar Ligi’nde eşleştiklerinde o müsabakaları yerinde takip etmiştim. Sevilla o sezona Real Madrid’e 5 atıp İspanya Süper Kupası’nı kazanarak girmiş, Şampiyonlar Ligi grubunda da Arsenal’i alt etmişti. Kurada Fenerbahçe’yi çektiklerinde mutlak favorilerdi; kadrolarında Luis Fabiano, Kanoute, Capel gibi yıldızların yanı sıra sonradan Barcelona’ya transfer olacak Dani Alves, Adriano ve Keita da bulunuyordu. İşte o Sevilla’yı elemişti.”
Ve işte onun için “ben senin yerinde olsam” yönetimime de, camiama da, taraftarlarıma da “Ümidimiz var” yerine şu mesajı verirdim; “İstanbul’da eleyeceğiz!..” 

 

Elbette “bu mesaj” asıl Sevilla’ya olurdu. Ve de, “düşme hattında 25 puanla kendisiyle beraber oturan Almeira ile Sevilla’da oynayacağı maçtan sonra” İstanbul’a gelecek olan rakibinin hoca ve futbolcularını etkilerdi!..

 

Gerçek şu ki, Süper Lig’de 23 maçta 58 gol atıp, “38 maçta 100 golü geçmeyi hedefleyen” ve de Sevilla’da “en az 5 golü ilk yarıda kaçıran” Fenerbahçe, İstanbul’da “bu” Sevilla’yı eleyecek bir skoru yakalayacak güçte… Böyle bir galibiyetin anahtarı da sende…

 

2-0’dan sonra gece ekranlarda, ertesi sabah gazetelerde “ağır şekilde eleştirildin”; çoğu haklı idi.

 

Ama benim kafama, “Perşembe gecesi Avrupa kupalarında yaptığımız üç maçta “4 kolay gol yiyip, çok zor ve ancak 1 tane gol atabilmemiz” takıldı… “Millî takımız da dâhil, son yıllarda bu ‘olumsuz tabloyu’ alışkanlık hâline getirdik” neden acaba?..

10’unculuk Kafdağı’nın ardında…

UEFA “Türkiye olarak” puan sıralamasında “Avusturya’nın elinden 10’unculuğu almak için 6 galibiyete ihtiyacımız vardı”; ama üç maçta ancak bir beraberlik alabildik. 10’unculuk Kafdağı’nın ardında kaldı, “Sırbistan’ın elindeki 11’incilik bile” artık zorlaştı…
İstanbul’da “Fenerbahçe galibiyet alacaktır”, yeter ki, “o galibiyet elemeye yeterli bir galibiyet” olsun ve Fenerbahçe yoluna devam etsin…
Sivas’ın, 1-0 yenildiği Fiorentina’yı elemesi zor görünüyor… Ama futbol bu… İnşallah…
“Devam” konusunda en ümitli olabileceğimiz takım Başakşehir… Gent’ten getirdiğimiz beraberlik ki, “o gece tek golümüzü” atmıştık; “hem puan, hem ümit getirdi” Türkiye’ye…
Emre Belözoğlu ve talebelerine teşekkürler…

Saltanat iyi de, ya sonuç?..

Basketbolda “Millî takımımızın durumu”, Atletizmde, “kendi evimizdeki Avrupa Şampiyonası’ndaki yürekler acısı tablomuz” aslında basınımızın da, spor teşkilatımızın üst düzey yetkililerinin “üzerinde dikkat ve hassasiyetle durmaları gereken” olumsuzluklar zincirinin en iri halkaları oldu!..
“Futboldan başını kaldıramayan” bir “spor (!)” basınımız ve “kara lekelere rağmen ‘Atletizmde ve basketbolda olan bitenleri’ görmezlikten gelen” bir spor teşkilatımız var…
“Kara lekeyi örttüğünü” zanneden Fatih Çintimar ve “primsever” başkanımız Hidayet Türkoğlu saltanatlarını sürdürmeye devam ediyorlar… Devam ediyorlar da, acaba nereye kadar?..

Şaka!..

Messi’li, Mbappe’li, Neymar’lı Paris Saint-Germain, Şampiyonlar Ligi’nde Bayern Münih’e elenince, hoca Christopher Galitier’e yol göründü.
“İki cambaz bir ipte oynamazken”, PSG’nin cambazları “3’leşince” ne yapsın Galtier’i?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.