OLMAZ BÖYLE ŞEY

A -
A +

Olmadı sevgili kardeşim Hıncal; olmadı!.. Dün sabah, Sabah Gazetesi'nin spor sayfalarına göz gezdirirken, "manşetteki sözlerini okuyunca", içim burkuldu ve "fevkalade üzüldüm!.." Sen ki, "bütün hayatın boyunca" ve "özellikle gazetecilik yaşamında", hep ama hep "insanlara güvenmenin, insanlara yeni bir fırsat vermenin, insanları sevmenin ve bunun gereklerini yerine getirmenin" yılmaz bir savunucusu oldun!.. "En kötü adımlarla, en kötü durumlara düşmüş" insanlara bile "yardım ve destek elini" uzattın, arka çıktın!.. Bunların örnekleri ve ayrıca "spor sahalarında, insanların tribünlere hedef gösterilmesine karşı açtığın savaş" ile ilgili yüzlerce yazın ve sözün gazete ve TV arşivlerinde duruyor!.. Şimdi "aynı" Hıncal Uluç olarak, daha mevsimin başında, bir futbolcuyu "son derece aykırı ve görülmemiş" bir şekilde suçlayarak, tribünlere hedef gösterdiğinin farkına nasıl varmazsın? Galatasaray - Fenerbahçe maçında, futbol bu, pek âlâ olabilir, eğer Baliç "kötü oynarsa" ya da mesela "çok kolay bir gol pozisyonunu" Hakan'ın Senegal maçında kaçırdığı gibi atamazsa, "senin dünkü işaretinden sonra" tribünlerde, sokaklarda neler olabileceğini hiç düşündün mü? Bu nasıl bir pozisyon almadır ki, hem de "bizim spor medyamızın nasıl palavralar uçurup, sansasyonlar tezgahladığını en iyi bilenlerden ve devamlı yazanlardan biri olarak", üstelik "kendi sözlerinin ve yazılarının maksatlı bir şekilde nasıl kesilip biçildiğini defalarca yaşayan" bir gazeteci olarak ve belki de "o zamanlar, Baliç'e Galatasaray kapısı tamamen kapansın" diye uydurulmuş olan bir söze takılıp, "Madem Baliç alınacaktı, öyleyse Sergen'in suçu neydi? Üstelik Sergen daha önce oynadığı kulüpler aleyhinde hiç konuşmadı" diyebiliyorsun?.. Sergen'in "ayrıldığı kulüpler, takımlar, onların başkanları, yöneticileri, teknik direktörleri aleyhine olan sözlerini" arşivlerden çıkarsak, koca bir roman olur; bu bir!.. İstersen, mesela bugün döndüğü Beşiktaş için neler söylemiş, sevgili Kazım Kanat'a sor; sana "kelime kelime anlatsın!.." İkincisi, Galatasaray Sergen'i bırakmadı; Sergen, Lucescu gibi "yumuşak bir hocanın gidip", yerine Fatih Terim gibi "göz açtırmayan bir hocanın geleceğini" anlayınca, Sinan Engin'in attığı oltaya takıldı ve Lucescu'nun yeni takımına kaçtı!.. Ve de üçüncüsü; görülüyor ki Sergen "müzmin sakat" ve "ne zaman, nasıl iyileşeceği belli değil!.." Geliyorum, "beni asıl üzen" konuya!.. Ben Baliç'i de, Aziz Yıldırım'ı da sevmem!.. Elbette "insan ve kişi olarak değil", spor ve futbol alanındaki görevleri ve yaptıkları ile ilgili olarak sevmem!.. Ama, "ortada fol yok, yumurta yokken" çıkıp da, "Bir Galatasaray - Fenerbahçe maçından önce babası çıkıp, manevi oğlundan bir ricada bulunsa Baliç ne yapacak? Ben bu yüzden Baliç'ten şüpheliyim" demek, doğrusu ya, bıraktım Aziz Yıldırım'ı ve Baliç'i bir yana, "insan olabilmenin bütün evrensel hasletlerine hakaret etmek" değil midir? Bugüne kadar, Galatasaray'da oynayanlar, hatta kaptanlık yapanlar ve hayatlarının sonuna kadar "Galatasaray'da kalanlar" futbolun icabı olarak gün geldi Fenerbahçe'de ve Beşiktaş'ta oynadılar!.. Bugüne kadar Fenerbahçe'de ve Beşiktaş'ta oynayanlar ve hatta kaptanlık yapanlar, hatta ve hatta o kulüplerin "anıt adamları" haline gelenler, Galatasaray'da oynadılar!.. Yeni takımlarında, "ömürlerini verdikleri" takımlara karşı da oynadılar, iyi de oynadılar, kötü de oynadılar; ama "en ufak bir şüphe duyulmadan" oynadılar!.. Ortada insanlık varken, futbol ve spor varken, hele hele "ligin sonlarında patlamak için ufacık bir ateş bekleyen" tribünler varken, ne anlama geliyor; "Ben Baliç'ten şüpheliyim" sözü ve manşeti? Baliç'in "yanlışlarını ve hataları" yan yana dizdikten sonra, "Bunların üstüne üstlük hâlâ Galatasaray'a transfer olduktan sonra 'Fenerbahçe Başkanı'nın benim hayatımdaki yeri başkadır. Ben onun oğlu gibiyim' diye sözleri var" diyorsun!.. Benim tanıdığım Hıncal'ın, "bu sözleri, bu açık ve samimi sözleri, Baliç'in bildiği ve kamuoyunun da bilmesi gereken bu sözleri söyledi" diye Baliç'i alkışlaması ve "Ben inanıyorum ki bu sözleri söyleyen Baliç, hayatının en iyi oyunlarını Galatasaray forması altında Fenerbahçe'ye karşı çıkaracaktır" demesi gerekirdi!.. Sevgili kardeşim, oldum olasıya "kendini kamuoyundan gizleyen ve tarafsız görünen" bir spor medyasına ders vermek için spor yazarları tribünlerine "sarı-kırmızı kaşkol takarak gelen" sen değil miydin? Ama, "Sarı-kırmızılı kaşkollu adam" olarak "en acımasız eleştirileri" Galatasaray için, yöneticileri için, teknik adamları için, futbolcuları için yapmadın mı? İnanıyorum ki, "Baliç gibi bir yeteneğin yaptığı yanlışlar ve hatalar sebebiyle kaybolmak üzere iken, ona uzatılan Fatih Terim - Galatasaray elinin kıymetini bilerek yeniden hayata dönmesinden ve sahalarda gerçek Baliç olmasından" en büyük mutluluğu duyacaklardan biri de sen olacaksın!. Diyeceksin ki; "Ben Baliç'i uyarmak ve hırslandırmak için yazdım!.." Elbette "Baliç'i uyarmak ve hırslandırmak için" yazabilirsin, buna itirazım yok da, üslup bu mu olmalı?.. Daha Baliç'e gelmeden ve onu "spor ahlâkı terazisinde tartıya çıkarmadan" Aziz Yıldırım'dan başlayalım: Aziz Yıldırım, Baliç'ten "senin şüphelendiğin gibi bir ricada bulunacak kadar" küçülebilecek biri olsaydı, hiç şüphen olmasın ki, "onca parası ile", geçen sezon "kasası tamtakır ve borç içindeki" Galatasaray'a karşılık, üçüncü yıldızı Fenerbahçe'ye "o taktırırdı!.." Bilmem haksız mıyım?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.