(Bu yazı çarşamba günü yayınlanacaktı, ne var ki, pazar gecesi Galatasaray-Diyarbakırspor maçındaki çirkin görüntüler gündemde öne çıktı ve bu yazı cumaya kaldı.) *** Nerede ise "yıldırımlar yağdıracaklar" Mahmut Özgener'in başına, "insanın insan olduğunu" unutarak!.. Neymiş; "Fenerbahçe Acıbadem Bayan Voleybol Takımı'nın maçına gitmiş!.." Madde bir; "bu maç sıradan bir maç değildi"; voleybol branşında, "Türk voleybolu için", hatta "futbolda" Galatasaray'ın getirdiği UEFA Kupası'ndan bile değerli olacak bir kupa idi; zira voleybolun "Euro Ligi gibi değil, Şampiyonlar Ligi ayarında en tepedeki kupasının ülkemize getirilebileceği final turuydu", Fenerbahçe'nin oynayacağı maçlar!.. Madde iki; "çok kişinin olduğu gibi", Mahmut Özgener de, yakın arkadaşı "Mehmet Ali Aydınlar'ın özel davetlisiydi" ve Mehmet Ali Aydınlar, "sadece Fenerbahçe yöneticisi olarak değil", Fenerbahçe Acıbadem Bayan Voleybol Takımı'na "adını veren" Acıbadem Hastaneler Zinciri'nin de sahibiydi, yani takımın sponsoru idi; "özel davetler de zaten, aralarında Özgener'in de bulunduğu onca kişiye, Fenerbahçe adına değil, Mehmet Ali Aydınlar adına yapılmıştı!.." Madde üç; Mahmut Özgener, "büyük takımlar içinde" çocukluğundan beri Fenerbahçe'ye sempati duyan, onu tutan bir insandı!.. Madde dört; Özgener, "Ben sadece futbol tutkunuyum, futbol yöneticisiyim, futbol başkanıyım" gibi komik bir "sınırlamayı" haklı ve doğru olarak "reddettiğini" gösteren ve bu "çağdaş tavrını" başkalarına da örnek olacak şekilde sergilemekten korkmayacak kadar "medeni cesareti olan" bir kişiydi!.. Madde beş; bütün dünyada "ülkelerinin takımlarının maçlarını seyretmek için hatta denizaşırı uçan" onca cumhurbaşkanı, kral, başbakan, bakan, siyasi parti lideri, belediye başkanı varken, "Vay efendim, Futbol Federasyonu Başkanı nasıl olurmuş da, falanca futbol takımının, filanca futbol takımı ile oynadığı maç varken, bir bayan takımının voleybol maçına gidermiş" eleştirisini gündeme oturtanlar için söylenecek çok şey var ama, onlara "bugünlük" sözüm "sadece" yazımın başlığı!.. Ülkemde, koca bir mevsimin her haftası oynanıyor, o "falanca futbol takımı ile filanca futbol takımının maçları"; ama voleybol gibi "dünyada futboldan sonra en çok insanın, okullarda onca gencin yaptığı" en yaygın sporlardan biri olan voleybolda, "kulüpler bazında" en büyük ve en değerli kupayı "bir Türk takımının, Fenerbahçe'nin kazanmasının sürpriz olmadığını, aksine kupa için iki favoriden biri olduğunu herkes biliyorken" ve finallere "kupayı almak için" gidiliyorken, "Mahmut Özgener, futbol maçlarını bırakıp da, o voleybol maçlarına nasıl gidermiş" öyle mi; hadi canım siz de!.. Özgener'i, üstelik "Fenerbahçe Kulübü ve Kulüpler Birliği Başkanı olan" Aziz Yıldırım'la arasının, Yıldırım'ın haksız ve haddini aşan sözlü tacizlerine cevap vermesi üzerine aralarının buz gibi olduğu bir süreçte, bir başka "Fenerbahçe yöneticisinin davetine olumlu yaklaşıp, bu final gezisine gittiği için" yerenleri de ayıplıyorum; hani "fair play için, sporda dostluk ve barış ortamının sürdürülmesi için" attığımız zaman mangalda kül bırakmıyorduk?.. Neymiş, "Fırçayı yemiş, hizaya gelmiş, Aziz Başkan'la barışabilmek, onun elini sıkabilmek için Fenerbahçe bayan basketbol maçına koşturmuş"; insan "nasıl" böyle düşünebilir ve söyleyip, yazabilir; hele "Fenerbahçe'nin sayı aldığı anlarda her Türk gibi, her Fenerbahçeli gibi nasıl coşkuyla, heyecanla yerinden zıpladığını TV ekranlarında gören, seyreden" bir insan, nasıl "bu insafsızlığı" yapabilir?.. Özgener'in futbolu yönetiş şekli, yaptıkları ve de yapamadıkları için "bin tane, on bin tane eleştiri getirilebilir", katılsam da, katılmasam da, eleştirsem de, eleştirmesem de, bu eleştirilerin hepsini saygı ile karşılarım; ama "insan olan" Mahmut Özgener'e "insanlığını gösteren bu güzel tarafı ile ilgili olarak", bu kadar "üslubu çok ağır ve maksadını çok aşan" şekilde hücum edenlerin söylediklerinin, yazdıklarının zerresine katılmam mümkün değil!.. Beşiktaş yöneticisi Mete Düren'in "Trabzonspor maçında verilmeyen penaltıları" ve "rakibe çıkması gerekirken çıkarılmayan kartlar" ile ilgili yakınması ne kadar haklı ise işe "Özgener'in, Fenerbahçe Acıbadem Bayan Voleybol Takımı'nın final oynayacağı maçlara gitmesini karıştırması" da, işte yukarıdan beri yazıp geldiklerime tam da uyan bir şekilde, o kadar haksız!.. Bu haksızlığa "bir insanlık şamarı gibi" karşılık olan cevap Mehmet Ali Aydınlar'dan geliyor; "O maçta Türkiye'nin her yerinden insan vardı... Maçtan önce ve sonra tebrik edenler oldu, bunların başında da Mete Düren geliyordu. Mahmut Özgener'in gelişi benim içindir, kendisini ben davet ettim. Hangi çağda yaşıyoruz?" Bitmedi; dahası var; Yıldırım Demirören'in de "Bizim de voleybol takımımızın Plâj Voleybolu'nda Türkiye şampiyonu olduğu maç vardı, Özgener ona gelseydi, kazanırdık" dediğini öğrenmez miyiz?!.. "Bir plaj voleybolu maçı" ile Fenerbahçe Acıbadem'in "Avrupa'da voleybolun en büyük kupası için mücadele ettiği karşılaşmaları" bir tutan bir zatın, hem de "futbol değil, jimnastik, yani spor kulübü olarak kurulan" ve "bununla haklı olarak" iftihar eden Beşiktaş'ın başında olmasındaki talihsizliğe bakın siz; işte "bu zihniyet hakim" büyük kulüplerimize!..