Önce öğren, sonra eleştir!..

A -
A +

Kim olduğunu bilmiyorum, ama "yaptığı işi iyi yapmadığını biliyorum"; nereden biliyorum, işte Türkiye Futbol Federasyonu'nun "resmi" sitesinde yaptığı şu açıklamadan: "Bazı ulusal ve uluslararası basın organlarında A Milli Takım Teknik Direktörümüz Guus Hiddink'e atfedilen bazı açıklamalar yer almış ve yapılan çeviri hataları kısa sürede yayılarak yanlış anlaşılmalara neden olmuştur. Bild Gazetesi kaynak gösterilerek yapılan haberlerde, teknik direktörümüzün son dönemde Alman Milli Takımı'na katkılarıyla sivrilen Mesut Özil'in bu tercihine ve pasaportuna ilişkin bir ifadesi, yanlış tercüme edilerek gereksiz bir polemiğe yol açılmıştır. Guus Hiddink, Alman Futbol Federasyonu'na veya Mesut Özil'e dönük herhangi bir sahtecilik suçlaması yapmamıştır. Uluslararası futbol kamuoyunun böylesi hassas bir konuda doğru bilgilendirilmeye ihtiyaç duyduğuna inanıyor, bu tip hataların tekrarlanmamasını diliyoruz." Şimdi Allah aşkına bana söyleyin; "bu açıklamadan doğru dürüst bir şey anladınız mı"; bazı gazete haberlerine göre Hiddink, "Alman Federasyonu hakkında, Mesut Özil'in pasaportu hakkında bir şeyler söylemiş, sahtecilik suçlaması yapmış" ama "Aslında böyle bir suçlama yapmamış, bu konudaki haberler yalanmış" denilmek isteniyor ama, "sözüm ona" yalanlama açıklamasında, "konunun ne olduğu açık açık anlatılmadığı, anlatılamadığı için", çok şey müphem kalıyor; Bild'in kaynak gösterilerek yazılan haberleri okumayanlar, "Hiddink'in ne dediğini, neden dediğini, ne zaman dediğini" bilemedikleri için, bu açıklamayı okuduklarında, olayı çözemiyor, kafalarında bir çok soru ile ortada kalıyorlar; tıpkı benim gibi!.. Ama, "işini iyi yapan bir gazeteci", mesela sevgili Attila Gökçe, "Guus Hiddink sahte mi dedi" başlığı ile "olayı iki paragrafta herkesin anlayabileceği şekilde" ortaya koyuveriyor: "Schade, dass Özil sich für den falschen Pass entschieden hat." Milli Takım Teknik Direktörü Guus Hiddink, şu sıralar Hollanda'da, Dünya Kupası maçlarını yayınlayan devlet televizyonunda maçları yorumluyor. Bu arada kişisel görüşlerini de merak ediyor gazeteler. Alman Sport Bild'in Mesut Özil ile ilgili sorularını yanıtlarken, aynen girişteki Almanca sözlerle başlıyor... Bu sözlerin tam tercümesi şu: "Özil ne yazık ki yanlış pasaportu tercih etti." Hollandalı Hoca devam ediyor : "Böyle bir oyuncunun takımımda (Türkiye'de) oynamasını isterdim. Onun gibi oyuncular Almanya'nın oyun kültürünü değiştirdi ve daha keyifli hale getirdi." Bu çok masum ifadeler, kazaya uğrayınca kıyamet koptu. Sadece Milliyet'te değil, İtalyan Tuttosport ve İspanyol As gazetelerinde de 'sahte pasaport' deyimi yer aldı. Oysa Hiddink sadece 'yanlış' pasaport (Almanya) tercihinden söz ederken, Almanca'nın hışmına uğramıştı. "Falschen" sözcüğü Almanca'da hem "yanlış", hem de "sahte" anlamına geliyordu. TFF Milli Takım İletişim Direktörlüğü, dün hem İtalyanca, hem de İspanyolca'ya çalışarak (!) Hiddink'in meramını anlatmaya gayret etti. Umarım başarmışlardır! İşte "ne kadar başardıklarını" da ben yazıyorum, sevgili Attila!.. Ne demiş atalarımız; "At binenin, kılıç kuşananın!.." "At binemeyenler, kılıç kuşanamayanlar" işte "öyle yapar" yalanlamayı, "at binmeyi, kılıç kuşanmayı bilen" de "senin gibi" yazar!.. Futbol Federasyonu'nun çatısı altında "Tam Saha" Dergisini çıkaran, "at binmeyi de, kılıç kuşanmayı da iyi bilen" Zeki Çol gibi, Mazlum Uluç gibi "tecrübeli" gazeteciler var; "böyle netameli konuları" ve "basın açıklamalarını" onlara sorsalar ya!.. "Hiddink'in ne demek istediğini açıklamak" yerine, hedefe basını koyarak, "bu tip hataların tekrarlanmamasını" isteyenlerin de "bu tip hataları yapmamaları" gerekmez mi?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.