Onlar ve Biz!..

A -
A +


"Uzay futbolu" gibi maskara  bir  benzetmeden tutun da, "Şampiyonlar Ligi Finali Barcelona – Real Madrid maçı üzerine kurgulanıyor, kuralar bile bu kurgu üzerine 'titreşimli toplar' ile çekiliyor" şeklindeki "komplo teorilerine kadar" uzanan bir süreç yaşadık.

         Bu süreçte, Dünya sporu,  "futbolun para üzerine kurulu yeni yapılanmasının baskılarına aldırmayıp", mesela "Sporda, Barcelona – Real Madrid finalinden çok daha önemli olaylar var"  diyen kuruluşların ve medyanın neşter üzerine neşter vurduğu "sporun ana sorunlarını" da yaşamaya devam etti!..

Ne var ki, benim halkım, hatta "yabancı basını takip edenler hariç" benim spor camiam,  bu gelişmelerden pek haberdar olmadı.

 Zira "benim spor medyam  için" varsa da yoksa da, "Üç Büyüklerin futbolu vardı"  ve de  "o varken", doğru dürüst "başka şeyleri" yazmaya gerek var mıydı?..

İşte "onlarla farkımız" buradaydı;  "elin oğlu", sorumlu ve görevli kuruluşlarıyla, medyasıyla, o sorunların üzerine gitmeyi "asli görev" sayıyordu!..

         Şimdi gözler, kulaklar İspanya'da idi ve "kara bulutlar bir kabus  gibi" İspanya'nın "en büyüklerinin"  üzerine çökmüştü!..

         "Kan dopingi" sihirbazı Dr. Eufemiano Fuentes'in "Kamu sağlığına karşı suç işlemekten 1 yıl hapse mahkum edilip, 4 yıl meslekten men edilmesi" olayının arkası didik didik edilmeye devam ediyor!..

         Soru "tüyler ürpertici" ama gerçek; "efsane" Marion Jones'larla başlayıp, "efsane" Lance Armstrong'larla devam eden "dopingçiler giyotini"  İspanya'da da kurulacak mı?..

Üstelik "oralarda savcılar ve hakimler", ne kulüplerin büyüklüğüne, ne futbolcuların ve yöneticilerin "efsane hâline getirilmiş" olmasına bakıyor, medya da  "suça ve suçlulara kalkan olma" gibi bir görevi üstlenmiyor!..

         "Ani baskınlar"  ile, İspanya'nın en büyük takımlarının futbolcularından alınan kan örneklerinin ucunun nereye varacağı elbette "şu anda kestirilemez", ama, "Armstrong'ın hazin hikayesi" de "böyle"  başlamamış mıydı?..

İşin özeti şu ki, iki Alman takımının, "ulaşılamaz" gibi bakılan iki İspanyol devini "saha içi skorları olarak" adeta "Lüksemburg'a çevirmeleri" ve "dört maçlık yarı final hesabını, gol olarak 11 / 3 kesmeleri", söyleyin bana, "düşünen / okuyan / yazan"  insan beyni için "bir şeyler" ifade etmiyor mu?..

********

Fenerbahçeli Kuyt ile Show'a bir soru: "Kayserispor'un  Fenerbahçe'ye karşı oynadığı futbol mu, yoksa Gaziantepspor'un  Galatasaray'a karşı oynadığı futbol mu daha etkili, kazanmaya, puan almaya daha yakındı?.."

         Bir soru daha; "Şike sürecinin yargıda ve UEFA'da hâlâ sürdüğü bir dönemde, Galatasaray'ın da, Fenerbahçe'nin rakiplerinin ve futbolcularının sahada yaptıkları onur mücadelesini", utanmadan "bu sözlerle karalamaya çalışmak" ne demektir?..

         Ve son soru; "Bu sözleri, Türkiye'ye gelmeden önce futbol oynadığınız Avrupa ülkelerinde, bir maçta rakip oyunculara söyleyebilir miydiniz"; söylerseniz neler olurdu?..

         Bir sözüm de, benim anlı / şanlı medyama; "Bu sözleri, Gaziantepspor maçında, mesela Felipe Melo ve Drogba , Gaziantepsporlu futbolculara söyleseydi"; acaba "böylesine kulağınızın üzerine yatar mıydınız?..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.