Öyleyse öl, Delgado!..

A -
A +

"Delgado Olayı", Türk Futbolu'nda yıllardan beri süren ve "faili meçhulsüz gibi" görünen ve aslında "failleri meçhul olmayan" sportif sağlık cinayetlerinden sadece biri!.. "Futbolcuyu iğne yaparak" sahaya çıkarmak ve de "ağrı hissetmemesini sağlayarak" oyunda kalmasının önünü açmak, aslında "tam bir tıp cinayetidir" de ama, biz tabirin "hafif" olması için "sportif sağlık cinayeti" diyoruz!.. Beşiktaş'ın kaptanı ne yazık ki ancak şimdi, "başına çorap örülünce" feryat ediyor: "O kadar söyledim, 'Bırakın ameliyat olayım, basit bir ameliyat, bir ayda antrenmanlara başlarım, iki ayda takımın başında olurum' dedim, bana 'Hayır' dediler, iğnelerle acılarımı dindirip sahaya sürdüler. Sakatlığım iyice arttı, dayanılmaz hâle geldi, şimdi ameliyat şart oldu, ne var ki iyileşme sürecim uzadı. Bu defa diyorlar ki, 'Sözleşmeni askıya alacak, donduracağız'; bu nasıl bir adalettir?" Yıllardır, bir Turgay Renklikurt Hocam, bir de ben yazıp duruyoruz; "Ey kulüp doktorları, ey Türk Tabipler Birliği, ey Sağlık Bakanlığı, bu, insan sağlığı bakımından son derece riskli ve tehlikeli uygulamaya neden son vermiyorsunuz; söyler misiniz bize; 'Hipokrat Yemini' ne demektir?.." Evet, soruyorum; o "lânet olası" iğneler yapılmasaydı, bugün Delgado "bu durumda" olur muydu?.. Delgado olayı "tek" değil, yıllardan beri "yüzlerce Delgado olayı" yaşayıp geliyoruz!.. Ve ne yazık ki, "Futbolcular Birliği", bu "sportif sağlık cinayetleri" gözlerinin önündeyken, susup oturuyor; tepki koymuyor; "başkan" Turgay Şeren'in sesi sedası çıkmıyor!.. Ya benim anlı ve de şanlı spor medyam, onun anlı ve de şanlı yazar - çizerleri, yorumcuları? İçlerinde Beşiktaş yönetimini ve başkanını "Aferin" diye alkışlayanlar bile var!.. Son sözüm sizlere, ey futbolcular; aklınızı başınıza alın ve ağrıları dindiren, acıları kesen iğneleri yemeyin, o iğnelerle sizleri sahalara sürmek isteyenlere "Hayır" deyin!.. >> Keita!.. Anlaşılıyor ki, Galatasaraylı yöneticiler "Lincoln olayından en ufak ders almamışlar"; ondan daha kurtulamadan, devreye "Lille'de, Lyon'da Lincoln'ün bir başka çeşidi olduğunu gösteren" Keita'yı soktular!.. Neyse ki, Keita, tabii "söylenen resmi sözler doğru ise", 14 milyon euroya patlayan Lincoln'ün adeta KDV'si; sadece 4 milyon euro!.. O da "Lincoln gibi çıkarsa", kaybedilecek para "bu kadarcık!.." Eh, o da "böyle bir yönetim için" feda olsun!.. >> "Onlar" başkaaa!.. Mehmet Topuz'un transferinde "başta Beşiktaş" olmak üzere herkese "ilkelilik, iş ahlâkı ve talimatları bilme" dersi verenlerin, Gençlerbirliği'nden Troisi'yi "yangından mal kaçırır gibi" kaçırmalarındaki ve de Arda'ya "bitmek tükenmek bilmeyen" transfer tacizlerindeki "etik hassasiyet(!)" her nedense ancak "mırıltı hâlinde" yazılıp çizilirken, insanın "Bu ne perhiz bu ne lâhana turşusu" dememesi mümkün mü? >> Kulüpler uyuyor!.. Bir; "imza isteyen" Galatasaraylı "gurbetçi" taraftarın başına "futbol ayakkabısını fırlatan" Galatasaraylı milli futbolcu Sabri!.. Bu kaçıncı ve kim bilir daha kaç defa olacak?.. İki; "5 gol yiyip darmadağın olan takımın ve de ortaya konan rezalet futbolun acısı ve öfkesi içinde" söylenen "gurbetçi" seyirciyi döven ve polis tarafından göz altına alınan Sivasspor antrenörü Murat Göksu!.. "Bülent Uygun" hocamız gibi, diyelim ki "5 - 0" bir kazaydı; peki ama Sivasspor'un maçını seyretmek için koşan ve "onca para ödeyen" gurbetçimize atılan yumruklar?.. "Dışarıdaki" mevsim başı imajımıza bakın!.. Peki, "bunlar" cezasız mı kalacak?.. >> Değer mi?.. "Cumhuriyet" olduğuna dair yığınla makale, haber ve de hatta "kitaplar" yazılan Fenerbahçe'nin "astığı astık, kestiği kestik" bir padişah gibi davranan Başkanı, yeni mevsime girilirken, kongresinde verdiği "3 yıl üst üste şampiyon olacağız" sözünü gerçekleştirmek için "her cephede" elinden geleni ardına koymamaya başladı!.. Elbette, "bu sözün tutulması için", öncelikle gerekli olan "güçlü bir takımın kurulması" konusundaki gayretleri övülecek cinsten!.. "Daum" ve "Aykut Kocaman" pragmatistliği de öyle!.. Ne var ki, "vakanüvistleri tarafından" yazılan yazılardaki "gözdağı" havası, üzerinde durulması gereken "ciddi" bir gelişmedir!.. Yukarıdaki cümle ile "ne demek istediğimi", dünkü Milliyet'te sevgili Bilgin Gökberk'in "Aziz Yıldırım'ın Akşam'daki köşe yazısı" başlıklı yazısını okuyanlar "çok iyi" anlayacaklardır!.. Özellikle "Mahmut Özgener" ve Federasyonunun üyeleri ile "Oğuz Sarvan" ve Merkez Hakem Komitesi'ndeki arkadaşları çok ama çok iyi okusunlar bu yazıyı!.. Dahası, Galatasaray'ın, Beşiktaş'ın, Trabzonspor'un, Sivasspor'un ve "varsa" Süper Lig'de "şampiyonluğa oynama niyetinde olan" başka takımların başkanlarının da çok çok iyi okumaları lâzım!.. Şimdi "biz, bu satırları yazdık" diye, "fanatik" bir yığın Fenerbahçe taraftarı tarafından topa tutulacağız ama, "aklı başında" Fenerbahçeliler, "Başkanlarının, daha lig başlamadan, ligin altına nasıl fitili sadece ateş bekleyen bir bomba koymaya çalıştığını" anlayacaklardır!.. Bir "lüzûmsuz ve tehlikeli söz" uğruna, yeni sezonda kim bilir "neler olacak?.." >> İshâl-i kelâm!.. Öncekinden önceki gün bir yönetici: "Yeni bombalar var, bekleyiniz!.." Önceki gün Başkan: "Bir bomba daha gelecek, bekleyiniz!.." Dün Başkan: "Transferi kapattık, başka transfer yok!.." Bugün Teknik Direktör: "Transfer daha bitmedi!.." Galatasaray "çok iyi yönetiliyor"; alkışlar!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.