Öyleyse... Öl Sezar!...

A -
A +

"Bir Adam Arıyorum" yazıma, sevgili Ümit Aktan "heyecanla, coşkuyla, cesaretle" cevap verdi; "Ben buldum, ben varım, hem de bir nefer gibi... Derneğimin ve mesleğimin onuru için, meslek ilkelerim için mücadele etmeyi tek hedef ve tek maddelik program yaparak yola çıkacağım, benim gibi düşünenler, mesleğimizi ve derneğimizi kurtarmak isteyenler, işte telefon numaralarım, e-mail adresim, buluşalım ve mücadele için kollarımızı sıvayalım!.." Ümit Aktan'ı kutluyorum!.. Eğer "İstanbul'da otursam ve çok değil 5-10 yaş genç olsam", çıkıp da "adam aramaz", tıpkı Ümit Aktan'ın yaptığı gibi "Ben varım" der ve "meslektaşlarımı, dernek üyelerimi, derneğimiz, mesleğimiz, meslek ilkelerimiz için açılacak mücadele bayrağının altında toplanmaya davet ederdim!.." Zira, öyle bir noktadayız ki; "protokol, toplantı, bildiri ve gününü gün etme yönetimleri, başkanları devri" çoktan geçti. Şubelerle, "havuz, lokanta, berber, yemek listesi fiyatları tartışmaları ve paylaşmaları zamanı değil!.." Meslek olarak, dernek olarak, bu mesleğe ve bu derneğe mensup kişiler olarak "şamar oğlanı olduk!.." Ortada kaldık! Gün, Genel Merkez Yönetimi'nin ve onun başkanının "sadece ve sadece" meslek ve dernek onuru, meslek ilkeleri için mücadele etmesi günü!.. Bunun için birliği ve beraberliği sağlaması, sesini "sonuna kadar" yükseltmesi ve "mesleğe, derneğe yakışan eylemlere girişmesi ve sonuç alması" günü!.. Şimdi soruyorum: "Onur Belge ve yönetimi iki yıldır görev başında"; yarınlarda "bu yönetim neyi ile, yaptığı hangi işle" hatırlanacak ve anılacak? Hiç şüpheniz olmasın ki; "spor yazarlarına ulanlı, hıyarlı iltifatlar yapan bir kişiyi eğitim seminerimize davet edip aklaması" ile hatırlanacak ve bu adımına gerekçe olarak "seminerin medyada yer almasını, reyting almasını, haber olmasını göstermesi" ile anılacak!.. Sıkı durun; bitmedi... "Derneğe üye de alabiliriz, tüzüğe uyarsa neden almayalım" sözünün bile edildiğini duydum ve ürperdim!.. Daha da ürpertici olanı; "Bu başkanın ve bu yönetimin yeniden göreve talip olması!.." Ve... Karşısına çıkacak bir adayın ortada "henüz" görünmemesi!.. Bilmiyorum; Ümit Aktan'ın çağrısına kaç kişi katıldı... Verdiği telefon numalarına ve e-mail adresine kaç kişi mesaj gönderdi? "Bir Adam arıyorum" yazım; "Arıyorum; elimde Diyojen'in feneri yok!.. Ama, aklım var, güvenim var ve her şeyden önce 'hâlâ' ümidim var!.." diye bitiyordu; başta sevgili kardeşim Hıncal Uluç olmak üzere bir çok arkadaşımın "Bu dernekten hâlâ ümidin var mı?" diye sormalarına, bunca yılın dernek üyesi ve spor yazarı Kemal Belgin'in "Diyojen'in feneri yetmez, İskenderiye Feneri bile az" demesine rağmen... Benim "hâlâ" ümidim var... Bu derneğin, "üzerindeki ölü toprağını atarak", mesleğimiz ve derneğimiz için "yapılması gerekenleri cesaretle yapacak" bir yönetime kavuşacağına "hâlâ" inanıyorum!. Ne zamana kadar? Genel kurulda, "düşündüğüm mücadeleyi yapacak" bir başkan ve yönetim iktidara gelmez ve Onur Belge ve yönetimi "yeniden" seçilirse... İşte o zamana kadar... O zaman... İşte o zaman... Oturup, "bunca" yıl sonra "böyle" bir dernekte "kalıp kalmamanın muhasebesini yapacağım!" Özellikle gençlere, bu mesleğin "bugünkü ve yarınki sahiplerine" sesleniyorum: Nerelerdesiniz? "İdealizm, cesaret, onur, gurur, ilke, meslek, dernek gibi" kutsal olması ve uğrunda mücadele edilmesi gereken "mefhumlar, sizleri hiç mi heyecanlandırmıyor ve ilgilendirmiyor?" "Eğer" öyleyse... Öl Sezar!...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.