Konuşmazsanız; gayrı menkullerin değerlendirme konusunu, şüpheler bataklığına atmış olacaksınız bilesiniz!..
Galatasaray’ın yılda, ayda, haftada, günde “banka borçları karşılığı ödediği faiz” ne kadardır?.. Galatasaray, bu borcu, ne kadar zamanda ve nasıl ödeyecektir?..
Gayrı menkullerle ilgili projeler, Galatasaray’ı kurtaracak mıdır?..
Bu projeler ne zaman ve nasıl başlayacak ve ne zaman, “Galatasaray’ı borç batağından kurtarabilecektir?..”
Bu zamanın “en az 5 yıl olabileceği” belirtiliyor, “o zamana kadar” Galatasaray nasıl yaşayacak, kulübe lazım olan “sıcak para girişi sorunu” nasıl çözülecektir?..
“Acele edilmemesi ve de gayrı menkullerin, İstanbul’un hayata geçirilen yeni ve büyük projelerine paralel olarak değişen ve gelişen şartlara göre değerlendirilebilmesi için”, kulübün “acil ihtiyaçlarını karşılayacak” başka çözüm yolları aranması gerekmiyor mu?..
“Bu gerçekleri gören” iki adam, “o” başka yolları sizlere anlatmak istemedi mi?..
“İstifaya zorlana zorlana istifa ettirilen” eski Genel Sekreter ve Sportif AŞ’nin başkan vekili Fatih İşbecer, başkan Dursun Özbek başta, bütün yönetim kurulu üyelerine aylarca “Galatasaray’ın en önemli konusunun borçların yeniden yapılandırılması olduğunu” anlatmaya ve rapor üstüne rapor vermeye çalışmadı mı?..
Siz sayın Başkan ve arkadaşlarınız, “verdiği raporları” kulak ardı edip, bugünlere gelmediniz mi?..
Belki de “bu yapılandırma yapılabilseydi”, bugün “gayrı menkul projelerinin değerlendirilmesindeki aciliyet ısrarlarınız” Divan Kurullarına gelmeyecek, “sıcak para akışını sağlayabilecek ciddi ve uzun vadeli borç yapılandırılması” ile, çok daha rahat başkanlık ve yöneticilik yapma imkanına kavuşmayacak mıydınız?..
Bitmedi, “benzer” bir öneri “eski” başkanlardan Selahattin Beyazıt tarafından, Galatasaray’ın “ağır ağabeyi olan” İnan Kıraç’a anlatılmadı mı?
Siz İnan Kıraç, “Bu yönetimdeki arkadaşlarını tanımıyorum, siz onları yakından tanıyan bir insansınız. Bana destek olun, onlara önereceğim çözüm yolunun bütün hazırlık masraflarını ben cebimden ödeyeceğim. Kulübün kasasından tek kuruş çıkmayacak. Biz Galatasaraylılar olarak görevimizi yapmış ve çözüm olabilecek bir projeyi onlara sunmuş olacağız” diyen Selahattin Beyazıt gibi bir “eski” başkana “Aman beni bu işlere karıştırma” derken, vicdanınız sızlamadı mı?..
Ne yapacaktı, Selahattin Başkan; “Bu durumdaki kuruluşlara çözüm getiren bir uluslararası fonu bulacak bir uzman kişiyi ücreti olan 200-300 bin doları cebinden ödeyerek görevlendirecekti” ve o uzman adam da, Galatasaray’ın “mali durumunu inceledikten sonra sağlam ve şartları uygun fon bulacak, anlaşma şartları da ekleyerek”, Galatasaray Yönetimi’ne raporunu sunacaktı.
Bütün dünya iş aleminde uygulanan bu yöntemin sonunda önlerine gelen raporu inceleyecek olan Galatasaray yönetimi de, “ister anlaşmayı yapacak”, isterse “raporu çöpe atabilecekti!..”
Böyle bir öneriyi “Beni karıştırma” diyerek Galatasaray yönetimine taşımamak, ne anlama geliyor, biliyor musunuz, sayın Kıraç?..
Bu sorunun cevabını burada açık açık yazarım ama, Galatasaray’a bunca yıl verdiğiniz hizmetlere duyduğum saygıdan dolayı susuyorum ve “sadece” diyorum ki; “Galatasaraylılar bu konuda sizden bir açıklama bekliyor, artık susamazsınız, konuşun!..”
Konuşmazsanız, “gayrı menkullerin değerlendirme konusunu, şüpheler bataklığına atmış olacaksınız”; bilesiniz!..