Divan'da yaptığı konuşma ve ortaya koyduğu vizyonla beni umutlandırdı Başkan! Galatasaray'ı bugün içine düştüğü bataktan onun kurtaracağına inanmaya başladım…
Tekrarlıyorum; Dursun Özbek'i tanımam. Bir "merhabamız" bile yoktur. Üstelik başkanlığının ilk aylarında ağır şekilde de eleştirmiştim.
Şimdi de, "günlük hata ve yanlışlarında eleştiririm" ve eleştireceğim de!..
Ama açıkça ifade etmeliyim ki, "Galatasaray'ı bugün içine düştüğü bataktan" onun kurtaracağına inanmaya başladım," genç" genel sekreteri ve yönetimiyle beraber!..
Çarşamba günkü Divan Kurulu'nda yaptığı konuşmadaki samimiyeti ve şeffaflığı, "çoğu abuk subuk, gerçeklerden ve olaylardan habersiz" hamasi konuşmalara cevap bile vermemesi, eleştirilere sabırla yaklaşması, doğrusu ya, "kendisine ve yönetimine sempati duymadığını" açıkça belli eden Divan Başkanı'nı "suskunluk ve yutkunluk içinde bırakması" , TV başındaki benden alkış aldı.
Ve de artık, başta ve mesela "geçen" genel kurulda "bu" Başkan ve yönetimi "Tüzüğe aykırı yetki isteklerinde bulunurken", kürsüye çıkıp "Başkan burada söz verdi, evet Tüzüğe aykırı ama biz bu yetkileri verelim" fetvasını veren "hukuk ulemaları" ile kulübünüzü bugünkü batağa sürükleyen yönetimleri "Kol kırılır yen içinde kalır" diye diye kurtaran "akil" adamlara da pek inanmayın, ey Galatasaraylılar!..
Bugün Galatasaray'ın cesaretle "hesap soracak" ve "kulüplerinin bir daha bu hâllere düşmesini önleyecek yolları açacak" genç, dinamik, bilgili, ilgili, coşkulu, heyecanlı, akıllı kadrolara ihtiyacı var!..
Ve bu kadrolar, Galatasaray camiasında var, kulüp üyeleri arasında var. Camiada olup, üye olmayanların önü, Tüzük değiştirilerek" açılmalı, bu yönetim bunu yapmalıdır!..
Dinliyor ve görüyorum ki, Özbek'in "kısa vadeli görüşlerinin ve sorunları çözmek için neler yapacaklarına dair açıklamalarının altı" dolgundur!..
Orta ve uzun vadeli "vaatleri ise" doğrusu ya, "benim gibi onu tanımayanlar için" büyük sürpriz olmuştur; büyük düşünen ve büyük oynayan bir Başkan!..
Galatasaray Adası için attıkları "hukuki ve fiili adım", onlarla ilgili ümidi arttırmaktadır.
Onun için bakmayın Burak'ın gidişine… Sneijder hariç, diğerleri de gidebilir, hatta Sneijder de!..
Zira "bugünün şartları değişmedikçe, değiştirilmedikçe" Galatasaray daha da kötü günlerle kucaklaşacaktır.
Eğer "gerekiyorsa", evet, eğer "yarınların Galatasaray'ı için bu operasyonlar gerekli ise" gönderilmelidirler. Bu "küçülme değildir", bu "feda da değildir"; bu evrimin ana ilkelerinden biridir; "yarınlar için" bugünün zorunluluğudur!..
Takımın başında, Mustafa Denizli gibi bir Hoca vardır; "İstifa edebilir" diyenlere, hatta "Yüzde yüz mayısta istifa etmeyi düşünüyordur" diyenlere gülüyorum; Denizli'yi tanımıyorlar. Onun yılması ve yıkılması zordur.
"Zoru" sever, "gençleri" bulur ve yetiştirir; "olamayan" bir takımdan "olan" bir takım yapar, iddialıdır ve talebelerini de, etrafını da "iddialı" yapar!..
Yeter ki, "Başkana ve yönetimine olan" güveni zedelenmesin!..
"Burak'ın gidişi ve mesela Benitez gibi istediği bir iki transferin yapılamaması" onu üzmüştür, kim bilir belki de öfkelendirmiştir de, ama "istifa???"
Hayır, "biliyor ki bu tablo bugünün Başkanı'nın ve yönetiminin şekillendirdiği ve imzaladığı" bir tablo değildir ve bu yönetim "iyi niyetle" ve de "olabilecek en kısa zamanda" bu tabloyu değiştirecektir!..
Neden, "krizden yepyeni ve çok iddialı bir Galatasaray takımı çıkaran hoca olma" fırsatını çöpe atsın?..