Aralık ayı ortalarıydı, İstanbul'dan bir telefon geldi; "Bizleri yerden yere vuruyordun, 'Ziyafet masrafları şu kadar, ağırlama masrafları bu kadar, gezi masrafları dünya kadar; har vurup harman savuruyorlar, bir de 'Kesintiler çok, ikramiyeleri ödeyemiyoruz' diye ağlıyorlar' diye yazıp duruyordun; bu haftaki Yarış Dünyası Gazetesi'ni al, bak bakalım Jokey Kulübü'nün Evliya Çelebileri kimlermiş!.." Dergiyi aldım ve "Japonya'nın başkenti Tokyo'da yapılan 32'nci Asya Yarışçılık Konferansı için Türkiye'den geniş bir katılım olduğunu yazan" haberi okudum. "Avrupalı" Türkiye'nin bir Asya Konferansı'na "neden bu kadar geniş katılımla gittiğini" düşünürken, sevgili Yavuz Kocaömer'in "o günlerde" yazdığı "Türkiye Engelli Sporcular Yardımlaşma ve Eğitim Vakfı ile Türkiye Jokey Kulübü'nün ortaklaşa gerçekleştireceği üstelik çok büyük maliyeti de olmayan bir sosyal sorumluluk projesine TJK yönetiminin hiçbir gerekçe göstermeden ve bilgi dahi vermeden sırtını döndüğünü" anlatan yazısını da okuyunca, bir gazeteci olarak "olayı araştırmaya" karar verdim!.. Japonya gezisine katılanlardan biri ile görüştüm; gezi hakkında bol bilgi aldım ve "Neden 26 kişilik bir kafileyle gidildiğini, neden bakanlıktan o kadar bürokratın, TJK üyesi o kadar kişinin ve onca basın mensubunun kafileye alındığını" araştırdım; "bugüne kadar benzer toplantılara Türkiye Jokey Kulüp tarafından götürülen bakanlık mensubu sayısının, bir Türkiye rekoru (Kim bilir belki de Dünya rekoru) olduğunu" öğrendim ve oturup bir yazı yazdım!.. Yazının çıktığı gün de, TJK üyesi ve at sahibi, bugüne kadar Türk atçılığına önemli hizmetle veren, "yakın" arkadaşım Onur Yetkin'e telefon ettim; "Bir Türkiye Gazetesi al, sana bir sürprizim var; yazımı oku" dedim!.. Saatler sonra, bana telefon etti; "Yazını okudum, güzel yazmışsın ama bir hata yapmışsın, yazmadan bana sorsaydın o yanlışı yapmazdın!.." "Ne yanlışı" diye sordum; "Harcırah olarak günlük 200 dolar verildiğini yazmışsın, 200 euro olacaktı!.." Gülüştük!.. Aradan neredeyse bir ay geçti, bu defa Ankara'dan bir telefon: "Seninkini Disiplin Kurulu'na veriyorlarmış!.." Önce anlamadım; "Kim benimki?.." Cevabı duyunca, şaşırdım: "Onur Yetkin!.." Zira Onur Yetkin, bugünkü yönetimin "yedek" üyesi idi!.. "Neden" diye sordum; cevap beni daha da şaşırttı: "Sana bir yazı yazdırmış, gezilerle ilgili, o yüzden!.." Açtım telefonu Onur Yetkin'e, "Ankara'dan gelen haber" tam değil "yarı" doğru çıktı; henüz Disiplin Kurulu'na verilmemiş ama, yönetim kurulu "benim yazımla ilgili olarak" Onur Yetkin hakkında soruşturma açmış, savunma istiyormuş!.. Pes!... "Benzer yazıları" eski yönetimler hakkında yazdığımda "teşekkür üstüne teşekkür edenler", iktidara geldiklerinde "bakın" ne yapıyorlar?.. Sen taaa Japonyalara, üstelik "Asya" konferansına "padişah kafilesi gibi" kalabalık ve uçaklarda business classlarda git gel, "her şey dahil" gezi olduğu hâlde, yetmiyormuş gibi bir de eurolarla avuç dolusu harcırahlar öde ama iş engellilerle ilgili "sosyal sorumluluk" projesine gelince, ona sırtını dön, dahası , "bir gazeteci bunları yazdı" diye, onun arkadaşı olan "asırlık" bir atçı ailenin günümüzdeki temsilcisini, bunca yıllık TJK üyesini Disiplin Kurulu'na vermeye kalk, olacak iş mi?.. Ama oluyor işte, zira "orası" Jokey Kulüp!.. Her gelen kendisini "o kulübün padişahı" zannetmeye başlıyor ve de "padişahlar eleştirilmez" fobisine kapılıyor!.. Sayın Başkan Yasin Ekinci, Onur Yetkin benim "çok değer verdiğim" bir arkadaşımdır ama bana "o dahil" kimse yazı yazdıramaz, "Uluçlar inanmadıkları hiçbir şeyi yazmazlar"; iyi öğrenin!.. Ve de size bir soru daha: Merak ediyorum, geziye "Türkçe simültane tercüme yapacak" bir kişi götürülmediğine göre, "böyle" bir konferansı takip edebilecek kadar "lisan bilen" kaç kişi vardı, o kafilede?..