Cem Papila ihtilâlinden sonra, "en cesur" dediğimiz hakemlerin "en net pozisyonlarda çıkaramadıkları kartlarla" sınıfta kaldığı maçların ve pozisyonların sorumlusu kimdir? Hemen söyleyeyim: Seminerlerde ve de zaman zaman "canlı yayına telefonla bağlandığı sıralarda" attığı zaman mangalda kül bırakmayan Merkez Hakem Komitesi Başkanı Bülent Yavuz!.. Ağzını açtığında "cesaret" der, "korkmayın" der, "ne gördünüzse çalın" der, "hata yapanı affetmeyiz" der... Der de der... Amma... İş uygulamaya gelince, "bu sözler" lâfta kalır, hepsi döner palavraya!.. Çıkar, "kural hatası" damgası vurularak "maç tekrarına sebep olan" hakeme, "herkesin gördüğü penaltılık pozisyonu çalmayan, çalamayan" hakeme verdiği cezanın yarısını bile vermez, veremez!.. Zira... Yavuz Başkan'ın terazisi "penaltı pozisyonlarını, ofsayt pozisyonlarını" tartar ama, "kural hatalarını" ya da "çıkan çıkmayan kartları" nedense tartmakta çok zorlanır.... "Tartsa bile", çok ama çok "eksik gramajla tartar!.." Aslında, Türk futbolunda "en büyük çifte standart", işte bu "çıkan ya da çıkamayan kartlarda" yapılmaktadır!.. Mesela, "Bursasporlu Erol'a bas ikinci sarı kartı, Beşiktaşlı Yasin'e sıra gelince, arkanı dönüp, itiraz eden Bursasporlu oyunculardan kaç kaçabildiğin kadar!.." Neymiş; "Yasin topa kafayı vurmuşmuş!.." İnsaf... Seyredin maçın kasedini... Yasin, "Bursasporlu oyuncunun sırtına binip, kafasını ve belini yamulttuktan sonra, top geliyor Yasin'in kafasına düşüyor!!!" Lucescu bile işin farkında, "hemen Yasin'i oyundan alıyor" ama Yavuz Başkan'ın "gözde" hakemi, Bursaspor'u belki de "küme düşürecek bir yorum farklılığı" ile maçı tamamlıyor! Ne olacak şimdi? Hiççç.. Aynı hakeme maçlar verilmeye devam edecek!.. Bursasporlular ter ter tepinsin, kimin umurunda... Beşiktaş'ın "Cem Papila'ya ateş topları yağdıran" anlı-şanlı menajeri Sinan Engin'e "Maçın o atmosferi içinde yanlış değerlendirmeler yapmış olabiliriz, hakemler de hata yapabilir, biz hakemlere güveniyoruz" dedirttik ya... İşte mesele hâlloldu!.. Yavuz Başkan'ın hesabı bu!.. Başkan'ın hesabı bu olursa, hakemler de bunu bilirse, sonuç ne olur? Hakemler, "büyük bir çoğunluğu" ile ve aynı şekilde "büyükleri korumaya ve kollamaya devam eder!.." Ey Yavuz Başkan... Madem Papila'yı beğendin... Madem Papila'nın yaptıkları için "doğru" dedin.. Versene, "kart çıkacak yerde çıkarmayan" hakeme en ağır cezayı... Versene, "bütün" hakemlere mesajı: "Çıkacak kartı, hangi takımın oyuncusu olursa olsun çıkarmayan hakemi dinlendiririm arkadaş, gözünün yaşına bakmam!.." Nerede, benim "o kadar cesaretli" MHK Başkanım? Son dönemlerde bir "Galatasaraylı Ahmet" vardı; gerisi hep "büyüklere mavi boncuk takan" başkanlar!.. Türk futbolundan çifte standart, "büyük-küçük ayırımı yapan düdüklerin, çıkarılan ya da çıkarılmayan kartların sahiplerinin" bu sebeple, açık açık ve herkesin bileceği şekilde cezalandırılmaları ile kalkar!.. Hakem bilecektir ki; "Adanaspor maçında Galatasaraylı futbolcunun yaptığı penaltılık hareketi çalmayan" hakem... Hakem bilecektir ki; "İstanbulsporlu'ya çıkan doğrudan kırmızı kartı, benzer pozisyonda Beşiktaşlı'ya çıkaramayan" hakem.. Hakem bilecektir ki... "Diyarbakırspor taraftarının yaptıklarına karşı zamanında ve yerinde yapılan anonsları, Fenerbahçe taraftarının yaptıklarına karşı yerinde ve zamanında yaptırmayan" hakem.. MHK tarafından "her zaman ve en ağır şekilde cezalandırılacaktır"; bakın bakalım. sahalarda "düdükler nasıl çalınıyor?" Ve "düdükler öyle çalınınca" Türk futbolunda "Cem Papila'nın yaptığı ihtilâl nasıl kalıcı oluyor?" İyi de... Nerede o MHK? Ve nerede o MHK Başkanı? İşte bütün mesele!..