"Şişirme yarışında" birinci olmak, alınan "kötü sonuçların devam etmesini" teşvik etmekten başka bir şey değil!.. Dün sabah gazetelerin spor sayfalarına göz gezdiriyorum, "birçok" yazar - çizer, "birçok" futbol yorumcusu "Fenerbahçe'nin futbolunu" anlata anlata bitiremiyor!.. Ama, bu yazıların hemen yanındaki "maç istatistikleri", bunca "şişirmenin" gerçekleri örtemediğini gösteriyor!.. İşin gerçeği ve doğrusu, sevgili Şirin Berber'in yazısının başlığında yatıyor; "İyi sonuç!.." Fenerbahçe'nin oynadığı futbola göre, elbette "iyi" sonuç!.. Amma, bir başka "gerçek var" ki; Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi'nde "bundan sonra" ne yapacağına dair "işaretler" veriyor: Schalke nasıl bir takım?. Avrupa futbolunda "baş" takımlar arasında değil, hatta "başaltı" takımlar içinde bile değil; "orta boy" bir takım!.. Eee!.. "Böyle" bir takımdan "kendi sahanda" tam "üç gol yiyorsan", maçın "top hakimiyeti ve kornerler dahil", bütün "pozitif değerleri" hem de "açık ara" rakipten yana ise ve sen "rakibini sadece yapılan faullerde katlıyorsan"; oynadığın futbol bir yana, Şampiyonlar Ligi'nin ikinci yarısında "ne yapacağını" şapkanı önüne koyup "düşünmen gerekmiyor mu?.." Garip bir maç oldu!.. Alman Ligi'nin "en zor gol atan ve en zor gol yiyen takımı" Schalke, İstanbul'da "3 gol attı, 3 gol yedi!.." Golleri, "dikkatle tekrar tekrar izleyin", Lincoln'ün ilk ve Appiah'ın golleri hariç, "öteki goller" adeta "atılmadı, yenildi!.." Kaleciler ve defanslar; "evlere şenlik!.." Ve "tabii", maçı "3 - 0 kazanmış" gibi göklere çıkarılan Fenerbahçe bir tarafa bırakılırsa, kanıksadığımız "antiDaum yorum ve eleştirilerinin" bini bir para!.. Bilmem ki, Nobre ilk yarıda "kaçırılması zor olan iki golü atsa" ve maç "3 - 0 Fenerbahçe'nin galibiyeti ile bitse", sahada "aynı futbol da oynanmış olsa", benim "aslan" yorumcularım neler söyleyecek ve yazacaklardı? Kimi diyor ki; "İlk yarıyı 1 - 0 önde kapamışsın, neden ikinci yarıya tedbirli çıkmadın, iki gol yiyince aklın başına geldi, oyuna müdahale ettin!.." "Bunlar", Daum ikinci yarıya "onların dediğini yaparak çıksa" ve Fenerbahçe "gene" iki gol yese, bu defa diyeceklerdi ki: "Daum maçı adeta sattı, ilk yarının o golü atan ve iki mutlak golü de kaçıran takımını değiştirdi, defansif önlemler aldı, oyunun hakimiyetini rakibe teslim etti ve goller geldi!.." Daha da matrağı: "Bazı" yorumcular da, bu arkadaşlarımızın yazdıklarının ve söylediklerinin "tam tersini" yazıyor ve söylüyorlar: "Daum ikinci yarıya takımı defansa çekerek başladı ve bu korkak futbol golleri getirdi!.." "Her iki türlü yorumu yapanlar içinde" yıllar yılı futbol oynamış, büyük takımlara kaptanlık yapmış, onlarca defa milli olmuş futbolcular var!.. Hani, "futbol oynamayıp" da spor yazarlığı ve yorumculuk yapanlara, "Siz ne anlarsınız futboldan, futbolu sadece biz biliriz, biz yıllarca futbol oynadık, milli takımlara yükseldik" diyenler; "bunlar!.." Söyleyin ey sevgili okurlarım; "Bunların hangisi futbolu biliyor?.." Hepsi de "hakikaten" futbolu iyi biliyorsa, "aynı" maç için birinin "kara" dediğine öteki nasıl "ak" der?.. Yoksa; "başka başka maçları mı seyrettiler?.."