Özellikle son iki maçta zar zor alınabilen galibiyetler, aslında süper gidişe rağmen bir şeylerin yolunda olmadığını göstermiyor mu?
Galatasaray futbol takımı, “Süper Lig’de üst üste 11 maç kazanarak” hocaları Okan Buruk’a “efsane hocalar” Mustafa Denizli ve Fatih Terim’in ortak rekorunu kırma fırsat ve imkânını vererek, başkanlarını, yöneticilerini, camia ve taraftarlarını, dahası haberci ve yorumcularını mutlu ederken…
“Acabalar ile dolu” bir sürecin geçilmekte olduğu gözlerden kaçıyor!..
Art arda Antalyaspor ve “lig sonuncusu” Ümraniyespor ile oynanan, ancak “tıknefes galibiyetler alınabilen” karşılaşmalar üzerine yapılacak “ciddi analizler” ortada “şampiyonluk yarışında, gerek tertip ve taktik, gerek rakibin analizi, gerek oyuna müdahaleler, gerek ‘oyuncu formları’ bakımından önemli zafiyetler olduğunu” koyuyor. “Mesela” diyerek başlayalım…
1 – Eğer, takımının “koridor olan” sol kanadına “45+6 dakika tahammül edip müdahale etmeyen” Okan Hoca, “lig sonuncusu” Ümraniyespor, devre arasında “10’luk müthiş bir galibiyet serisi yapan” Lig lideri Galatasaray’ı “4’lük ederek” soyunma odasına gitmediyse, “Çok şanslıyım” dememeli miydi?..
2 – Bu “zafiyet” devresi konusunda herkes “sol bek” Emre’ye yükleniyor; “koridorda tek başına kalan genç oyuncuya yardıma gelmeleri gereken” Kerem ve Abdülkerim 51 dakikalık ilk yarıda neredeydiler?..
3 – Sol koridor çıbanı, “Dubois pansumanı ile” tedavi edilemeyecekse, birkaç günü kalan ara transferde mutlaka ameliyat edilmemeli mi?..
4 – Okan Hoca, “nedendir bilinmez” haftalardır, “orta sahada ‘yorgun savaşçıyı’ oynayan” ve “performansı, gerçeğinin yüzde 50’sini bulmayan” Oliveira’yı seyretmeye devam ediyor. Bu seyir daha ne kadar devam edecek?..
5 – Mertens de, “haftalardır yüzde 50 ile oynarken” sarı kırmızılı takımda “forvet arkasının skora etkisi” stoper Abdülkerim kadar bile olmuyor; çare “böyle kaliteli bir kadro elde iken” neden bulunamıyor?..
6 – Ligin, “kırılan” şut ve korner atma, dahası, rakip ceza alanı içinde fink atma rekorları ortada iken…
Galibiyetlerin büyük çoğunluğu, Abdülkerim’in, İcardi’nin, Gomis’in atacağı gollere kalmış ve de bu durum 25 resmî maçtan sonra bile tedavi edilememişse, “bir sonraki maddenin” Galatasaray futbol takımının gündeminin başında olması gerekmiyor mu?..
7 – Çok açık ki, orta sahada “tek kişilik orduyu oynayan” Torreira, kalede “yeniden doğan” Muslera ve ileride “İcardi” adlı futbol sihirbazı olmasa, ne yapardı, “maç kazanma rekorları kıran” Galatasaray?..
Elbette, yukarıdan beri yazdıklarıma, Galatasaray taraftarları da, yöneticileri de, sevgili Okan Hoca’m başta teknik kadrosu da, “okurlarsa” futbolcuları da itiraz edebilirler ve de “öfkelenmek” de haklarıdır!..
Ama bilmeliler ki, dost acı söyler ve “testi çatlamadan gerçekleri söylemek” dostun görevidir!..
Bu satırları yazarken, Adana Demirspor - Fenerbahçe maçının oynanmasına 10 saat vardı. Sonuç ne oldu bilemem…
Ama herkes ve özellikle Galatasaraylılar bilmeliler ki, Ali Koç Başkan’ın “transfer üstüne transfer yaparak güçlendirdiği” Fenerbahçe, “ikili şampiyonluk yarışını sonuna kadar” sürdürecektir!..