Rezalet!..

A -
A +

Yooo sayın başkan ve sayın yöneticiler; Galatasaray'ı "hocasız da şampiyon yaparız" saflığınızı ve de "Abdullah Avcı" beceriksizliğinizi "ağır şekilde eleştirmeme rağmen" bir yere kadar "Büyük hata yaptılar ama hata yapma hakları da var" diye karşılayabilirim de, "bir gazete için" aldığınız "Kapılarımızı o gazeteye tümüyle kapattık" kararını "kabul etmem" mümkün değil!.. "Doğru", hem de "dosdoğru" bir haberi "sayfalarına koydular" diye, bir gazeteye "Galatasaray Kulübü'nün kapılarını tümüyle kapatmak", sadece sizin değil, "hiç kimsenin" haddi değildir; olmamalıdır!.. Zira, "kapadığınız kapı", o gazetenin "üç - beş futbol yorumcusu" ya da "üç - beş spor muhabirine değil", hatta "resmi sitenizde amacını çok aşacak şekilde" ifade ettiğiniz "bütünüyle bir gazetenin mensuplarına" da değil, o gazetenin "aralarında on binlercesi Galatasaraylı olan" yüz binlerce okuyucusunadır ki, işte bu "olmaz" ve "kabul edilemez!.." Bu haberi bulan ve yazan arkadaşımız ile haberi sayfaya koyan arkadaşlarımız "çok ama çok iyi bir gazetecilik" yapmışlardır; kutlarım!.. Böyle bir "gazetecilik" olayına karşı, yapacağınız iş, "Bu haber kimden çıktı" diyerek araştırıp, "o kişiyi bulmak" ve eğer "Galatasaray kulübü üyesi ise" tüzüğünüzün gereğini yapmak olacağına, sizin yaptığınız tam bir rezalet!.. "O" haberi, "o" hâli ile, yani detayları ve hatta "IMF yetkilisinin ismi" ile bunca yıl sonra bir gazeteciye ya da "orada burada" kim anlatabilir; ortadadır!.. Soruyorum, bıraktım o günü, "bugünün IMF temsilcilerinden birinin adını doğru dürüst bilen" var mıdır?.. Elbette "o adı", o günlerde "o kişi ile bir çok defa görüşen" ve "Galatasaray'a verilecek devlet ödülünün şu veya bu fondan ödenmesinin iznini alan" kişi hatırlayabilir; kimdir o?.. Erol Aksoy'un "kıyı" bankasından "Galatasaray'a gelen" 5 milyon doların "kimlerin hesaplarına girdiğini" ya da mesela Samsun'a verilen çeklerin başına getirilenleri "hatırlamak istemeyen" ama, "böyle olayları" hiç unutmayıp, orada burada "hem de süsleye süsleye anlatmayı çok seven" biri!.. Galatasaray yönetimi, "Galatasaray'ın hem de çok etkin ve renkli üyesi olan" bu zatla hesaplaşacağına, "neden" üstelik "onu korumaya kalkarak" ve de "Anayasa'nın basın hürriyeti maddelerine taban tabana zıt ve aykırı bir şekilde", bir gazeteye "yasak koymaya kalkar!.." Biliniz ki, "bu rezalet" adımı, hem de hemen geri almadığınız sürece, "hepimiz" Vatan'lıyız!.. Balık hafızası!.. Ne manşetlerdi, onlar; Başkan, Roberto Carlos'a demiş de, Roberto Carlos da bir İspanyol gazetesine demiş de, İspanyol gazetesi haber yapmış da, "Fenerbahçe, eğer Barcelona Ronaldinho'yu satarsa, 90 milyon euro verip alacakmış" da!..mış mış da, mış mış!.. Benim medyam "bu palavrayı" alıp spor sayfalarının manşetlerine koyarken, hiç düşünmediİ "Fenerbahçe'nin bütçesi ne kadar, bütün takımın değeri ne kadar; böyle bir ortamda 90 milyon euro verilerek alınacak bir futbolcu o takımda denge filan bırakır mı, nasıl olacak bu iş?.." "Fenerbahçe en büyük dünya kulüpleri arasındadır" hayalini seslendiren Fenerbahçeli medyamdan bir kişi de çıkıp "Bu kadar atmayalım" demedi!.. Ben yazınca da, mail kutum "Fenerbahçeli" okurlarımın küfürnameleri ile doldu!.. Sonra ne oldu?.. Herhalde Milan'ın "20 milyon euro'su", Fenerbahçe'nin "90 milyon euro'sundan" daha değerli olduğu için, Ronaldinho Milan'a gitti; benim Fenerbahçeli medyamdan ses seda yok!.. Şimdi gündemde Eto'o var!.. "80 milyon" euro'lardan söz ediliyor; en fazlası "20 milyon" euro'ya mal olursa, belki!.. Gerisi, "gene" palavra!.. Endaze ve insaf!.. Denizlispor'da olanlar, Türk futbolunun içinde bulunduğu bunalımı çok iyi gösteren bir örnek!.. Bir "spor muhabiri arkadaşımız" da çıkıp, "orada şu son bir ayda nelerin ve neden olup bittiğini" araştırıp yazmıyor ki öğrenelim!.. "Spor gazeteciliği" bitti; sayfalar "masa başı haberleri" ile dolup taşıyor!.. "Aylardır para alamayan" futbolculara verilen "öyle" ağır cezalar var ki; ne insafla, ne izanla ve ne de vicdanla bağdaşıyor!.. Mesela; kaleci Souleymanou'ya verilen ceza 120 bin YTL, yani eski parayla 120 milyar lira!.. Gerekçe; "transfer için yönetimden habersiz Kayserispor ile görüşmek!.." "Sezon sonu mukavelesi bitecek olan" bir futbolcunun "kendisini isteyen" ya da "kendisinin gitmek istediği" bir kulüple "menajerini görüştürmesinden" daha tabii ne olabilir?.. "Sözleşmesi devam etse" ve "görüşse" gerekçe haklı!.. Ama "gene" de verilen cezanın endazesi yok!.. Peki, "bu ceza skandalı" karşısında Federasyonumuz ne yapıyor?.. "Duymadım, görmedim, susma hakkımı kullanıyorum!.." Bekliyor ki, Souleymanu FIFA'ya gitsin ve Türkiye'nin "sabıka dosyalarının sayısı" kabarsın!.. Hadi canım sen de!.. "Beceriksiz!.." Galatasaray eski başkanı Faruk Süren, yeni yönetimi eleştirmiş; "Bunlar beceriksiz!.." Olabilir; ama kendisi çok mu becerikliydi?.. Galatasaray'ı gırtlağına kadar borca sokup, koca kulübün bu hâle gelmesine sebep olan kara deliği ilk kim oluşturdu?.. Yıllarca elinde "10 milyon dolara yaptırdığı" ve "uygulanması, yapılması mümkün olmayan" bir "stat projesi" ile dolaşıp camiayı uyutan o değil miydi?.. "Kalli'nin kaçacağı belliydi, neden tedbir alınmadı" diyen Süren "denizin bittiğini görünce" kulübü bırakıp kaçmamış mıydı?.. Ya "5 kupalı" teknik direktör Fatih Terim'i kaçıran başkan kimdi?.. Hakan Şükür'ün, Emre'nin, Okan'ın Avrupa'ya transferini yüzüne gözüne bulaştıran başkan kimdi?.. Ya AIG ve TGS fiyaskoları?.. Yerim doldu, dolmasa daha yüz tane örnek yazarım!.. Galatasaray'da "herkes konuşabilir" ama Faruk Süren'in "konuşurken" yüzü kızarmalı!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.