Galatasaray'ın "resmi" sitesinin "Basketbol" bölümünün, "Galatasaray Liv Hospital" tıklamasında karşınıza çıkan takım kadrosunun en sonunda "fotoğrafı" ile beraber "genç" bir basketbolcu yer alıyor, hakkında verilen bilgiler tamı tanıma "şu" şekilde:
"35 Göktürk Ural - Guard - Doğum Tarihi: 31.5.1995 - Doğrum Yeri: İstanbul - 1.98 metre boyunda olup guard pozisyonunda görev yapan Ural, geçtiğimiz sezon Galatasaray Genç Takımıyla İstanbul Ligi şampiyonluğu ve Türkiye Şampiyonası üçüncülüğü yaşamıştı. Genç Takımı kaptanlığını da yapan Göktürk Gökalp Ural, Genç Erkekler Şampiyonası'nda 15 sayı, 6.6 ribaund, 7.1 asist ortalaması ile oynamış ve turnuvanın asist kralı olup, en iyi forvet seçilmişti."
İşte, "20 yaşındaki" bu basketbolcuyu, Türk Milli Takımı'nın ve Galatasaray'ın koçu "hocalıkta 20 yıllık hem de uluslararası kariyeri olan" 49 yaşındaki Ergin Ataman, NSK Eskişehir Basket ile oynanan lig maçının devre arasında iki tokat atıp, küfrederek dövdü, dahası, "yenilgiyle biten" maç sonunda da gene "küfrederek" takımdan kovdu. Göktürk Ural da, bu "acı ve çirkin" olayı "bir dilekçe ile" Basketbol Federasyonu'na şikâyet etti.
Ataman ise, gazetecilere "Bu olay yüzünden beni isteyen istediği yere şikâyet edebilir. Basketbol Federasyonu orada. Ben her konuda oldukça rahatım. Ben başka hocalar gibi maç sırasında oyuncuma tepki verip, fiziki müdahalede bulunsam sporcumu küçük düşürmüş olurum. Soyunma odası nedir? Bir takımın yatak odasıdır. Orası bizim özel alanımız. Böylesine genç oyuncuları sorumsuz davranışlara itenler de menajerlerdir" açıklamasını yaptı.
Dahası, kariyerinde "futbolcularını dövmek" gibi bir ünü olan Yılmaz Vural Hoca da, televizyon ekranlarında "Kupa yarı finalinde ikinci sarı kartı görüp oyundan atılarak takımı yarı yolda bırakan futbolcusuyla ilgili olaya atıf yaparak" dedi ki; "Dayak değil, seni gebertmek lâzım. Ergin'i anlıyorum. Eline sağlık kardeşim. Doğru yapmışsın!.."
Ne yapmış, Gökalp; "Çok kötü oynayan takımın çok kötü oynayan oyuncuları arasında, hocasının istediklerini yapamamış, o da kötü oynamış. Koca koca adamlar, onca tecrübeliler, onca milliler, yerlisi ve yabancısıyla dökülür ve hocalarıyla beraber utanç verici bir mağlubiyete imza atarlarken" Ataman'ın gücü "sadece ona yetmiş"; utan Yılmaz Vural, utan; "Eline sağlık" öyle mi; "Doğru yapmış", öyle mi?..
Seni, İstanbul üç büyüklerinin, milli takımların "yatak" pardon "soyunma" odalarından içeriye "hoca olarak" sokmayanlara kızıyordum, meğer çok haklılarmış!..
Galatasaray'ın basketboldan sorumlu yöneticisi Can Topsakal ise, "Bu olaydan dolayı memnun değiliz, hoş karşılamadık. Oyuncunun babasıyla görüştüm ve Basketbol Federasyonu'na şikâyette bulunacaklarını söyledi. Bunu da biz engelleyemeyiz. Kararı, Ataman ile görüşecek olan başkanımız verecek" açıklamasını yaptı ve "Sezon başından beri ödeme yapamadığımız Ergin Ataman'a iki aylık maaşını verdik, kalanı da yavaş yavaş ödeyeceğiz" dedi.
Madde 1 - "Emanetçi" bir yönetimin "Galatasaray gibi bir kulübü nasıl yönettiğini" ortaya koyan bu hazin tablo için, bilmem ki "utanç duymayan" Galatasaraylı var mıdır?..
Madde 2 - Başkanı ve İkinci Başkanı "hukukçu, hem de anlı / şanlı / unvanlı ceza hukukçusu olan" bir kulüpte "Ben döverim de, hakaret ederim de" diyebilen bir teknik adamın, bir koçun, bir spor hocasının "hâlâ görevde tutulmasının anlamı" nedir?..
Madde 3 - Basketbol Federasyonu, "böyle bir skandala imza atan" ve de "özür dileyeceğine", meydan okuyarak "Yaparım arkadaş" diyen, dahası "soyunma odaları, yatak odasıdır" nitelendirmesini yaparak, "yatak odalarında da dayağın ve küfrün olacağını ve bunun normal kabul edilmesi gerektiğini" ilân eden bir koçu hâlâ nasıl iş başında tutmaktadır?..
Madde 5 - Sporumuzun, bu açık ve hatta "adli" suça el koyacak "hukuk kurulları" yok mudur?..
Hocası böyle, kulübü böyle, yöneticileri böyle, federasyonu böyle; vah sporum vah, kimlerin eline düşmüşsün!..