Liglerin ikinci yarısı başlıyor!.. Üstelik "türlü çeşitli baskılarla toplanan imzaların, liglerin altına koyduğu" bomba ile başlıyor!.. Fitili ateşlenmek üzere olan ve "kıvılcım bekleyen" bir bomba ile!.. Daha ilk haftanın ilk maçında yapılacak bir hakem hatası, hemen fitili ateşleyecek: "İşte imza verenler mahvediliyor, imza vermeyenlere kıyak başladı!.." Koskoca bir hakem camiası "Halûk Ulusoy'un emri ile düdük çalan kişilerle dolu olmak" ile suçlanıyor ve hakemler her hafta her maçta adeta arenada aslanların önüne atılıyor!.. Yooo, kimse "Ne demek, böyle şey olur mu" demesin!.. Türlü çeşitli baskılarla "tepeden indirilen" Levent Bıçakçı Federasyonu'nun fiyaskosundan sonra, Ulusoy'un seçimi kazandığı ilk günden "Diyet ödenmeye başlandı" haberleri, manşetleri, yazıları, yorumları arşivlerde duruyor; inanmayan açsın baksın!.. Aynı şeyler gene olacak ve hakem camiası karalanırken, hakemler de "her hafta sonu" TV ekranlarında "benzer yorumlar" ile infaz ve linç edilecek!.. "Reyting uğruna" işin çığırından çıkarıldığı, sözüm ona "spor programı" denilen ama "sporun s'sinden söz edilmeyen" sadece ve sadece "futbolun peşinden koşan" bu programlarda, "ileri al, geri al" diye diye dakikalarca "aynı hareketi izleyip", sonunda "penaltıydı" ya da "ofsayttı" kararına varılan ya da başka bir televizyonda "aynı" pozisyon için "geri al, ileri al" denile denile 5 - 6 defa seyredildikten sonra bir başka "eski" hakem tarafından tam tersine bu defa "penaltı değildi" ya da "ofsayt değildi" yorumu yapılan, ama sahadaki hakemin "bir saniyede karar vermesi gereken" pozisyonlarla hakemlerin infazı sürdürülürse, bu ligin ikinci yarısında çok kötü şeyler olacaktır!.. Futbol sahalarında adalete, hakemlere güven kalmazsa (Bu tip programlar zaten büyük ölçüde bırakmamıştır), hakemin her düdüğüne oyuncular itiraz edecek, tribünler küfrün ve şiddetin esiri olacak, yöneticiler "her mağlûbiyetin faturasını" hakemlere çıkaracak ve bu dehşet verici tabloya seyirci kalınırsa, RTÜK de "olacakların" sorumlularından biri olacaktır!.. Devletin televizyonu olan TRT'nin bile "zaman zaman özendiği" bu programlar, derhal ve kesin olarak önlenmeli, "eski" hakemlerin ve "fanatik" kulüpçülük yapan yorumcuların TV ekranlarında "reyting yarışı için" taraftarı, seyirciyi, futbolcuları, yöneticileri "hakemler aleyhine" tahrikinin önü "mutlaka" alınmalıdır!.. Ne yazıktır ki, "federasyonları yıkmak için" hakemler kurda kuşa yem olarak seçilmiştir ve ligin ikinci devresinde de "yem olmaya" devam edeceklerdir!.. RTÜK bu durumu seyretmemeli, tribünlerdeki şiddetin ve kulüplerarası düşmanlığın ana sebebi olan "hakemlere güvensizliği" yurt sathına yayan bu programlara "yeşil ışık yakmaya devam ederek", işlenen suça "ferî fail" olarak ortak olmamalıdır!.. Hakemler dünyanın her tarafında hata yapıyor!.. Dünya Kupası finallerinde nelerin yapıldığını gördük; en önemli maçlarda en büyük hakemlerin hangi hataları yaptıklarını seyrettik!.. Elbette bizim hakemlerimiz de hata yapacaklardır!.. Üstelik üzerlerinde "bu kadar baskı kurulursa", sahaya "inanılmayacak ölçülere varan" bir stres fırtınası içinde çıkarlarsa, bu hatalar daha da kaçınılmaz olacaktır!.. Her düdük çalışta ya da çalmayışta "Acaba bu gece hangi TV kanalında infaz edileceğim" diye düşünmeye adeta zorlanan hakemlerle, "liglerin kazasız belâsız bitirilmesi" düşünülemez!.. Hakemlerin "kendilerine güveni" de yok edilmiştir!.. İkinci yarının ilk pazarının gecesinden itibaren "yok edilmeye de devam edilecektir!.." Üstelik "kameraların hareketi çekiş açılarının büyük yanılmalara yol açtığı" da bilindiği hâlde, "o çekimlere dayanarak" hakemleri infaz etmek, maçların ve ligin ortasına her hafta "bir değil onlarca bomba bırakmak" demektir!.. Yooo, kimse "Ulusoy istifa etsin, yeni bir başkan gelsin, bu durum düzelir" saflığına düşmesin; zira bu defa "terazi tersine dönecek" ve bu defa "imza vermeyenler", her hakem hatasında "Biz imza vermemiştik, işte cezalandırılıyoruz" diye ayağa kalkacaklardır!.. Zira, "ligin ortasında" hem de "böylesine gayrıtabii bir usulle ve inatlaşarak federasyon değiştirmeye kalkışılırsa", ortaya çıkan bölünme kan davası hâline gelecek ve "işlerin düzelmesini" önleyecektir!.. Maalesef, "bu büyük yanlışa Kulüpler Birliği de âlet edilmiş" ve Kulüpler Birliği "kulüpleri" hemen hemen ortadan ikiye bölmüştür!.. Ulusoy kalsa da, gitse de, "imza verenler ve imza vermeyenler" bölünmesinin "bedeli" hakemlere ödetilecektir!.. İşte bu yüzden, hiç olmazsa "tribünlerin bir nebze yatışması, hakemlerin üzerinden TV baskısının kalkması, öz güvenlerine kavuşabilmeleri için", RTÜK gereken ikazları yaparak "hakem infazı yapılan" programları durdurmalıdır!.. Daha da geç olmadan!..