Sadece Kupa o kadar!..

Doğrusu Fortis Türkiye Kupası Finali'nde böylesine kötü bir futbol, İzmirli futbolseverlere tam bir ceza oldu!.. Geçen hafta sonu Fenerbahçe'ye kendi stadında yenilerek "şampiyonluk ümidini" çok büyük ölçüde kaybeden Beşiktaş ile, kendi sahasında 9 kişi kalmış Rizespor'u "iki penaltı kaçırarak" yenemeyen ve kurtulma yolunda iki altın puan kaybeden Kayseri Erciyesspor'un hiç olmazsa "Kupa için" bir şeyler yapmalarını beklemek, hem Atatürk Stadı'na gelenlerin, hem de TV'lerinin başlarına geçenlerin hakkı idi; olmadı, olmadı!.. Temposuz, heyecansız, coşkusuz, inanılmaz kadar bol "top kayıplı" bir futbol, iki takıma da, Türkiye Kupası'na da yakışmadı!.. İlk dakikalarda "hareketli"görünen Erciyes'in kaçırdığı bir pozisyondan sonra, daha çok topla oynayan Beşiktaş Ricardinho'nun ve Burak'ın uzaktan suçları dışında hiçbir şey yapmadı. İkinci yarıda tempo daha da düştü. Herhalde bir antrenman maçı seyircilere çok daha fazla keyif verirdi. "Uzaktan karavana atanlara Bobo'nun da katılması", Beşiktaş adına "gol getirecek"gibi değildi; kapanan Erciyes de, "bir kontratak golü atarsam atarım, atamazsam, uzatma ve penaltılar bana kupayı getirebilir" havasındaydı!.. Nitekim de öyle oldu; seyircilerin ıslıkları arasında maç uzatmaya gitti. Uzatma devresinin ilkine Erciyesspor tamamen kapanarak girdi. Yüklenen Beşiktaş Bobo'nun Orkun'a teslim ettiği gol pozisyonu ile önemli bir fırsatı harcadı. Ve birkaç dakika sonra, "korkunun ecele faydasının olmadığı" bir defa daha ispatlandı; defanstan başka bir şey düşünmeyen Kayseri ekibi, Serdar'ın "bomboş" yaptığı ortaya hayrettir "bomboş" bırakılan Bobo'nun kafasıyla 102'nci dakikada golü yedi ve "korkaklığının bedelini" ödedi!.. İkinci uzatma devresine ise, Erciyes "nihayet"gol atması gerektiğini anlamış olarak girdi ve İlkem'in ayağından ağlara da giden bir top buldu ama İsmet Arzuman "faul gerekçesi" ile golü vermedi. Hemen ardından da Baki'nin "bom boş kaçan rakibinin arkasından topuğuna basıp, itmesini" de cezalandırmayarak, üst üste "iki önemli ve kritik pozisyonda takdir hakkını" Beşiktaş lehine kullandı ve bana göre "olmadı"; hele belki de "kırmızı kart" getirecek ikincisi hiç olmadı!.." Birkaç dakika sonra, bu defa Kürşat'ın, Bobo'ya yaptığı penaltılık harekete "devam" diyen Arzuman "böylece" eşitliği sağladığını zannetti; doğruda değil, hatada eşitlik; Arzuman'a yakıştı mı?.. Ve Beşiktaş yedinci defa kupayı müzesine götürürken, "büyük ikramiyeyi kaybedip, teselli ödülü almış" insanlar ne kadar sevinirse, işte "öyle" bir hava içinde İstanbul'a döndü!..