Sadece Pantani mi öldü?

A -
A +

Ben futbolun aşığı değilim. Ben sporun aşığıyım. Atletizmin... Tenisin... Basketbolun... Buz dansının... Bisikletin... Formula 1'in... Kısacası "güzel" olan her sporun... Onun için kendine "spor medyası" diyen, ama "futbol medyası bile olamayan", sadece ve sadece "Üç Büyükler'in kulüpçü medyası olan" spor (!) medyamızı hiç ama hiç sevmiyorum!. "Marco Pantani, Rimini'de bir otel odasında ölü bulundu." Bu haberi, bir gazetemizin iç sayfalarında "küçücük bir haber olarak okuduğumdan beri", TV'lerimizin spor (!) programlarına, gazetelerimizin spor (!) sayfalarına bakıp duruyorum; "acaba ne söyleyecekler, ne yazacaklar, ne yapacaklar?" diye.. Heyhat!.. Anlaşılıyor ki, Marco Pantani'yi "tanıyan" bir spor sayfası, bir TV spor servisi bulmak için, "Sporun Diyojen'i olmam ve elimde fenerimle onu aramam gerek!." Taaa Ankara'da "gencecik" yarı amatör - yarı profesyonel bir spor yazarı iken, "Fransa Bisiklet Turu'nu Yenigün'ün spor sayfasına bütün tur boyunca, Ankara'ya üç gün sonra gelen dünyanın en ünlü spor gazetesi L'equipe'ten yararlanarak nerede ise tam sayfa veren" Mehmet Ali Kışlalı ekibinden biri olarak "spora ve bu arada bisiklet sporuna da aşık oldum!.." Daha sonra "Aytekin İpek'li, Nezir Sonakın'lı" Türkiye Bisiklet Turları'nı etap etap izledim ve yazdım... O gün bu gündür de, Fransa ve İtalya Bisiklet Turları'nı hangi ekranda bulsam izlerim, hangi gazetede "bir şeyler çıksa" doyasıya okurum. Coppi'lerden, Bartali'lerden, Anquetil'lerden, Eddy Merckx 'lerden, Bernard Hinault'lardan , Miguel Indurain'lerden, Lance Armstrong'lara kadar gelen sürede "pek çok şampiyona gönül verdim"; karşı karşıya gelip elini sıkmadığım, onlarla bir kelime konuşmadığım halde İtalya ve Fransa turlarında onları heyecanla ve "çoğu zaman saatlerce gazete sayfalarına ya da TV ekranlarına çakılı kalarak" izledim. Marco Pantani'yi de "öyle" tanıdım!.. 2000'li yılların hemen öncesinin, yani "Lance Armstrong öncesinin" en büyük bisikletçilerinden biriydi, İtalya ve Fransa Turları'nı kazanarak, İtalyanlar'ın kahramanı olmuştu!.. Kepçe gibi kulaklarından dolayı lâkabı "elephantino" idi, gerçekten de bisikletin üzerinde bir "fil" kadar kuvvetliydi ama, "bu kuvvetinin bir bölümünün sporun yasalarının dışında kalan maddelerden geldiği" ortaya çıkıverdi ve Pantani'nin dramı başladı!.. "Doping kullanmaktan" bir kaç defa soruşturmaya uğradı, cezalar aldı, yarışlardan diskalifiye edildi ve nihayet "bisikletin de, sporun da dışında kaldı!.." Büyük bir psikolojik çöküntüye uğradı... Spor medyası hâlâ peşini bırakmıyordu. Tabii, "magazinhatta polis - adliye" muhabirleri de... Doktorlarının "medyayı uyarmalarına rağmen" bu takip sürdü.. Geçen haftanın sonuna kadar!.. Filler, "ölümlerinin yaklaştığını anlayınca" gözlerden ırak olan "filler mezarlığına gider" ve orada ölürler... "Elephantino'nun ölümü", yapayalnız bir otel odasında oldu... Otel personeli onu ölü buldu... Odada "çok miktarda" sakinleştirici ilaç kutusu ve şişesi bulundu; çoğu boştu!.. "İlk haberler" ölümün "intihar olduğu" şeklinde idi!.. Otopsi yapıldı; "ilk tetkiklerden sonra" doktorlar hiç bir açıklama yapmadılar, ben bu satırları yazarken "otopsi sonucu belli değildi!.." Avrupa TV'leri ve gazeteleri Pantani'nin dramı üzerinde çok şeyler söylediler, yazılar!.. O böyle bir sonu hak etmemişti!.. "Şike ile beraber sporun en büyük iki suçundan biri olan" dopingin "bir büyük şampiyonun sonunu" hazırlaması elbette çok üzücü idi; amma.. "Yakın dostu" ünlü Fransız bisikletçi Virenque TV kameralarına açıklama yaparken, "altı çizilecek" bir başka hedef gösterdi: "Pantani'nin ölümünden büyük ölçüde medya sorumludur!.." Bu sözler, "sürüp gelen" bir tartışmayı spor gündemine yeniden soktu: "Medyanın sorumluluğu!.." Avrupa spor camiası, en azından Pantani'yi çok yakından tanıyan ve bisiklet sporuna aşık olan İtalyanlar, Fransızlar ve İspanyollar şimdi bunu tartışıyor; benim medyam ise ne bisiklete, ne Pantani'ye, ne dopinge ve ne de medyanın sorumluluğuna pek aşina değil!.. Ben de "böyle bir spor medyasına" pek aşina değilim ve onun için soruyorum: Acaba, "ölen" sadece Pantani miydi?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.