Galatasaray, Şampiyonlar Ligi'nde Liverpool önüne bu gece acınacak hâlde çıkıyor!.. "Şampiyon olmuş" bir takım, ligin ilk yarısının yarısı geçmiş, Şampiyonlar Ligi'nde ön elemeden sonra ikinci maçını oynuyor, ortada "takım yok, takım oyunu yok, futbol yok, iki bek yok, bir stoper yok, orta saha yok, ön libero yok, orta saha beyni yok, kanatlarda ahenk yok, orta yapacak oyuncu yok, duran topları kullanacak adam yok, penaltı atacak adam yok, taç atacak adam yok"; yok da yok!.. Son maçlarda görünen bu; peki "hoca" var mı?.. "İsmen" bir teknik direktör var; hocalığa "tercüman antrenör" olarak adım atan Jose Mourinho'ya özenen bir "tercüman - antrenör" var; ama Galatasaray takımında bir "teknik direktör olduğuna inanmanız için" bin tane şahit ister; onlar yok!.. Ve lâkin, ortada bir Başkan ile bir Asbaşkan var ki; ilki mesela bu gece Liverpool'dan Allah korusun, "yarım düzine gol yense", çıkıp diyecektir ki; "Ben Gerets'in sonuna kadar arkasındayım"; Asbaşkan da diyecektir ki; "Bu sonucu beklemiyorduk, Galatasaray takımı kaçıncı olursa olsun, Gerets görevinin başında kalacaktır; onu kimseye yedirmem!.." Gerets - Erdal Keser ikilisi "şampiyon" Galatasaray'ı yiyecekler ama, Asbaşkan bu ikiliyi "kimseye yedirmeyecek" ve Başkan da "sonuna kadar" bu ikilinin arkasında olacak; olacak şey mi?.. Beşiktaş - Trabzonspor maçı, Trabzon'da oynanmış olsa ve TV'ler de maçı naklen vermemiş olsa, diyeceğim ki; "Gerets ve Erdal Keser Trabzon'a gidemediler, Trabzonspor'u göremediler ve Ziya Doğan'ın tuzağına düştüler!.." Gökdeniz ile Ersen Martin'in Beşiktaş önünde "nasıl oynatıldığını gören" bir hocanın, "göz göre göre" aynı tuzağa düşmesi ne demektir; "Ortada hoca yok" demektir!.. En çok neye güldüm, biliyor musunuz?.. Galatasaray'ın Başkan ve Asbaşkan nezdinde "vazgeçilmez olan" hocası, maçtan sonra diyor ki; "2-0'dan sonra Ferhat'ın yerine Orhan Ak'ı alarak o kanattaki sorunu çözdük." İnanılmaz!.. Bu zat-ı muhterem, Beşiktaş-Trabzonspor maçını seyretmediği gibi, saha kenarında durduğu Trabzonspor-Galatasaray maçını da seyretmiyormuş, anlaşılan!.. "O kanattaki sorunu" sen mi çözdün?.. "O kanattaki sorunu" Ziya Doğan çözdü; aldı Gökdeniz'i sola verdi; yoksa Galatasaray defansının sol kanadındaki sorunun "Ferhat-Orhan değişikliği ile çözüldüğü falan yoktu"; o kanattaki sorun, Ferhat'ın önünde kademeye girmeyen ve Ferhat'ı Gökdeniz'in önünde "yapayalnız bırakan" Ayhan'dı ve sorunun çözülmediği de, ikinci yarının başında Ayhan'ın "enfes(!)" pasıyla, "o kanattan gelen" Trabzonspor akınında atılan ve Galatasaray'ı bitiren gol ile ortaya çıktı!.. Şu tabloya bakın: Doğru dürüst iki antrenman yapmayan Carrusca'yı oynat ve daha ilk maçta bitir!.. Aydın'ı sil!.. Okan'ı oynatma oynatma, Şampiyonlar Ligi ön elemesinde takıma koyarak, "harcamak iste"; ama iyi oynadığını görünce, ligde gene kenarda tut!.. Tolga'yı harca, Emre'yi görme, ama hakkında bin türlü söylenti çıkarılan, yaptığı hatalar ve yedirdiği goller için kasetler yapılan Tomas'ı baş tacı et, Cihan'dan "sağbek yapma" inadı ve ısrarı yüzünden Uğur'a "güle güle" de; bir - iki Galatasaray yazarının yorumlarına bakarak Mehmet Güven'i yok etmek için elinden geleni ardına koyma; İnamoto ile Mehmet Topal'ı transfer edildikleri hafta sahaya sür, "iyi" oynayana bir daha takımın yüzünü gösterme, "kötü" oynayanı, "kötü oynadığını göre göre" oynatmakta ısrar et; bu nasıl hocalıktır?.. Galatasaray'ı takip eden Galatasaray muhabirleri "iyi biliyorlar" ki, "bütün bunlar" ve daha bir yığın garip, anlaşılamaz işler olurken, hoca üzerinde "etkili olan güçlü adam" Erdal Keser'dir!.. Gerets, Erdal Keser'in herhalde "kendisini de keseceğinden korktuğu içindir" ki, geçen yıl "Ağabeylerinin idaresinde takım gibi takım olan ve takım gibi takım olduğu için de şampiyon olan" Galatasaray'ı darmadağın etmiştir!.. Takımda "birlik ve beraberlik" kalmamış, "takım ruhu kaybolmuş", hocalara güven ve sevgi bitmiştir!.. Ne acıdır ki, Galatasaray "bu gece" Liverpool önüne "böyle" bir havada çıkıyor!.. "Ne olursa olsun, Galatasaray Avrupa maçlarını başka bir havada oynar" sözünden başka bir ümidimiz yok!.. Bu bile yetmiyor; o söze ekleyeceğim yedi kelime daha var: "Allah, çocuklara kolaylık ve güç versin; amin!.." Yoksa...