Sadri Şener'in göremediği gerçek!..

A -
A +

Trabzonspor, kendi ayağına çelme atıyor; problem orada!.. Yerel medya TV'leriyle, gazeteleriyle, yazar çizerleriyle, yorumcularıyla "ortamı gerdikçe", teknik heyet üzerinde de, futbolcular üzerinde de baskı artıyor ve stres yükü "altından kalkılamayacak" hâle geliyor!.. Trabzonspor'daki ve dolayısıyla Trabzon'daki "futbol bölünmüşlüğü", takımın "birlik ve beraberliğe en fazla ihtiyaç duyduğu dönemlerde bile", önlenemiyor; "pasif" bölünmüşlük kesintisiz devam ederken, "aktif" bölünmüşlük, "fırsat kolluyor" ve "fırsat bulunca", tribünden "en başarılı, en çok fayda sağlamış" futbolculara bile "küfredecek" kadar dişini gösteriyor, meydan okumaya devam ediyor!.. Özetle söylersek; "tıkır tıkır işleyen" tekerleğe "dışarıdan sokulan" kasıtlı çomağa "topyekûn" karşı çıkılacağına, "o çomağın yanına içeriden başka çomaklar da sokulmaya" başlıyor!.. Ne yazık ki, "dışarıdan sokulan çomağı elinde tutan" şampiyonluk yarışındaki en büyük rakibinin başkanı için, kulübün "bunca yıllık tecrübeli başkanı", tıpkı mesela Galatasaray Başkanı Adnan Polat gibi "Benim dostumdur" mesajları vererek "işi geçiştirmeye çalıştıkça", zaten "psikolojik baskı altında" günbegün eriyen teknik heyet ve futbol ekibini yalnızlaştırıyor ve de tıpkı "aynı" hataya düşen ve takımına "9 puan farkı kaybettirip" şampiyonluğu "aynı" rakibe kaptıran zamanın Beşiktaş Başkanı Serdar Bilgili'nin düştüğü "tuzağa" hem kendini, hem de takımını düşürüyor!.. Dahası, "futbolumuzu yöneten" çark da, hakemleriyle beraber "bu alttan alma" görüntülerinden ve "dostluk" mesajlarından vazife çıkararak, "güçlünün yanında olmanın" dayanılmaz çekiciliğine kendileri kaptırıyor!.. Bugüne kadar, "gerekli gördüğünde" hakem odalarını bile basarak ağzına geleni söyleyen "güçlü" başkanın yazdığı senaryolarda adeta "gönüllü" olarak rol alan "Yıldırım Demirören hariç" diğer başkanlar, bir türlü "bu gerçeği" göremediler ya da görmek istemediler; bugünün "milyar dolarlar, eurolar dönen" futbolunda "kişisel dostlukların sökmeyeceğini" anlayamadılar. Dönen çark, rekabeti o kadar "insafsız" hâle getirmişti ki, "Dostumdur" dedikleri başkan, "onlar" için bir defa bile bu sözü "açık açık" söylemedi; zira, "bu yarışta, onun dostu sadece kendisi ve kulübüydü!.." Bir zamanlar "aynı yönetimde ve de en yakınında bulunan", dahası "onun gözünün içine bakan" ve "bir sözünü iki etmeyen" bunca "eski" yöneticiye, "dost" zannettikleri başkanları tarafından "nelerin yapıldığına bakmak" bile, bu "acımasız" yarış sürerken ona "Dostumdur" diyen başkanların ne kadar "saf olduklarını" çok iyi anlatır!.. Birçok Galatasaraylı, Beşiktaşlı başkan gibi, Sadri Şener de "psikolojik savaşı" kaybetmiştir ve bunun faturası da, Şenol Güneş'e ve öğrencilerine çıkmaktadır; zira şampiyonluktaki en büyük rakibinin başkanının ve hocasının başlattıkları "asimetrik psikolojik harekata karşı", Başkan "Dostumdur" mesajları verirken, karşı çıkma ve mücadele etme görevi ne yazık ki "bu taraklarda bezi olmayan" Şenol Güneş 'e kalmış ve Trabzonspor'un Hocası, göz göre göre, "spor medyasına hakim" tarafın kalemşorlarının kurduğu "polemik" girdabının içine yuvarlanmıştır!.. Dahası, Sadri Şener, "Selçuk" meselesini de halledemeyerek, "şampiyonluğa koşan" takımına en büyük "iç darbelerden birini" vurmuştur; çok açıkça görülmektedir ki, Selçuk, "kafası karışık" ve devre arası çalışmalarına "geç dönerek geç katılan" Jaja ile beraber, Trabzonspor'un "ligde ve kupada dört maçta iki mağlûbiyet ve iki beraberlik almasında" saha içi baş aktörlerden biri olmuş; Trabzonspor'un dillere destan orta sahası ve forvet arkası çökmüştür!.. Selçuk ve Jaja "şimdiden gelecek sezonun hesapları içinde olmalılar" ki, kaç maçtır "inanılmaz" derecede kötü oynuyorlar, toparlanamazlarsa "puan kaybı sürecektir" ve ne yazık ki, Şenol Hoca'nın elinde "rotasyona sokacağı" aynı kalitede futbolcu da yoktur!.. Hele bir de "hakem kozu ince ince devreye girince", yapacağı ne kalmıştır ki Trabzonspor'un?.. Sadri Şener, "bu acı tabloyu" iyi analiz etmelidir!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.