“Yabancı oyuncu kuralı” konusunda “türlü çeşitli görüşler” var; “Kısıtlama kaldırılmalı” görüşünden, “Yabancı çokluğu yüzünden kulüpler borç batağı içinde, kısıtlama genişletilmeli” ya da “sahadaki yabancıların sayısı azaltılmalı” veya “8+3 kuralı yüzünden kulübede, hatta tribünde oturan yabancıların da oynamasının, sahaya inmesinin sağlanması” görüşüne kadar…
Bu arada “Takımlarda yabancı dolu, ne oluyor Avrupa kupalarında; başarılı olan takımımız var mı; neden milyonlarca avroyu yabancılar için harcayıp duruyoruz” görüşünde olanlar da var…
Çok yıllar önce Alp Yalman, Galatasaray başkanı iken, başkan yardımcısı ve futbol şubesi sorumlusu olan Adnan Polat “Artık Galatasaray için şampiyonluk ara hedeftir, asıl hedef Şampiyon Kulüpler Kupası’dır” diyerek, “Edirne’den öteyi” hedef olarak ortaya koymuştu. Ve… O günlerde kendisi ile beraber Galatasaray Başkan Yardımcısı olan Faruk Süren’in başkanlığı döneminde “UEFA Kupası” Galatasaray Müzesi’ne getirilmişti… Sonra “UEFA Süper Kupası” da…
Sıra geldi, benim görüşüme…
Madde 1: “Türk futbolu, ülke sınırları içine hapsedilemez…”
Madde 2: Kulüplerin borç batağının sebebi “yabancı futbolcular” değildir!..
Madde 3: Borç batağının asıl sorumluları, kulüp başkanları, kulüplerin futbolundan sorumlu yöneticileri ve teknik direktörlerdir…
Madde 4: Saha içinde bir sorumlu arıyorsak, konulan “8+3 gibi” kısıtlamalardır.
Bugün Galatasaray’dan, Fenerbahçe’den, Beşiktaş’tan, Trabzonspor’dan, Adana Demirspor’a, Konyaspor’a, Ümraniyespor’a kadar bütün Süper Lig takımlarının kadrolarında “yabancı futbolcu sayısı ‘ortalama 13-15 arasında” değişmektedir.
“Sahada 8 yabancı” kuralının anlamı, “3 Türk futbolcusu oynarsa, dahası ‘yabancı sayısı azaltılarak, daha çok Türk futbolcu sahalara sürülürse’ Türk futbolu kalkınacaktır” görüşüdür...
Madde 5: Ülkemizde ‘altyapı oluşumu” denince, spor medyası olarak öve öve bitiremediğimiz Altınordu’nun “bu sezon da dâhil yıllardan beri futbol sahalarındaki durumu” ise, ‘Madde 4’ görüşünün “ne kadar çarpık” olduğunu göstermektedir!..
Madde 6: “Yabancı kısıtlamaları ‘takımları hedeflerine götürecek arenada, ‘işe yarayacak’ Türk futbolcularını karaborsaya düşürmektedir” ve düşürecektir!..
Buna karşılık, “büyükler dâhil” bütün kulüplerimiz “dikkatli transfer politikaları içinde ‘çok daha ucuza’ takım ve kadrolar” kurabilmekte ve “düşmekte olan takımlar” bile, futbolumuzun zirvesini parsellemiş büyüklere kafa tutabilmektedirler…
Madde 7: “Yabancı kısıtlamasının genişletilmesi” tribünlerin boşalmaya başlamasının” da başlangıcı olacak… Hem “Futbolumuza Avrupa kapılarını tamamen kapayacak… Hem de en kısa zamanda futbol sahalarımıza “Futbolumuza gem vuracak ‘Biz bize’ senaryosu” hâkim olacaktır” ki, bu da “maç naklen yayın gelirlerini” dibe vurduracaktır!
Madde 8: Yapılması gerekeni, Futbol Federasyonu Başkanımız Mehmet Büyükekşi anlatıyor, özeti; “Altyapıyı, futbol akademilerini teşvik etmek ve ana takımlarda oynayabilecek futbolcu yetiştirerek, A kadrolarında oynamalarını yabancı kısıtlamaları ile değil, ‘doğal seçim’ ile sağlamaktır!
Böylece “kadrolardaki yabancı sayısı kendiliğinden düşecek” ve elbette “çok Ardalar da” yetişecektir...
Her gece TV ekranlarında “Ne olacak şampiyonluk yarışı” üzerinde bol bol görüş ve yorum yarışı yapan, çoğunu ilgi ile izlediğim” değerli meslektaşlarımdan, özellikle “Fenerbahçeli olanlara” bir sorum var:
Acaba, Fenerbahçe’nin, “Galatasaray’ı geçerek şampiyonluğa ulaşması” ihtimali mi, yoksa “Beşiktaş’a ikinciliği kaptırması” ihtimali mi daha fazladır?..
Kadın voleybolunda Fenerbahçe, “favori” Eczacıbaşı’nı hem de 3-0 yenerek şampiyon oldu…
Kutlarım; sarı lacivertli takımın altıncı şampiyonluğu idi, bu…
Kaygusuz Abdal, “kaynamayan kazı” anlatan “Sekizimiz odun çeker / Dokuzumuz ateş yakar / Kaz kaldırmış başın bakar / Kırk gün oldu kaynatırım kaynamaz” şiirinde “40 gün” demiş… Sizler, Galatasaraylılara “40 yıl” dedirtiyorsunuz…
Bunca yıl “böylesine bir ‘başarısızlık’ rekorunu paylaşan” Galatasaray başkan ve yöneticileri ile beraber sizin de yüzünüz kızarmıyor mu?
Galatasaray basketbol takımının başına Yunan Andreas Pistiolis gönderilerek iki yıllığına “nihayet” kariyeri ve karizması, Euroleague tecrübesi olan “53 yaşında” bir koç getirildi; Karadağlı Zvezdan Mitroviç…
Ne var ki, sorun “koç getirmek” ile bitmiyor. O koçun eline “Türkiye’de şampiyon olacak, Euroleague’de final oynayacak” bir kadronun verilmesi gerek…
Galatasaray erkek basketbol takımının son şampiyonluğu 2012-13 sezonunda Ergin Ataman koçluğunda yaşandı… Bu sezonda puan cetvelinin ortalarında dolaşan bir takım var... Tablo, Galatasaray’a yakışmıyor…
Artık dayanamayacağım, bunca yıldır spor yazan bir gazeteci ve de “gönlü sarı kırmızıdan yana olan” bir spor insanı olarak, Ali Koç’a bir sorum olacak...
Sayın Başkan’ım, merak ediyorum; Fenerbahçeliler sizi “bunca yıl Futbol Federasyonu ve Galatasaray ile söz savaşı yapmanız için mi” seçtiler?..