Doğrusu ya, değeri 130 milyon doları aşan "heybetli" bir kadrodan "sahaya sürdüğü" on birlere "bu kadar futboldan uzak, bu kadar kötü, bu kadar gayesiz ve mücadelesiz futbol oynatabilmek için", bir teknik direktörün adının herhalde "Rijkaard" olması gerek!.. Art arda gelen Ankaragücü-Denizlispor-Antalyaspor maçlarında Galatasaray'ın oynadığı futboldan söz ediyorum; tam bir rezalet!.. "Efendim, yeni geldi, zaman tanımak gerek ki, o da oyuncuları tanısın, takıma sistemini oturtsun" diye diye, "35 resmi maç" geride kaldı; ama görülüyor ki, Rijkaard'ın, "ne oyuncuları ve rakiplerini tanıyacağı, ne sistemini oturtacağı" var!.. Tam bir "torba kadro-çorba sistem" uygulaması!.. "Rotasyon" övünmeleriyle, Galatasaray'ın 130 milyon dolarlık kadrosunu tam bir "mutasyona uğrattı" Rijkaard; takımın oynadığı futbol, değil Avrupa kupalarına ve Süper Lig'e, Bank Asya Birinci Lig'e bile yakışmaz!.. İnanılacak gibi değil!.. Sabri'nin ve Hakan Balta'nın "sakat olduğu" bir dönemde, bir teknik direktörün "Alpaslan'ın başka bir kulübe gönderilmesine yeşil ışık yakması için", herhalde "şampiyonluk mücadelesi yapan" rakiplerinden "madalya beklemesi" gerek!.. Elde "Süper Lig'de devamlı oynayacak kapasitede bek" olarak bir "Uğur'u bırakan", onu da Alpaslan gittiği için "solda oynatmak zorunda kalan" Rijkaard, Sabri'nin yerini "az çok doldurabilecek" Uğur'u, solda "yol geçen hanının teşrifat bekçiliğine soyundurarak", koca Galatasaray'la dalga geçiyor; böylece sahaya çıkan takımda sadece "sol bek" değil, "sağ bek" de "yok olmuş" oluyor; dahası "yeni yerlerinde çakma bek hâline gelen" ve hata üstüne hata yapan Uğurlar, Emreler de psikolojik erozyonun kollarına teslim ediliyor; siz "dev" teknik adamın yaptıklarına bakın!.. Alpaslan'ın "sol bekte, bu Uğur'dan çok daha iyi oynayacağını" ve Uğur'un da "sağ bekte, kendisi sol bek oynadığı için yerine konulan çakma sağ beklerden çok daha iyi oynayacağını göremeyen" bir teknik adama, ben ne diyeyim; "Hadi canım sen de!.." Antalyaspor maçında Servet'in takım disiplinini "hâlâ" nasıl tarumar ettiğini görmeyen var mı?.. Antalyaspor maçında "Galatasaray'ın orta sahasının ne felaket hâlde olduğunu" görmeyen var mı?.. "Pas özürlü dümdüz adamların önüne" değil Jo'ları, Giovanni'leri, dünyanın en iyi golcülerini getirip koysan ne yazar?.. Bunca maç Galatasaray'ın "doğru dürüst pas vermeyi de, şut atmayı da bilmeyen, durmadan top kaptırıp, o topların zaten sallanan defansın arasından Galatasaray kalesine dalga dalga gelmesine sebep olan" orta sahasına bunca zamandır "Elano'yu doğru dürüst monte edemeyen" ve de "onu küstürmek için" elinden geleni ardına koymayan bir teknik direktör, kuzum söyler misiniz bana; "Galatasaray için mi çalışıyor", yoksa "rakiplerine yaranmak" için mi?.. "Ya Keita takıntısı"; ceza ona mı veriliyor, yoksa Galatasaray'a mı; "Kewell da sakatken", golcülere "top götürecek ve verecek Keita'yı takımdan kesmek ve de böylece Arda'yı, onun başına kümelenen o kalabalık ve cüsseli rakip defanslar arasında tek başına bırakmak" ne demek; Keita "bir hata mı yaptı", verirsin "okkalı bir para cezası"; sürersin sahaya!.. Yazık değil mi, "bunca" emeğe, kulüp mali kriz içindeyken bile sarf edilen "bunca" paraya, bu soğukta, karda kışta tribünlere koşan "bunca" seyirciye, TV başına mutlu olmak için ümitle oturan "bunca" taraftara ve başarı bekleyen, iyi futbol bekleyen "onca" yöneticiye?.. Son üç maça bak; Arda'yı ve gollerini çıkar; 130 milyon dolarlık Galatasaray'dan geriye ne kalır?.. Yoo, kimse çıkıp, "Efendim, o sakat, bu sakat, ancak bu kadar olur" demesin!.. "5 as oyuncusunun oynamadığı" Sivasspor maçındaki Fenerbahçe'nin ya da "7 as oyuncusunu oynatamayan" İstanbul Büyükşehir Belediyespor'un "Galatasaray'dan koparta koparta bir puanı aldığı maçın" kasetlerini izlesinler!.. Göreceklerdir ki, ortada çok açık bir "teknik adam" zafiyeti var!.. Bakınız açıkça söylüyorum; bu teknik adamla, Galatasaray "3 kulvarda da hüsrana uğrar"; onun için "bu kulvarlardan biri seçilmeli"; diğerlerine "bile bile lâdes" denilerek veda edilmelidir!.. Kim bilir belki de Rijkaard'ın da "aklında bu var" ve "onun için" işte "böyle" yapıyor; "Avrupa Kupaları'nda oynayacak bir santrfor ile orta sahaya pas yapacak, şut atacak bir adam takviyesi istememesi" de "acaba" bundan mı?.. "Bütün kulvarlarda kupalara talip olan" Başkan Adnan Polat bir düşünsün bakalım; "rotasyon" derken, "mutasyon" yapan "bu" teknik adamla "bu futbolu oynayan" Galatasaray takımı "bunca" kulvarda nasıl başarılı olacak?.. Tartışılması gereken "asıl" soru şu; acaba, Yılmaz Vural ya da Abdullah Avcı, keşke "milli takım yerine Galatasaray'a talip olsalardı" ve de "birinden biri Galatasaray teknik direktörü olsaydı", Galatasaray camiası, Galatasaray yönetimi, Galatasaray takımı, Galatasaray seyircisi ve taraftarı "bu kadar" işkence çeker miydi?..