Sallabol'un iflâsı!..

A -
A +
Beşiktaş maçı "sinyal vermişti", Olimpiakos maçı "ders verdi", Aliağa Petkim maçı ise "acı verdi!.."Onca para harcanan ve "sezona çok iddialı giren" Galatasaray Erkek Basketbol Takımı, ne yazık ki, koçu Ergin Ataman'ın "takıntıları ve inadı yüzünden, perişan hâlde!..
Bakınız, cumartesi günü yazmıştım; "Galatasaray basketbol oynamıyor, sallabol oynuyor; sallabolle ancak Türkiye'de kazanırsın, Euroligue' de değil" diye!..
Yanıldım, sevgili okurlarım, hepinizden bin defa özür dilerim; Aliağa maçı gösterdi ki, "Sallabolla Türkiye'de bile kazanılamaz!.."
Ataman ve bazı oyuncuları, "Galatasaray'a, Galatasaray Basketbol Takımı'na, Basketbol Sporu'na, salonlara gelen on binlerce Galatasaray seyircisine ve TV başlarına geçen milyonlarca Galatasaray taraftarına, dahası onlara "kulübün bu borç yükünde" onca imkânı veren yönetime, bitmedi; basketbolun sponsoruna ve hele hele "İDDAA'da bahis oynayan" yüz binlerce insana saygısızlık yapıyorlar"; bunun son örneği, İzmir Spor Salonu'ndaki "rezalettir"; kolay kolay unutulmaz, unutulamaz!..
O "onca para verilen" Erseg'in hâli nedir; haftalardır "pota altında hayalet, boyalı alan dışında sallabolun en kötü atıcısı olarak var!.."
Üç yıl öncesinin Beşiktaş'ına "sarı-kırmızılı formayı giydirme" kolaycılığını seçen Ataman'ın "son" bombası, "4.5'tan 5 / Bonsu" da, inşallah Erseg'e dönmez!..
Sonrasını say; Aroyo, Gordon, Domercant, Ender, Markoishvili, oyunda iseler, alıyorlar topu, 15 saniye tutuyorlar, bir oraya bir buraya dönüyor, ya sallıyor veya pota altına toplanmış rakip oyuncuların arasına girip topu kaybediyorlar, ya da ancak bir-iki paslık zaman kaldığı için, acele paslar ve sonunda kör atışlar yapılıyor, son anda top kimin elindeyse; Göksenin ve Sinan bile!..
Ne pota altını doğru dürüst kullanmak var, ne top çevirip, "o gece eli iyi olan" adamı boşa çıkarıp, dışarıdan ona attırmak, ne de ikili oyunlarla pota altı basketleri kazanmak; işte Aliağa maçı; seyredin yeniden karşılaşmanın bandını, Galatasaraylılar kaç defa yapabilmiş, "Aliağalı basketbolcuların defalarca ve defalarca yaptığı ve maçı getiren" bu ikili oyunları?..
Aliağa önünde, 28 üçlük; sadece "6 isabet"; Beşiktaş maçı öyle, Olimpiakos maçı öyle, yani "tam bir sallabol felâketi"; top kayıpları inanılmaz, "ikilik atışlar" fecaat, ribauntlar, "sakat" Furkan hafifletmese, utanç verici!..
Bir Hoca, koca maç boyu, o "sallabol rezaletinin baş kahramanlarının birini alıp, ötekini sahaya sürmekten öteye bir şey yapamazsa, onlara basketbolun b'sini bile oynatamazsa"; bu ne anlama gelir?..
Ortada "öncelikle" düşünülecek iki ihtimal var:
"Ya, oyuncular Hocalarının basketbol oynamaları ile ilgili talimatlarını dinlemiyor" ya da "Hoca, bütün oyun stratejisini sallabol üzerine kurmuştur, ısrar ve inat ediyor"; her iki ihtimalde de "yapılacak şey" bellidir; "Oyunculara talimatlarını dinletebilecek ve takıma sallabol yerine basketbol oynatacak bir koç" ithal etmek; Fenerbahçe'nin getirdiği Zeljko Obradoviç gibi!.. 
Bu "acı" tablonun bir başka gerekçesi de olabilir; "Oyuncuların paraları ödenememektedir (Basketbol yazan / çizen arkadaşlarımız araştırmalıdır); takım hepten boş vermiştir ve artık sallabolu bile "doğru dürüst" oynayamamaktadır!..
Galatasaray'ın yarın gece İspanya'da, "geçen hafta Polonya Şampiyonu Stelmet Zielona Gora'yı 101-68 yenen" Unicaja Malaga ile Euroligue maçı var, ne diyeyim; Allah kolaylık versin!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.