Samsunlu Kılıçlar!..

A -
A +
Samsun Milletvekili bir Kılıç gitti, Samsun Milletvekili bir başka Kılıç geldi, Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın başına; ülkemiz ve sporumuz için hayırlı, uğurlu olsun!..
Giden Suat Kılıç "en genç Gençlik ve Spor Bakanımızdı"; gelen Akif Çağatay Kılıç "bu unvanı ondan devraldı", zira "4 yaş daha genç; 37 yaşında!..
2011 seçimlerinde "Yeni Bakan" Samsun listesinde 5'inci sıradan, "Eski Bakan" ise 2'nci sıradan milletvekili seçilmişlerdi.
Eski Bakanımız "hukukçu" idi; yeni bakanımız, bir "siyaset bilimci!.."
Ve "Kılıç" soyadlarına rağmen, eski ve yeni bakan akraba değiller!..
Neyse, "biz eski ve yeni bakanlarımızın kişisel bilgilerini bir yana bırakarak", gelelim asıl konuya, yani "bakanlık ve sporumuzun yönetimi" konusuna!..
Okurlarım biliyor 58 yıldır, "bir gazeteci ve bir spor yazarı olarak", hem siyasetin, hem sporun içindeyim!..
Bu bakımdan "ne yapıldı, ne yapılmadı, neden yapıldı, nasıl yapıldı, neden yapılmadı, neden ve nasıl yapılmalıydı" sorularına cevap arayan, bulan ve yazan bir spor insanı olarak "böyle bir bayrak değişiminde" elbette yazacaklarım olacaktır, hem de çok!..
Ama "sütunumda bütün bunları yazacak yer olmadığı için", bugün sadece "öncelik vereceklerimi" anlatacak, sonrasını, sonraki yazılarıma bırakacağım!..
Lâfı daha fazla uzatmadan, "yıllardır hep yazıp geldiğim gibi", yeni Bakan'a "Hoş geldiniz" derken, hemen söylemeliyim ki:
1- Suat Kılıç, Türk Sporunun uzun yıllardır beklediği ve "eksikliği sebebi ile" bugünün büyük problemlerinin "asıl" sebebi olan bir Kulüpler Yasası'nı "çok istemesine rağmen" çıkaramamıştır!..
Zira, "Ben istiyorum ki, bu yasada en büyük pay kulüp yetkililerinin, Kulüpler Birliği'nin olsun" diyerek, "Bugünkü çarpık ve bozuk sistemden beslenen ve o koltuklarda oturanların, çağdaş bir spor yasasının çıkmasını engelleyeceklerini" bir türlü kabullenememiştir!..
2- Suat Kılıç, başarısız olan ve "keyfi yönetimleri ile" hem kamuoyunda, hem camialarında haklı olarak "büyük ve ağır eleştiriler alan" federasyonları "ehil ellere teslim edecek" pozisyonu alamamış, "Federasyonlar özerktir" diyerek onları adeta ödüllendirmiştir!..
"Kendisini seçecek genel kurul üyelerini, kendisinin hazırladığı, kabul ettiği ve ettirdiği yönetmelik ve talimatlarla kendisinin seçtiği" bir Federasyonun "özerk değil", o federasyon başkanının "özeli" olduğunu bir türlü kabul etmemiş ve "Futbol Federasyonu" ile "diğer federasyonlar" arasındaki farkı görmek istememiştir!..
3- Suat Kılıç, "Spor suçları ile ilgili olarak çıkarılan" ve Avrupa ülkelerinin bile "Örnek almalıyız, bakın Türkler ne yaptı" diyerek alkışladığı 6222 sayılı Kanunun, "bugüne kadar sporumuzun bu suçların at oynattığı bir arenaya çevrilmesine göz yuman ve hatta aralarında bazılarının da o atların biniciliğine soyunduğu" kişilerin temsil ettiği zihniyetin "Bu kanun değiştirilmezse ve uygulanırsa kulüplerimize yönetici bulamayız" şeklindeki "çok ayıplı" yaygaralarına karşı durmamış, kanunun "6250 sayılı kanunla kuşa çevrilmesini" önleyememiştir!..
Ve bugün, Türk sporunda şiddetinden, şikesine, dopinginden, ayrımcılığına kadar evrensel spor suçları "bitmez bir dizi gibi" sürüp hüküm sürmeye devam etmektedir!..
İşte, "Yeni Bakan" Akif Çağatay Kılıç'ın "kucağında bulacağı" sporumuzun "öncelikli" en büyük problemleri bunlardır; Allah kolaylık versin!..
Suat Kılıç'a sporumuza verdiği mesai ve hizmetler için teşekkür ederken, Akif Çağatay Kılıç'a da başarılar dilerim.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.