Kulüp yöneticilerinin eğitilmesi gerekir!.. Kim söylüyor, bunu?.. Merkez Hakem Komitesi Başkanı Oğuz Sarvan!.. Bana göre "doğru" söylüyor; "Kulüp yöneticilerinin eğitilmesi gerekir!.." Amma, "eksik" söylüyor; "Kulüp yöneticilerinin kulüp yönetimi konusunda eğitilmesi gerekir" demesi lâzımdı!.. Bir şeyi de unutuyor; "Federasyon Başkanı Mahmut Özgener de bir kulüp yöneticisi idi!.." Bir şeyi daha unutuyor; "bu sözü" söyleyecek "son" insanlardan biri olduğunu; zira onu bu göreve "eğitilmemiş" kulüp yöneticileri getirdi!.. Çok açık olarak görüldü ki, "eğitilmedikleri için", onu seçerek "büyük hata" yaptılar!.. Şimdi onlar da diyecekler ki; "Bize haddini aşmamak üzerine eğitilmiş bir MHK Başkanı lâzım" ve de Federasyon Genel Kurulu'nda seçilecek "yeni" federasyon, ilk iş olarak Oğuz Sarvan'ın yerine "haddini aşmamak üzere eğitilmiş" bir MHK Başkanı bulacak!.. Tabii, Oğuz Sarvan, "Ne işim var benim eğitilmemiş yöneticilerle" diyerek Federasyon Genel Kurulu'ndan önce istifa edip, "haddini aşmamak üzere eğitilmiş" yeni bir MHK Başkanı'nın önünü de açabilir!.. *** Oğuz Sarvan ve Yüksel Okçuoğlu, TV ekranlarında profesyonellerin kurduğu tuzaklara "amatörce" düştüler ve de "bunca zamandır" bin bir zahmetle yerden göğe dizdikleri küplerin en altındakini kendileri çektiler!.. İyi mi oldu; Türk Futbolu "bu MHK'dan kurtulacaksa", elbette iyi oldu!.. Ama "kurtulamayacaksa", işte orada duralım!.. Zira, Okçuoğlu'nun MHK'dan istifası ile "elmanın tatlı yanı gitti, ekşi yanı kaldı"; bundan sonrasında hakemlerin işi çok daha zor!.. *** Sadri Şener'den ve Trabzonlulardan "korkmayan taş olur!.." Hani atalarımız demişler ya; "Yumuşak huylu atın çiftesi pek olur"; tam da o misal!.. "MHK'yı eleştiren" açıklamalarında "Aziz Yıldırım ve Nihat Özdemir'in hemşerisi yardımcı hakem Nihat Mızrak" örneğini verdikleri için onlara dudak bükmüş, tepki de göstermiştik!.. Ama, işte o "Nihat Mızrak örneği", futbolumuzda "7 şiddetinde deprem etkisi" yaptı ve de "MHK'nın en güçlü iki adamından biri olan" Okçuoğlu "bir gecede" istifa ediverdi; hem de arkasında "Nihat Mızrak ile ilgili" bir yığın "cevabı verilmemiş" soru bırakarak!.. "Mızrak", Okçuoğlu'nun ve de elbette MHK'nın göğsüne "mızrak gibi" saplanmıştı, üstelik devamı da geldi; Mızrak'ın "abone yapıldığı" Fenerbahçe maçlarına "iki yılı aşkın bir süredir" Fenerbahçe'nin vetosu yüzünden çıkarılmayan (Altını çiziyorum; Oğuz Sarvan-Yüksel Okçuoğlu MHK'sı tarafından çıkarılmayan) Serkan Ok, hem de Galatasaray derbisinde "yardımcı hakem olarak" atandı!.. "Mızrak", Okçuoğlu'na saplandı; dileriz Ok kimseye saplanmaz!.. Mızrak'lar, Ok'lar, Okçu'lar; futbolumuzu savaş hâline dönüştürürsek, kahramanları başka kimler olabilir ki?.. *** Ali Aydın'ın 11 Martta Zaman Gazetesi'nde çıkan "Abitoğlu'nun suçu ne?" başlıklı yazısını okuyunca, kendi kendime sordum; "Hakemler arasında böylesine ayrımcılık yapan, böylesine adaletsiz davranan" bir MHK, Mahmut Özgener başkan tarafından "hâlâ "nasıl görevde tutulur?.. Sevgili Aydın, öyle "çarpıcı örnekler" vermiş ki; insanın "hakemliğimiz ve yönetimi" adına tüyleri ürperiyor!.. *** Geçen hafta "büyükler aleyhine hakem hataları pek olmayınca", kimseciklerin sesi sedası çıkmadı; manşetler "hakemler adına" boş kaldı!.. Gerçek ise, çok başka ve çok acı: "Gaziantepspor'un mutlak penaltısı verilmedi"; Bucaspor, "düşme hattı" yarışında "artı iki puan" kazandı; dahası "Avrupa Kupalarına katılma hakkı" yarışında Gaziantepspor "bir puan" kaybetti!.. "Ofsayt golü sayılan" Sivasspor "düşme hattı" yarışında "artı iki puan kazandı"; dahası "Avrupa Kupaları'na katılma hakkı" yarışında Kayserispor "bir puan" kaybetti!.. Maç sonuçlarına "doğrudan tesir eden" bu hakem hatalarına bakarsak, "düşme hattında çırpınan" Konyaspor'a ve Kasımpaşa'ya yazık olmadı mı?.. Peki, "onların kaybolan hakları" ne olacak; bu nasıl bir adalet?..