Manzaraya bakın; açıklama savaşında bugüne kadar "pervasızca atılan" adımlar, sonunda "Cesurca susuyoruz" durağına gelip, dayandı!..
Binlerce üyesi, milyonlarca taraftarı olan bir kulübün yönetiminin, daha birkaç gün öncesine kadar, "son derece sert, ağır ve suç duyurularına sebep olacak kadar hakaretler dolu" açıklamalarının "bu noktaya gelmesi" bile, "eğer, kalıcı bir iyi niyet iradesi taşıyor" ise gene de "olumlu bir aşama"; bekleyip göreceğiz!..
Yıllardır sürdürülen, "rekabeti düşmanlığa dönüştüren" ve "sporu spor olmaktan çıkaran" bir "Rabbena, hep bana; benden sonra tufan" yürüyüşü, eğer durdurulamazsa, "bu yürüyüşe karşı, örnekleri görülmeye başlayan sert karşılıklar artacak" ve ortaya "çok daha acı" bir tablo çıkacaktır:
Futbol, basketbol, voleybol başta, nerede sarı-lacivert / sarı-kırmızı rekabetinin "saha / salon / pist rekabeti varsa", orada "bundan böyle, spor ilkeleri yerine soğuk savaşı da geçerek, hatta sıcak savaş kuralları" geçerli olacaktır!..
Hâlâ anlamayanlar var; "Fenerbahçe kalkan yapılarak", birkaç kişinin koskoca bir kulübü sürüklemeye çalıştıkları macera, maalesef, "basındaki kalemşorlarının da desteği ile" sarı-lacivertli renkleri, bakın nerelere getirdi?..
Kimse, "Efendim, ama Ünal Aysal da, ama şu da, ama bu da ...Onlar da neler yaptılar" demeye kalkışmasın; Ünal Aysal daha dün Galatasaray'ın başına geldi; ya ondan önce, ya ondan da daha önce, ya ondan da, ondan da, ondan da daha önce?..
Galatasaray'da "başkan dahil" herkes değişiyor, Trabzonspor'da da öyle, Beşiktaş'ta da öyle, federasyonlarda da öyle, adalette de öyle, ama "bunca yıldır" Fenerbahçe'ye "değişmeyen" birileri ve "onların damgasını taşıyan bir zihniyet" hakim olmuş, "bu hegemonyayı kabul etmeyen" her kişi ve kuruluş, hatta "Fenerbahçeliler dahil" , bu zihniyet tarafından "düşman ilan ediliyor" ve tam bir "karalama kampanyası" başlatılıyor!..
"Bunca yıldır o bir avuç kişi haklı"; onlara tepki gösteren, "Haksızsınız" diyen "herkes haksız"; bu nasıl bir "keserdir"; böyle!..
Kendileri hakkında "onca delil, onca tape, idari ve cezai mahkeme ve kurulların verdiği, hem de onaylanmış onca ceza ve disiplin kararları varken, "Bize kumpas kuruldu, biz şike yapmadık, teşvik vermedik, suçsuzuz" diyenlerin, delil olmadan, tanık olmadan, "idari ve cezai adalet mekanizmalarında" değil karar, hatta "soruşturma bile olmadan", sade söylentilere dayanarak, yıllarca yerli yersiz "Galatasaray'ı şikeci" diye damgalamaya kalkışmaya devam etmelerinin sonu nereye varmıştır, işte ortada:
Nihayet karşılarında "Yeter artık, bıçak kemiğe dayandı, biz de gereğini yapacağız" kararlılığı ile "sert adımlar atan" bir Galatasaray Yönetimi bulmuşlar ve "Cesurca susmak" zorunda kalarak, kendilerine de, kulüplerine de, camialarına da, taraftarlarına da ve de spora da ne kadar yazık ettiklerinin farkına vardıklarını "ancak" anlamışlardır!..
Çok açıktır ki, "yıllardır sürdürülen soğuk savaşı, sıcak savaşa çevirmek üzere olan" bu "açıklama, söz, bildiri savaşı" bitmelidir!..
Ve "tarafların akil adamları" durumun normale dönüşü için, "bu soğuk savaşa aktif olarak müdahale etmeli"; bir araya gelerek, "nelerin, nasıl yapılacağına dair" yol göstermeli, şimdilik "dostluk olmasa" da, "barış yolunda" adımlar atılmaya başlanmalıdır!..
Fenerbahçe ve Galatasaray, "Türk sporunun yüzde 51'idir"; kimse "bunu unutmasın!.."