Masal bitti, gerçeğin dünyasındayız artık!..
İnşallah CAS ve Yargıtay "bugüne kadar olanın tam tersine karar verirler" de, hiç olmazsa "teselli olur" ve yeni bir ümit doğar!..
Koca Fenerbahçe camiası, âkil adamlarından, Divan Kurulları'ndan, genel kurullarına, taraftarlarına kadar hâlâ "gerçekleri görmemekte", gözlerini, kulaklarını ve dillerini "gerçeklere kapamakta" nasıl bu kadar "saf" davranır, anlamak mümkün değil!..
Polis yalancı, savcılar yalancı, hakimler yalancı, Aydınlar Federasyonu ve kurulları yalancı, bir çok gazeteci / yazar yalancı, UEFA müfettişi, UEFA Disiplin Kurulu, UEFA Tahkim Kurulu ve UEFA yalancı!..
Kim doğru söylüyor; sadece "kendilerine ve kulüplerine komplo kurulduğunu" söyleyen Aziz Yıldırım ve arkadaşları ile "onlara inanan" yazar / çizer / yorumcu arkadaşlarımız!..
Kim Aziz Yıldırım; her istifadan sonra "masallar anlatarak" geri dönen ve de "masallardaki sözlerini unutan", yapamayan, başaramayan bir Başkan!..
Kim Aziz Yıldırım; "askerlik yapmamak için" rapor alacağı hastaneye "kendi yerine bir akrabasını sokan" ve de "bacaklarından biri 6 santim kısadır" raporu alan bir kişi, hem de sevgili Kemal Belgin'in belki bin defa yazdığı şekliyle "futbol oynarken!.."
Şimdi "koro hâlinde" söyleniyor; "Efendim UEFA neden ilk Tahkim Kurulu kararını dikkate alıyor da, ikinci Tahkim Kurulu raporunu dikkate almıyor?.."
İkinci Tahkim Kurulu, hangi Federasyonun Tahkim Kurulu'dur ve "baz olması istenen" karar kimin zamanında alınmıştır; "Kulüp Başkanı iken, gerçek olmayan, tahrif edilmiş belgelerle UEFA'yı kandırmaya çalışan ve bu yüzden kulübüne bir yıl Avrupa Kupaları'na katılamama cezası aldıran" zatın Federasyon başkanlığı döneminde alınmış!..
Bu başkanın ve federasyonun "ne yapmak için" iş başına geldiğini, getirildiğini o kadar yazılıp çizildi ve konuşuldu ki, artık değil UEFA, sokaktaki çocuklar bile biliyor!..
Ne yapmış bu başkanın federasyonu, bir gecede "şike şüphelilerini memnun edecek şekilde" talimatı değiştirivermiş!..
"Şike sürecinde adı öne çıkanların içinde", hem de "uluslararası hukukçu" olan bir yöneticisinin "Federasyon seçimlerinin tamamlandığı gün", Başkanı'na "Disiplin Kurulu 4-3, Tahkim Kurulu 6-1 bizden" diye müjde götürdüğü, bunca zamandır yazılıp çizilir ve de konuşulurken "bir defacık tekzip edilmemiş", sormak gerek; bu iletişim dünyasında "bu tabloyu" UEFA'nın bilmemesi, duymaması, görmemesi mümkün mü?..
Şimdi söyler misiniz bana, UEFA, "bu federasyona ve kurullarına nasıl inanacaktır" da, "karar aşamasında", onların belge ve bilgilerini "baz" alacaktır?..
Bakınız "asıl bomba" gelmek üzere; UEFA, "iki yıl Avrupa Kupaları'na katılmama cezası kestiği" Fenerbahçe ve "bir yıl katılmama cezası kestiği" Beşiktaş için, Futbol Federasyonu'nun "içerde ne yapacağına karışmayabilir!.."
Amma, "sırada olan" ve "sonuna kadar takip edeceği" bir başka ceza daha çok yakında girecek gündeme; "kişiler hakkında, UEFA Disiplin Kurulu'nun vereceği karar!.."
Müfettişten "ek rapor" ve dosyada adı geçenlerden "ek savunma" istenen süreç bitmek üzere!..
"Hayat boyuna kadar varabilecek boykot cezaları" kapıda!..
UEFA'nın "ceza keseceği insanlar için" Türk Futbol Federasyonu, "bu cezalara uygun bir uygulamaya geçmezse", işte o zaman kıyamet kopacaktır!..
Hiçbir uluslararası spor federasyonu, "evrensel spor suçlarından dolayı ceza kestiği spor insanlarının, sporcudan, teknik direktörüne, yöneticisine kadar, ülke federasyonları tarafından UEFA'nın kestiği cezaya uygun olarak cezalandırılmamasını" kabul ve affedemez!..
Mesela "dopingden dolayı Uluslararası Atletizm Federasyonu'nun ceza verdiği" bir atleti, Türk Atletizm Federasyonu yarıştırabilir mi?..
Herkesin haberi ola!..