Sorumlular gitmeli!..

A -
A +

Gülüyorum, ağlanacak hâlimize... Hem de kahkahalarla!.. Valisiyle, belediye başkanıyla, trafik yetkilileri ve sorumlularıyla, Galatasaray Başkanı ve Yönetimi ile stat dışında 70 bin Olimpiyat Stadı seyircisini göz göre göre aldatarak, Gerets ve yardımcısı Erdal Keser de stada gelenlerle beraber TV başındaki yüz binleri ve hatta milyonları saha içinde kandırarak "insanlara hiç ama hiç saygılarının olmadığını" gösterdiler!.. Ben İçişleri Bakanı olsaydım, çarşamba sabahı ilk iş olarak "Salı gecesi rezaleti" hakkında soruşturma açtırır, soruşturmanın selameti açısından, soruşturma bitene kadar "ilgili bütün resmi yetkilileri" görevden alırdım!.. Galatasaray Başkanı'nı ve Yönetimi'ni de "kamu yararına bir derneğin sorumluları oldukları için" bu soruşturmanın kapsamı içine alırdım!.. Zira, hiç kimsenin, ama hiç kimsenin "onca insanla beraber" Dünya spor kamuoyunu aldatmaya ve FIFA nezdinde, UEFA nezdinde Türkiye'yi küçük düşürmeye hakkı yoktur!.. Maçtan sonra hiç sıkılmadan "Takımım iyi oynadı, oyuncularım görevlerini yaptılar" diyecek kadar kendini kaybetmiş bir teknik adamın da bütün Galatasaraylılar dahil, hiç bir Türk insanına saygı duymadığını, adeta "dalga geçtiğini" gördükten sonra ona şu çok bilinen sözü söylememek mümkün mü: Sen herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsın?.. Gerest ve "arkasındaki" güçlü adam Erdal Keser, Galatasaray takımını çorbaya çevirmekten sorumludurlar!.. Geçen yılın "şampiyon" kadrosundaki birlik ve beraberliği bozmaktan sorumludurlar!.. Şampiyon kadronun iskeletini darmadağın ederek, takımı "kendi oyuncakları" hâline getirmekten ve "bu oyuncağı bile yönetememekten" sorumludurlar!.. Kötü sonuçlardan ve ondan da öte "çok kötü futboldan" sorumludurlar!.. Sözü fazla uzatmayayım; "hatalarını, yanlışlarını alt alta sıralamaya kalkışsam" sütunlar ve sütunlar dolar!.. Sanki, "Şampiyonluğu Gerets'in hocalığından çok ağabeylerin yönetiminde Galatasaraylı futbolcuların gösterdiği olağanüstü çaba, inanılmaz mücadele azmi ve hayran olunacak birlik ve beraberlik getirdi" yorumlarının intikamını almak istercesine, kadroyu ve takımı tam bir çorbaya çevirmek plânını uygulamak için gayret sarf etmektedirler; çok yazık!.. Teknik direktördür, ben ona "Neden bu taktik ve tertiple çıktın, neden falan oyuncuyu oynatmadın, filanı oynattın" diye sormam!.. Ben sahada oynanan futbola ve alınan sonuca bakar, sonra sorarım: Ey Gerets Efendi, bu nasıl bir anlayıştır ki; "Puan cetvelinin son sırasında olan ve 4 maçta bir gol atıp, bir puan alabilen" Denizlispor'a karşı "iki ön libero ile sahaya çıkarken", Şampiyonlar Ligi'nde "tek liberolu" bir takım yapar ve "orta sahayı" bütün bir maç rakip takıma teslim edersin?.. Orta sahadaki bu zafiyeti görmeyerek, "güçsüzlük ve formsuzluk sembolü" Necati'yi sahada tutarken, "tek vuruşta gol atabilecek" adamları da oyundan alıp, yerlerine "gol atmaları tamamen şansa kalmış ve hazır olmayan" futbolcuları "kurtarıcı" olarak sahaya sürersin?.. "Beyinlerindeki futbol merkezleri, Hakan Şükür takıntısı sebebiyle dumura uğramışların", Hakan Şükür'ün, kaptanlığıyla, ağabeyliğiyle, futbolculuğuyla "Galatasaray'ın en büyük silâhı" olduğunu bildikleri için "onu yok etmeyi" görev sayan "başka kulüplerin fanatik taraftarı ve hatta genel kurul üyesi olan" bir avuç "taraflı" futbol yorumcusunun "dolduruşuna gelerek", onlarla "aynı telden çalmaya başlamak" da neyin nesi oluyor?.. "Çok geç kalındı" ama, gene de "yarına göre erken olacaktır"; Gerets ve hatta ondan önce Erdal Keser bu takımın başından derhal gönderilmelidir!.. Ey Özhan Başkan, "Şampiyon takımın hocası Lucescu'yu gönderip, Fatih Terim'i getirdin" diye karşılaştığın ağır eleştiriler sonunda "İkinci defa aynı hatayı yapmam" diye düşünüyorsun ama, kazın ayağı öyle değil!.. Zira, Gerets "artık" şampiyon kadronun hocası değil!.. Gerets, şampiyon kadroyu yok etti!.. Bugünkü kadro "şampiyon kadro değil", Gerets'in kadrosu!.. "Gerets'in kadrosu", kötü futbol oynadığına, kötü sonuçlar aldığına göre, bedelini "şampiyon kadroyu bu hâle getirenler" vermelidirler; hem de hemen!.. Bu kadroyu, bu takımı, bu futbolu gördükten sonra, kimse de çıkıp sizlere "Neden şampiyon kadronun hocasını değiştirdiniz" diyemez; kötü ve art niyetliler dışında!.. Korkunun esiri olmak çare değildir!.. Biliyoruz ki, futbolcuların çoğu bu hocayı sevmiyor ve yardımcısından da nefret ediyor!.. Daha ne bekliyorsunuz?.. Hele hele sizler nasıl seyrediyorsunuz ey Adnan Polat'lar, Adnan Sezgin'ler; yarınlarda başarısızlığın faturası size kesilmeyecek mi?.. Hem de "herkesten önce" bizzat Başkan ve İkinci Başkan tarafından?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.