"Söz bir, dönmek iki" mi?..

A -
A +

Ey Kulüpler Birliği'nin "büyük" başkanı Özhan Canaydın, git bakalım mahkemeye!.. Galatasaray'ı ne hâllere düşürdün, sıra Türk Futbolu'nda!.. FIFA ve UEFA'dan gelen mektubu ya iyi okumadın ya da okuduğunu anlamıyorsun!.. Adamlar açık açık diyorlar ki: "Ben Türkiye'deki mevzuatı, kanunları, yönetmelikleri ve talimatları anlamam. Benim organizasyonlarıma katılmak istiyorsan benim talimatlarımı dinleyecek, bana uyacaksın!.. Sizden mevcut futbol yönetim mevzuatınızda bizim mevzuatımıza uymayan hükümleri değiştirmenizi istiyoruz. Bu hükümler ya tamamen atılacak ya da bizimkilere uygun hâle getirilecek. Bunu yapana kadar da, yeni bir seçim yapmayacaksınız. Yapsanız bile ben bu seçimi tanımam. Benim muhatabım geçen seçimde seçilen yönetimdir. Eğer bu talimatlarıma uymazsanız, siz bilirsiniz; ben sizin takımlarınızı ister milli, ister kulüp takımı olsun, benim organizasyonlarıma katmam, uluslararası faaliyetlerinizi askıya alırım. Bunu böyle bilin!." Hadi, hiç durma git mahkemeye!.. Hem de, dilekçeyi sen ver ve "açılacak davanın davalısı sen ol!.." Bak bakalım sonun ne olacak, takımının, kulübünün, "başkanı olduğun" Kulüpler Birliği'nin ve Türk Futbolu'nun sonu ne olacak!.. "Aslantepe Stadı için" koca kulübünü "nelere esir ettiğin" ortada!.. Bu gönüllü esaret için Galatasaray'a ve Kulüpler Birliği'ne yaptıkların yetmedi, şimdi de Türk Futbolu'nun başına "bugüne kadar geçirilmedik bir çorap örmeye çalıştığının" farkında mısın?.. Söyle bana, bugüne kadar "imzacılar olarak" kaç defa gülünç duruma düştünüz; yetmedi mi?.. "Gittiğiniz mahkemelerde" herkes sizlere kahkahalarla güldü; yetmedi mi?.. Kıyameti kopardınız; daha genel kurulun başında "divan başkanlığı seçiminde" perişan oldunuz; yetmedi mi?!.. İnsan utanır, sıkılır, susar oturur, bükemediği eli de, hadi "öper" demeyeyim, sıkar!.. "Yemek davetli" ve "siyasi baskılı" Kulüpler Birliği Toplantısı'nda "7.5 başkanlı" kararın ne menem şey olduğu genel kurulda ortaya çıktı!.. Divan Başkanlığı adayınızın "teklif önergesindeki imza sayısı" 68 ama, seçimde alabildiği oy "sadece" 41, evet yazı ile "kırk bir!.." Bitmedi; verdiğiniz "seçim dilekçesinin altında 75 imza var" ve bu imzalar için diyorsun ki; "Biz Süper Lig Kulüpleri ağırlıklı bir önerge verdik, kabul görmeyince burada ne iş imiz var, gidiyoruz!.." İşte rakamları Milliyet Gazetesi veriyor: "Galatasaray'dan Ali Gürsoy hariç, önergeye 6 kişi imza verirken, Fenerbahçe 7, Konyaspor, Gençlerbirliği, Kayserispor, İstanbul Büyükşehir Belediyespor, Kasımpaş aspor, Ankaraspor 5'er, Denizlispor ise 2 delege ile seçim talebini dile getirdi. Ancak oylama sırasında Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın çekimser kalması dikkat çekti." Süper Lig'den sizin adayınıza kaç delege imza vermiş; 47!.. Peki, Süper Lig Kulüplerinin oyu ne kadar; 98!.. Kaç delege imza vermemiş; 51!.. Soruyorum, hesap yap da cevap ver; 51 mi büyük, yoksa 47 mi?.. Ya "Biz genel kurulu terk ediyoruz" dedikten ve salondan çıktıktan sonra, zat- ı âlinizi kimler takip etti?.. Gene "aynı" gazete yazıyor: "Canaydın ile birlikte Konyaspor, İstanbul Büyükşehir Belediyespor, Ankaraspor ve Kasımpaşasporlu bazı delegelerin salondan çıktığı gözlendi." İşte "o kadarcık"; nerede Süper Lig Kulüpleri'nin çoğunluğu?.. Ya siz gittikten sonra söylenenler?.. Bak bakalım, "imzacılardan" Konyaspor Başkanı ne demiş: "Nasıl ki 19 Ocak 2006 tarihinde yapılan seçimin sonucunu saygıyla karşıladıysak, bugün de genel kurulun verdiği karara aynı saygıyı göstermeliyiz." Şimdi "daha dikkatli oku" ve "nerede durduğunu" daha iyi gör; FIFA İcra Kurulu Üyesi ve UEFA 1. Asbaşkanı Şenes Erzik bak neler demiş, öğren: "Tarihi bir gün yaşıyoruz. FIFA çeşitli zamanlarda talimatlar yayınlar. Amaç, tüm üye ülke statülerini standart bir çizgiye getirmek ve federasyonların kendini yönetir hale getirilmesini sağlamaktır. Bundan önce Türkiye'de çeşitli defalar yasa değişikliği yapıldı ve siyasi otorite bunların hiçbirinde futbolun gerçek aktörlerinin fikrini sormadı. Burada ilk kez bir genel kurulda yasayla ilgili yeni düzenlemeler onaylanacak. Amaç futbola dışarıdan gelecek etkilerin ortadan kaldırılmasıdır." "Söz bir, dönmek iki"; bugünün "madde dünyasının en geçerli ilkesi olan" bu sözün gereğini "çok kere yerine getirdiğini" gördük, hiç olmazsa "bu defa" sözünden dönme ve mahkemeye git!.. Git de, "boyunun ölçüsü ne kadarmış" bir görelim!.. Bizle beraber "seni havuza itenler" de görsün ve öğrensin!.. Hep beraber "boyunuzu" öğreniniz ki, bir daha Türk sporunda ve futbolunda yeriniz, yurdunuz olmasın!.. Hadi, gösterin bakalım kendinizi!.. Sayın Başkan, hiç olmazsa bu defacık sözünden dönme; git mahkemeye!.. Avrupa Kupalarında başarılı olmak için "bunca transfer yapan" Türk Kulüpleri'ni ve de Dünya Kupası Finali'ne katılmak için ter döken Milli Takım'ı ateşe at!.. Sonuçta, "FIFA da UEFA da kimmiş, bize ne karışırlarmış" diyenlerin de "haklı mı, haksız mı olduğunu" böylece anlamış oluruz!.. "Haklılarsa", çıkar dobra dobra "Biz yanlış biliyormuşuz, olayları yanlış yorumlamışız" der ve özür dileriz ama ya "haksızlarsa"; ne olacak o zaman?.. "Gerçeğe ulaşmak için" böyle bir denemenin riskini göze almak doğrusu ya cesaret ister; zira geçmiş zamanda "FIFA da, UEFA da kimmiş" diyerek, bildiklerini okuyan birçok ülkenin başına gelenleri biliyoruz, sonradan "tükürdüklerini nasıl yaladıklarını" da biliyoruz; öyleyse?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.