Sayın Murat Başesgioğlu, "Sporun yeniden yapılanmasına gerek olduğunu" belirten ve "yeniden yapılanma için görüş ve önerişlerimizi beklediğinizi bildiren" mektubunuz, "27 Ocak 2009" tarihini taşısa da, elime ancak 10 gün önce ulaştırılabilmiştir!.. Bu durum bile "spor teşkilatımızın ne durumda olduğunu" göstermektedir. "Spor teşkilatını temelinden değiştirecek, çağın, ülkenin, insanımızın ve gençliğimizin beklenti ve isteklerine cevap verebilecek çağdaş bir yapılanmaya kavuşturmak için" yapılan çalışmaya katkıda bulunacak öneri ve görüşlerin, "10 gün" gibi kısa sürede "tutarlı, gerekçeli, bir biri ile uyumlu", üstelik "hem spor açısından, hem de ülke insanımız ve kurumlarımız açısından tadat edileceği" bir "özet rapor hâline getirilmesi", kabul edersiniz ki, mümkün değildir ve olamaz. Bu süre içinde, sadece "akla hemen gelebilen" ve belki de "birbiriyle ilişkileri bile anlatılamayacak",yani "kopuk kopuk ve oradan buradan" birkaç görüşü alt alta yazmak ve size göndermek mümkün olabilir. Ancak 50 yıldan beri sporun içinde olan ve spor yazan bir gazeteci olarak "benim" böyle bir cevabı "spora ve sporu yöneten bakanlığa lâyık ve uygun görmem" mümkün değildir. Maalesef, bugün Türk Spor Teşkilâtı işte "böyle" ve açıktır ki, "iş olsun torba dolsun" zihniyetinden kurtulamamış, emrinde olduğu "iktidarları memnun etmeği en önemli görevi saymış", dahası "risk almamak için inisiyatif kullanmamayı" rehber edinmiş, "sporun değil, günün iktidarlarının bürokratları olmayı yeğlemiş" yöneticilerin elinde, "çok önemli olan" önemini, evet sayın bakanım "çok önemli olan önemini" kaybedip gitmiştir. Benim "spor gazeteciliğine başladığım yıllarda", ülkenin "en önemli, en saygın, en çok bilinen ve tanınan genel müdürlüklerinin başında gelirdi", Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü; o genel müdürlüğün "o dönemlerdeki genel müdürlerine bir bakın", bir de son 10-15 yıldır o koltuğa oturanlara bir bakın; farkı fark edecek ve "sporu yöneten en üst kurumun ne hâle getirildiğini" göreceksiniz!.. Sayın Bakanım, yarım asrı geçen gazetecilik süremde "çok spor şûrası gördüm", spor yazarı olarak izledim, hatta bazılarına "komisyon üyesi" olarak katıldım. "Sporda yepyeni bir yapılanma" çalışması başlatan, kanunu, teşkilatının adını, sanını değiştiren çok bakan gördüm. Bu çalışmaları yapan bütün bakanlar iyi niyetli idiler ve "gerçekten" spor için "bir şeyler yapmak istiyorlardı"; tıpkı sizin gibi!.. Ama "spor teşkilatı içinde kurulmuş olan düzen", bilmelisiniz ki, "sporun istek ve beklentilerini karşılayacak bir yapılandırmanın gerçekleştirilmesine izin vermez!.." Kurulan komisyonun "kimlerden oluştuğunu" bilmiyorum ama tahmin edebiliyorum. Bütün dünyanın artık "olimpiyat yapmak için, mutlaka paralimpik olimpiyatın da garanti edilmesi" sürecini yaşadığı bir dönemde, "Türkiye'nin olimpiyat hazırlık kuruluna paralimpik komite temsilcisinin alınmasını önleyen" ve önlemeye devam eden zihniyetteki kişilerin, kurum temsilcilerinin ve bürokratların çoğunlukta olduğu bir komisyonda, "sporun gerçekten yeniden yapılanmasının sağlanacağını" düşünmem mümkün değil. Sayın Bakanım, size "nelerin yapılması gerektiğini neden yazmadığımı, yazamadığımı" mektubun başında açıklamıştım. Mektubumda size, "bütün iyi niyetinize rağmen" düşündüğünüz hedefe, sizden önce bu konuda "atılım" hatta "devrim" yapmak isteyen bakanlar gibi, neden varamayacağınızı anlatmaya çalıştım. Temennim, benim yanılmam ve hiç olmazsa bu defa sizin başarılı olmanızdır. Saygılarımı sunarım. Öcal Uluç