Suçludurlar cezalandırılmalıdırlar!..

A -
A +

Fatih Terim ve kızına “hayasız, vicdansız ve alçakça” sosyal medya saldırılarına katılanlar “en kısa sürede” Türk yargıcının önüne çıkarılmalı, ve “hak ettikleri, müstahak oldukları” cezalara çarptırılmalıdırlar!..

Bilmiyorum, ortadaki tablo ve onun altına imza atanlar için ne desem?..        “İnsafsız / rezil / vicdansız / alçak / hayasız / sapık” ve açın Türk Dil Kurumu’nun sözlüklerini arayın, bulun “başka benzer sözcükleri” ve de “diziye ekleyin”; yeterli olur mu onları anlatmaya?..
“Anne olmaya hazırlanan” bir genç kadın, “karnındaki doğmak üzere olan” çocuk hakkında, o “Allah’ın belası ve fırsatçıların deryası” sosyal medyada yazıp çizdiklerinizi, “insanlıktan zerre kadar nasibini almış” bir “utanmaz” küfürbaz bile yazar mı?..
Fatih Terim’e öfkelenebilirsiniz, kızabilirsiniz, eleştirebilirsiniz, hatta “adalet önünde hesap vermeği göze alarak” hakaret de edebilirsiniz, küfredebilirsiniz ama “ona kızarak”, kızdığınız konu ile hiçbir ilgisi olmayan, “o konuda” sorumluluğu olmayan “bir anneye ve doğacak çocuğuna”, öylesine beddua etmek, öylesine küfretmek, öylesine hakaret etmek, bilmem ki “Ben insanım” diyen bir (Bakınız “insana” diyemiyorum, zira “o” kelimeye lâyık değilsiniz) “düşünen / yazan” yaşayana yakışır mı?..
Sanki Milli Takım ilk defa yeniliyor, sanki Milli Takım, gittiği her şampiyonayı kazanıyor, ki “öyle olsa bile” ne yazar; bunlar yazılır, bu “beddualar” edilir mi?..
Türkiye için, Ay-Yıldız için, sporumuz için, Milli Takımlarımız için “onca başarılı sonuçlara imza atmış” bir insana ve hele hele “ailesine yapılan”, yukarıdaki sıfatlar içinde “en yakışanı olarak” seçtiğim tabirler ile “hayasız, vicdansız ve alçakça” sosyal medya saldırılarına katılanlar “en kısa sürede” Türk yargıcının önüne çıkarılmalı, ve “hak ettikleri, müstahak oldukları” cezalara çarptırılmalıdırlar!..
İşledikleri suç, “kişiye karşı işlenmiş” bir suç değildir; bu Türk toplumunun temel direği olan “aileye karşı” işlenmiş bir suçtur ve sosyal medya aracılığı ile Dünyanın dört bir yanına kadar “kendileri tarafından” ulaştırılmış, yabancı gazetelere, TV’lere “haber olmuş” bir suçtur!..
Fatih Terim, üstelik “bir kamu görevlisidir”; Türk Milli Takımı’nın Teknik Direktörü, bitmedi; dahası Türk Futbolu’nun Direktörü’dür!..
Suç “böyle” bir kişiye ve onun ailesine karşı işlenmiştir!..
Fatih Terim’in “kişisel suç duyurusu ve şikayeti olmadan”, Türkiye’nin “Cumhuriyet Savcıları” hemen harekete geçmeli (Belki de geçmişlerdir) ve suçluları bularak yargıç önüne çıkarmalıdır!..
Hakimlerin de, “gereken cezaları vereceklerine olan” inancımı yinelerken, ne yazık ki, sporumuz adına, “gruptaki durumumuzu tayin edecek olan” Çek Cumhuriyeti maçına 12 saat kala “böyle bir yazı yazmanın” da benim gibi “60 yıllık bir spor yazanı” için ne kadar “acı verici” olduğunu ifade etmek isterim!..
İşte “ buralara kadar gelindiği” için, dahası “getirdiğimiz” içindir ki, “futbol yazmaktan nefret eder” oldum!..
Spor yazmasam, “futbol sözcüğünü” hiç kimsenin şüphesi olmasın ki, “yazım sözlüğümden” atacağım!..
Günlerdir yazılıp çizilen ve “benim de bugün yazdığım” bu tablo, “ne kadar haklı olduğunu” göstermiyor mu?..
Muhtemelen, 10 saat sonra oynanacak olan maçtan sonra, sizler bu satırları okurken, Milli Takımımız Türkiye’ye dönmek üzere uçakta olacak. Ve de bu tablo yazılmaya, konuşulmaya devam edecek; yazık değil mi “kardeşlik / sevgi / saygı / dostluk / barış” sözcükleri ile tarifini bulan spora?..
Ve de yazık değil mi; o “toplumda örnek olarak gösterilen” Terim ailesine?..
Okuyucularımdan özür dileyerek belirtmeliyim ki, “aile ve meslek terbiyem” daha fazlasını yazmaya izin vermiyor, “düşündüklerimden” utanıyorum!..

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.