Suçun üstünü örtmek!..

A -
A +

İşin cılkını çıkardık!.. Sporun "en çirkin, en korkunç, en ağır" üç suçunda da dünyanın gözünde "tam bir sabıkalıyız"; şiddet, şike ve doping!.. Üstelik insanoğlunun "en meraklı olduğu, en sevdiği" ve en çok yazılıp çizilen, gazete sayfalarına ve TV ekranlarına getirilen spor branşlarında!.. Şiddet, futbolumuzda, basketbolumuzda, voleybolumuzda sürüp gidiyor ve "özel kanun çıkarmamıza rağmen" bir türlü önlenemiyor!.. Şikeye gelince, "hangi federasyon, hangi spor branşında iş başına gelirse gelsin", sporu kirleten "kulüpleri, sporcuları, takımları, hocaları" göz göre göre "satılmış" durumuna düşüren bu çirkinliğin üzerine "adı sanı duyulmamış ya da az duyulmuş" takımlar, kişiler söz konusu olduğunda adeta "tankla, topla, âlâyı vâlâ ile gidiyor", ama işin içine "tanınmış kulüplerin, takımların, kişilerin adı karışınca", olayları "en ucuza kapatmak" için her şeyi yapıyoruz!.. Dopingde ise futboldan güreşe, atletizmden haltere, vücut sporlarından güç sporlarına kadar tam bir "salgın" ülkesi olup çıktık!.. Atletizmdeki son "Binnaz Uslu" dramı, bunca olaya, bunca sabıkaya, kopan bunca kıyamete rağmen, "doping kanserinin sporumuzu nasıl sardığını" ve onca açıklamaya, onca "parlak ve süslü" lâflara rağmen, yeterli, tedbirlerin alınmadığını, işe "gereken" ciddiyetle eğilinmediğini bir defa daha ortaya koydu!.. "Binnaz Uslu'da doping çıktı" haberini veren gazetelerdeki şu satırlar, işin vahametini ortaya koyuyordu: "Krosta Avrupa 23 yaş altı şampiyonu olan genç atletin, henüz 22 yaşında 'anabolic steroid' gibi 'dopingin hası' bir maddeyi kullandığını ortaya koyan ilk test sonucu yüzünden, Dünya Kros Şampiyonası için bulunduğu Kenya'da koşturulmadığı ortaya çıktı. Federasyonumuz ya da atletimiz itiraz ederse, B testi de yapılacak, o da pozitif çıkarsa, Binnaz Uslu 2 yıl ceza alacak." Madde bir; "doping yönetmelikleri", olayın "ikinci testin sonucunun alınmasına kadar ya da ilk test sonucuna itiraz edilmeyeceğin kesinleşmesine kadar, ilk test sonucunun gizli tutulmasını" emrettiği hâlde, bu haber "kim ya da kimler tarafından" basına sızdırıldı?.. Madde iki; "haber sızdıktan sonra", en yetkilisinden, en az yetkilisine kadar sporla, atletizmle, spor suçlarıyla, dopingle ilgili olan bir zat-ı muhterem çıkıp da "kamuoyunu tatmin edici" bir açıklamayı neden yapmadı?.. Bakınız, "daha Binnaz Uslu" olayı patlamıştı; geçen cumartesi, yani "7 gün önce", Uluçmarket'te başta Gençlik ve Spor Genel Müdürü olmak üzere bütün yetkililere "şu" soruyu sormuştum: "Dünya çapında dereceler yapan atletlerimiz, neden 'birdenbire' koşamaz, koşarlarsa da 'o derecelerin yanına yaklaşamaz' oldular?.." Sevgili Mehmet Atalay ile Federasyon başkanımız sevgili Mehmet Terzi, bu sorulara herkesi tatmin edecek cevaplar verebilirler mi?.. İşin özeti şu; 'bunları araştırıp, soruşturuyorlar mı'; görevlerinin arasında 'bunlar' yok mu?.. Bu soruma karşılık onlardan "tık" çıkmadı, ama sadece 5 gün sonra "Binnaz Uslu olayı" çıktı!.. Görünen, bilinen şudur; "çok az istisnası dışında", dünyanın hiçbir yerinde "bir sporcu tek başına doping yapmaz!.." Bir yardımcısı, bir destekleyicisi, bir öğütleyicisi, bir yapanı ya da yaptıranı, bir bileni, bir "sır" tutanı mutlaka vardır!.. Köylerde bir söz vardır: "Kağnı arabasında küçük öküz yoldan çıkınca övendire ile büyük öküzü dürteceksin!.." Branşlarında "olimpiyat, dünya, Avrupa şampiyonlukları kazanmış", birçok sporcumuzda doping çıktı; hepsi ceza aldı, ama "bu büyük suçun asıl arkasında olanlar" hep "arkada kaldı" ve çoğu ortaya çıkmadı, çıkarılamadı!.. Daha açık yazayım; projektörler, hocaların, antrenörlerin, yöneticilerin üzerine çevrilemedi!.. "Bu yapılmadığı" ve "Olayın altından kim çıkarsa çıksın, gözü nün yaşına bakılmayacaktır" ilkesi de uygulamaya konulamayıp "lâfta bırakılınca", olan hem ülkeye, hem de "gencecik" sporculara oldu, oluyor ve olacak!.. Bilmem haksız mıyım, dünden bugüne kadar gelip giden, bugün de koltuklarda oturan spor bakanlarım, genel müdürlerim, federasyon başkanlarım?.. Haksız mıyım?.. "Çuvaldız" onlara; biraz da "iğneyi" kendimize batıralım: Dünya sporunda "Türkiye için" haftanın en önemli olayı "Binnaz Uslu'nun doping dramı" idi; benim medyam, "bir-iki küçük haber dışında" bu olayı, duymadı, görmedi, konuşmadı, yazmadı. Halbuki, "manşetlerle, yorumlarla yeri yerinden oynatmalı" idi; nerdeee?.. OCALU boşluk yorumunu yaz Turkcell, Telsim, Avea 2866'ya gönder (4 SMS/ 8 Kontör)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.