Süreyya'yı kim kop'ardı?..

A -
A +

Son haftalarda "durmadan" yazıp duruyorum; "Ahhh şu EGO!.." Yooo, sakın ola ki "GDO yazacakken, yanlışlıkla EGO yazdığımı" sanmayım; "Ego" diyorum, "Ego", yani "Ben!.." İşte, Süreyya Ayhan gibi bir "dünya çapında atleti" bugünkü duruma düşüren ve de Gavurcası da, Türkçesi de "üç harf olan" bu kelimedir!.. Süreyya da, "hocası iken kocası olan" Yücel Kop da, Uluslararası Spor Mahkemesi olan CAS'ın "ömür boyu spor yarışmalarından men" cezasına kadar varan süreçte, "kendilerinden başka kimseyi dinlemediler"; devamlı "Ben bilirim, ben yaparım" inat ve ısrarı ile bugüne geldiler!.. Onlara "yaptıklarının, tuttukları yolun yanlış olduğunu" anlatmak için başta "rahmetli" Cüneyt Koryürek ağabeyimiz ve sevgili kardeşim Hıncal Uluç olmak üzere kimler ve kimler neler yapmadı ki; ama Süreyya Ayhan - Yücel Kop çifti "herkesi kendine düşman gördü", ne söylendiyse "cevaplar yetiştirilmeye çalışıldı", her ikaz "tepkiyle karşılandı"; Federasyonların, spor teşkilâtının "destek çağrıları" duymazlıktan gelindi, "Biz bize yeteriz, sizler kim oluyorsunuz" havası yayıldıkça yayıldı; sonuç ortada!.. Aslında tam bir "kendileri ettiler, kendileri buldular" görüntüsü var ama, "böyle bir kabiliyete, böyle bir atlete, bu yakıştırmayı yapmaya kıyamıyorum"; başlıyorum "başka" sebepler de aramaya!.. Bizlerin sorumluluğu yok mu; teşkilâtın, federasyonun sorumluluğu yok mu; "akıl hocalarının suçu yok" mu?.. Dahası ve en önemlisi "ceza kurulunun verdiği iki yıllık cezası", CAS tarafından kaldırılan "hocası ve kocası" Yücel Kop'un "suçu ve sorumluluğu ne kadar?.." Vicdani kanaatim odur ki, "Yücel Kop, sorumluluğunu bilebilse ve yerine getirebilse", bugün Süreyya Ayhan "spor sahalarından ömür boyu uzaklaştırılacağına", Avrupa - Dünya şampiyonalarının, olimpiyatların, "büyük ödüllü" uluslararası pist yarışlarının "şeref kürsüsünün en üst basamaklarına ambargo koymuş" olurdu!.. "Bilmediğini hiçbir zaman bilemedi" Yücel Kop ve "Ben bilirim" diyerek, "vesayetine aldığı" dünya pistlerinin bu "nadide" çiçeğini, "kulvarlarda bile" kimselere bırakmak istemedi ve sonunda "kop'ardı!.." Bilmem ki, şimdi "Ben ne yaptım" diyerek, bir "vicdani sorgulama" yapıyor mu; yoksa gene "eşini" öne sürerek, "kendinden" ve de "kendilerinden" başka herkesi "bu karar yüzünden suçlamak için" her imkânı kullanacak mı?.. "Dimyat'a pirince giderken, evdeki bulgurdan olmak" nasıl bir şey, Yücel Kop iyi düşünsün ve de hesabını "kendi vicdanına versin!.." Elbette, bu milletimizi çok üzen kararın "İsviçre Federal Mahkemesi tarafından bozulması" en büyük dileğimiz!.. Ama bir dileğim daha var; "bu acı karar", bütün genç sporculara ders olsun!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.