Takke düştü!..

A -
A +

Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın "Ya bana 20 milyon dolar verirsiniz, ya havuz sistemini bozarım" sözleri, Türk futbolunda "oynanmak istenen oyunu" gözler önüne serdi. Oyun açık; "Türk futbolunu kurtarmak" bahanesiyle Şenes Erzik'i ya da "ona benzeyen" bir kişiyi Futbol Federasyonu Başkanı yaparak, "Üç Büyükler'e maç naklen yayınlarından aslanların aslanı payını verecek" şekilde "Havuzu bozmak" ve Fenerbahçe'nin, Galatasaray'ın, Beşiktaş'ın "dört gözle beklediği" bir sistemin kurulmasını sağlamak! Yıllar yılı "Rabbena, hep bana" diyen İstanbul'un Üç Büyükleri'ne en büyük destek de "İstanbul'un bazı büyük medya gruplarından geliyor!" Zira, Aziz Başkan'ın "niyetini belli ettiği" yola sapılırsa, Fenerbahçe "bir medya grubu" ile, Galatasaray "başka" bir medya grubu ile, Beşiktaş "daha başka" bir medya grubu ile anlaşacak, "geriye kalanlar" da "bulabilirlerse" bir başka medya grubuna ve belki de "hevesli" TRT'ye kalacaklar!.. Böylece "İstanbul'un medya grupları" da, "riski büyük" bir ihale yerine, "riski daha küçük ama kârı büyük" bir anlaşma ile "asların aslan payından paylarını alacaklar!" Peki; "diğerleri" yani Anadolu kulüpleri ne yapacaklar? Canım "onlardan kime ne?" Kimin umurunda onlar? İstanbul'un Üç Büyükleri transferde "har vurup harman savurur, bire alınacak oyuncuları 3'e alır, hatta birbirine düşerek futbolcuların fiyatlarını ikiye katlar" ve kulüplerinin borçlarına borç katarlarken, havuzdan "Anadolu Kulüpleri'nin hakları olan payı almaları" düzenini kim düşünür? Bu borçları ödemek için, tek kurtuluş "Havuz gelirinin nerede ise tamamını almak" gerekmez mi? Böyle bir yola girilirse, Türk futbolu "yarım asır geriye düşecekmiş", İstanbul Dükalığı'nın umurunda mı? Evet... Halûk Ulusoy Federasyonu'nun "futbolla ilgili meselelerden dolayı" gitmesini isteyenler var, bir de "işte bu havuzu, İstanbul Dükalığı'na göre halletmek için" Hâluk Ulusoy Federasyonu'nun gitmesini ve yerine de "o federasyon gibi düşünen" bir federasyonun gelmemesini, gelecek federasyonun "İstanbul'un emir ve kumandasında olmasını isteyenler" var!.. Federasyon etrafında kıyamet kopuyor ama, "koparanlar" iki ayrı grup; ama birbirine karışmış durumda! "Futbolla ilgili" meseleler yüzünden Ulusoy'a karşı olanlara bir sözüm yok; haklı oldukları çok husus var, "yanlış gördükleri ve hatalı oldukları" konular var! Amma... Kafalarında "Havuzu yok etmek" olan ve "bunu" Aziz Başkan gibi açık açık söyleyemeyen, "sûreti haktan görünerek" Ulusoy Federasyonu'nun aleyhindeki kampanyaya katılan ve körükleyenler için söylenecek çok sözüm var; "Başaramayacak ve havuzu yıkamayacaksınız!." Açık açık "tehdit eden" Aziz Başkan da dahil hiç biriniz, "Anadolu Kulüplerinin analarının ak sütü gibi helâl olan haklarını" ellerinden alamayacaksınız! Buna ne Aziz Başkan'ın, ne ona katılacak Galatasaray ve Beşiktaş Başkanları'nın, ne de İstanbul medyasının ve dükalığının gücü yeter! İstanbul'un Üç Büyükleri ile İstanbul medyasının "bu konudaki" baskılarına dayanamayıp "Federasyonu bırakıp kaçanlar" bile, süslenip püslenip "yeniden başkanlık koltuğuna oturtulsa" dahi, çok iyi bilinmelidir ki, havuz konusunda çarkı geriye döndüremezler! Futbolda "Anadolu İhtilâli" devam etmektedir; korkulan budur! Korkanlar "korkmakta" haklıdır; ama çare "Anadolu ile savaşmak ve ona darbe vurmak" değil, "Biz nerede hata yapıyoruz" diye aynaya bakmak, hataları bulmak ve tedbirlerini almaktır! Jardel'lere, Ortega'lara ve benzerlerine kaptırılan "büyük paraların açtığı gedikler", Anadolu kulüplerinin elinden alınacak haklar ile kapatılamaz! Bu böyle bilinsin ve boşa kürek çekilmesin, hele hele Türk futbolu karanlık bir tüneldeymiş gibi "hiç" gösterilmesin!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.