Takke düştü, kel göründü!..

A -
A +

Büyük, çok büyük çoğunluk, "Futbol / Milli Takım ve Avrupa Futbol Şampiyonası" konuşur ve yazarken, ben de "bu çok sesli kargaşa içinde kaybolan" ve de olimpiyat elemelerinde "yok olup giden" basketbol milli takımımızı "kendisi" de kaybolmuş, basketbolumuzu yazacağım!.. 

Dile kolay, neredeyse "emanetçisi" Harun Erdenay ile beraber, çeyrek asra yakın süren ve hâlâ da sürmekte olan "Turgay Demirel" saltanatının Türk basketbolunu "nereye getirdiği" ortadadır!..
Bir yanda "Dediğim dedik, çaldığım düdük" misali bir yönetim ile "basketbol basınını" bile dizayn eden bir Federasyon ve onun "değişmez / değiştirilemez" başkanı!..
Öte yanda, "değiştirilemeyen", değiştirilmek de istenmeyen Avrupa'nın büyük takımlarında "iş bulamaz hâle gelenlerin" ve de "Amerikan sokak basketbolu"  sallabolcularının istila ettikleri bir "yağma kulüplerin kasası" süreci!..
2010'a kadar, gerek erkek ve gerek kadın basketbolunda, "çok paralı ve çok imkânlı" desteklerle "başarılı ve giderek yükselen" bir trende giren Türk basketbolu, ne yazık ki, 2010'da Türkiye'de yapılan Dünya Şampiyonası'nda "12 Dev Adam" organizasyonu ile gelen "Dünya ikinciliğinden sonra" tam bir "gösterişli Lâle Devri" dönemi yaşamaya başladı. Ve de, zaten yıllardır "Turgay Demirel ne derse o, ne isterse o" sisteminin geçerli olduğu basketbolumuzun özellikle "milli" tarafında tam bir çöküş ortaya çıktı!..
"İstilacılar" baş tacı edilirken ve "onlar" ile "kulüp bazında başarılar gelirken", Milli Takımımızın "ne hâle düştüğü", Filipinlerdeki Olimpiyat Elemesinde "bütün acılığı" görülüverdi!..
Elbette, bu tablonun bir başka sorumlusu da, Milli Takım Koçu Ergin Ataman idi!..
Türk basketboluna "sallabol" dönemini getiren, ama ne yazık ki, Milli Takımımıza "onu bile layığıyla oynatamayan" ve bu yüzden "en kötü dönemlerinden birini yaşatan" Ergin Ataman!..
Ataman'ın "basketbol doktrini" çok basitti; bul oradan buradan ve özellikle Amerika'dan "tek pota atıcısı sokak basketbolcularını", başında olduğun kulüp takımını oynat Sallabol, "3'lükler tutarsa" kazan, "tutmazsa" yandı gülüm keten helva!..
Milli Takım'a bile, "o sokak basketbolcularından birini" devşir ve "boyuna sallasın" diye al; sonuç ortada!..
Oyun kurucularımız olan "devşirme"  sallabolcu ile senelerin Ender'i olimpiyata katılma hakkı kazanılacak maçların ilkinde, koca bir 40 dakika boyu, yüzde sıfırlık bir yüzde ile "sadece ve de toplam 1 sayı atabilmişlerse", ortada "nasıl bir şey olduğunu" herhalde okul bahçelerinde tek pota basketbol oynayan 13-14 yaşındaki çocuklarımız da anlamıştır!..
"12  Dev Adam" gibi bir yaldızlanın, yıllardır "alt yapı" konusunda da sürdürüldüğü ortadadır!..
Zira, "alt yapıdan üst yapıya geçmenin yolu", Demirel-Erdenay federasyonları tarafından, neredeyse "taşlı ve yaşlı kayalı" patikalara dönüştürülmüştür!..
Milli Takım'da oynayacak gençlerimiz, sokak sallabolcularına, 30 küsur yaşındaki cüsseli pota altı ve yanı istilacılarına ezdirilmiş, yedeklerin oturduğu tahta sıralara mahkûm ve abone edilmiş, büyük çoğunluğu maçlarda ancak "istilacıların dinlendirilmesi için kısa süreler" alabilmiş, sonunda, basketbolumuzun "milli tarafı" göz göre göre çökertilmiştir!..
Ne yazık ki, "yıllardan beri yazıp geldiğimiz" bu gerçekler, ne spor teşkilatımız ve ne de "o teşkilatın başındakiler" tarafından kayda değer bulunmuştur!..
Elbette bunda da, "basketbol basınımızda", bu "göz boyamalı süreçteki yanlışları görmek ve yazmak istemeyen" ama "bu başkanı ve yönetimini övme yarışına girenlerin" seslerinin, "gerçekleri yazanlardan" daha çok duyulması büyük rol oynamış, "yukardakiler" basketbolumuzda "nelerin olup gittiğini" anlayamamışlardır!..
İşte şimdi, "takke düşmüş", kel görünmüştür ve de ortada, "bu keli tedavi edecek", bakın "doktor" demiyorum, "berber" bile yoktur; yazık!.. 

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.