Tanıma özürlü sihirbaz!..

A -
A +
Dostlarım,  arkadaşlarım, ailem, yakınlarım bilirler; "Ben tam bir tanıma özürlüyümdür!.."Ama, "sadece, ilgimin olmadığını, bir daha da olmayacağını düşündüğüm" kişiler içindir, bu "özürlülük!..",
Bu tip kişileri, hem de 3-4 defa tanıştırılmama rağmen, yeniden karşılaştığımda "sanki ilk defa görmüş gibiyimdir" ve bana "yeniden tanıştırılırlar!.."
Düşünün durumu, "tanıştırılanlar" için de, "benim" için de çok garip bir durum oluşur, hele hele içlerinden bazıları "Öcal Bey'le bu dördüncü tanışmamız" dedikleri zaman!..
Yooo, sakın ola ki, "bu garip durumun son birkaç senedir ortaya çıktığını" sanmayın, kendimi bildim bileli, diyelim ki taaa orta okul çağlarından beri "tanıma özürlülüğü" tablom budur!..
Bu durum, doğrusu ya, beni üzerdi, zaman zaman kafama da takmışımdır, ama cumartesi sabahı gazeteleri okuyunca, birden rahatladım; "bir haber" beni, artık "bu durumu kafaya takmaktan" kurtardı; işte "o haberden" bir paragraf:
"Ben sihirbaz değilim, bir teknik direktörüm ve yeni gelen bir teknik direktörüm. Futbolcuları tanımak, kulübü tanımak için belli bir zamana ihtiyacım var." Kim söylüyor bu sözleri; iki aydır takımının başında olan, milli maç araları hariç olmak üzere 6 lig maçı, 3 şampiyonlar ligi maçı oynayan ve onca antrenmana çıkan bir teknik adam!..
Şimdi "bu sözler için" demek gerekmiyor mu ki; "Bu zat da benim gibi tanıma özürlü; üstelik hem de sihirbaz!.."
Bütün dünyanın dört bir yanında, "sihirbazın yaptığı gösterinin" bilinen "klasik" nitelendirilmesi nedir; "Şapkadan tavşan çıkarmak!.."
Peki, "bunu futbol sahalarına taşıyalım" ve soralım; "Mesela, şapkadan Burak'ı sol açık, Dany'yi sağ bek çıkarmak" ne ola ki?..
"Tutsaydı" ve Dany "top geçer adam geçmez" bir sağ bek, Burak "şıkır şıkır goller atan ve attıran"  bir sol açık "olsalardı" ne denilecekti, Mancini için; "Sihirbaz!.."
Şimdi ben ne diyorum; "tanıma özürlü kötü bir sihirbaz!.."
Üstelik durumu benden de "kötü"; zira "takımın izinli olduğu günler hariç", Mancini "Tanımak için daha zamana ihtiyacım var" dediği oyuncular ile günde "en az 3-4 saat sahada, odasında, soyunma odalarında, yemeklerde beraber" ve daha da önemlisi; "onlarla çok yakından ilgisi var, onlar yüzünden yılda 3-4 milyon euro para alıyor ve alacak, onlarla Galatasaray'da daim olacak ya da gidecek!.." 
Ben, hiç olmazsa, "ilgimin olmadığı, olmayacağını düşündüğüm" insanları tanıma özürlüyümdür!..
İçimde bir his var; "Terim'i oy birliği ile gönderen, Mancini'yi oy birliği ile getiren" yöneticilerin giderek artan sayıdaki bazıları, Nasrettin Hoca'nın "Ben yaptım ama ben de beğenmedim" dediği  "karsambaç (kar helvası) fıkrasını" hatırlamaya başlamışlardır; eminim!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.