Taraftarlar kurtaracak!..

A -
A +

Takke düştü kel göründü; takkeyi de, Başkan’a ve yönetime karşı gösterilecek tepkilere karşı alelacele takımın başına “paratoner” olarak getirilen Dirk Advocaat, Alanyaspor beraberliğinden sonra yaptığı açıklamada düşürdü; artık “Kral” çıplak!..
Advocaat açık açık dedi ki; “Elime verilen kadro ile bir yere gidemem. Gitsem, gitsem milli maç aralarında Hollanda’ya gider ve de ailemin arasında moral bulurum. Beğenmiyorlarsa ve benden iyisi bulacaklarsa, buyursunlar getirsinler!..”
Yani, işe “Fenerbahçe’nin ve Başkan’ı avukatı olarak başlayan” hoca, görülüyor ki, erkenden “pes etmiş” ve de altını çiziyorum; GİTMEK İSTİYOR!!! (Kulakları çınlıyordur Vitor Pereira’nın!!!)
Şu Fenerbahçe takımına, kadrosuna bir bakın; bir grubu “Eskiye rağbet olsa, bitpazarına nur yağardı” sözünü akla getiriyor. Öteki gruba bir bakın; başkanın ve kulübün  basındaki adamları tarafından “allanıp pullanarak Avrupa’nın yıldızları arasındalarmış” gibi taraftara ve spor kamuoyuna takdim edilerek, taraftarlara havaalanlarında karşılatılan, spor sayfalarının manşetlerine yerleştirilen, ama “iş futbol oynamaya gelince”, birdenbire “Bunlar gibi Türkiye’de onlarca oyuncu var, bunca paralar verilerek nereden buldular bunları” dedirten futbolcular!..
İşte “tam da bu havada takımın başına getirilen” Advocaat, “Oynatamıyor” denilerek gönderilen ya da kaçan  Pereira’dan “daha kötü bir performans ile ortada kalınca”, çok açıktır ki; “kaçmak için” fırsat kollamaya başladı; zira kariyerine gölge düşsün istemiyordu; belki de kendi kendine diyordu ki; “Aziz Yıldırım kendisine başka bir paratoner bulsun!..”
Bakınız; Fenerbahçe, bugünkü durumuna “adım adım” Aziz Yıldırım tarafından düşürülmüştür!..
“Dediğim dedik, çaldığım düdük” diyerek, yıllarca kulübü yönetmiş, hocaları kovmuş ya da getirmiş, oyuncuları göndermiş, oyuncuları almış, muhaliflerini sindirmiş, sinmeyenleri kulüpten ihraç ettirmiş, kendisine tepki gösteren taraftar gruplarına tribünleri yasaklatmış, kısacası “bu durumun en büyük sorumlusu olduğunu” adeta bütün dünyaya “bu tutumu ile” ilan etmiştir!..
Şimdi de, “Şike davasında Yargıtay kararını bekliyorum, ondan sonra bırakacağım” diyor. Neden, Yargıtay kararından sonra? Çok açıktır ki, “Fenerbahçe Kulübü’nü kendisine kalkan yapmayı” karara  kadar sürdürmek istiyor!..
Durum “böyle” iken, Fenerbahçe Kulübü içinde Yönetim ve Divan Kurulları dahil, hiçbir  yasal mekanda Aziz Yıldırım “eleştirilememiş” aksine hep alkışlanarak “En büyük sensin” denilmiştir!..
Ne yazıktır ki, “bir avuç yazar çizer hariç” (Onların da sesi çok hafif çıkıyordu) Fenerbahçe basını, “durum bu kadar açık olarak ortada iken”, her şeyi , her türlü sorumluluğu “teknik adam seviyesinin üzerine çıkarmamak için” seferber olduğundan, taraftarın, camianın  gözünü boyanmış, futbol takımı bu hâle düşmüş, düşürülmüştür!..
Şimdi sıralayalım; birinci sorumlu, Aziz Yıldırım; ikinci sorumlu, Yönetim ve Divan Kurulları, genel kurullar; üçüncü sorumlu, Fenerbahçe basını; dördüncü sorumlular; futbolcular ve hocalar!..
Şimdi, Advocaat ve futbolcuları için önlerinde hemen hemen 4.5 günde bir güçlü rakiplerle oynayacakları son derece tehlikeli 5 maç bulunmaktadır.
Bu seri “kötü” bir seri olursa, kıyamet kopar; Advocaat gider, sıra “paratonerini kaybeden” ve “açıkta kalan” Aziz Yıldırım’a gelir!..
Anlaşılıyor ki, Fenerbahçe’yi “20 yıllık” zincirinden, “kırgın, küskün ve öfkeli” ama nihayet “uyanan” ve de “tribünlerden asıl sorumluyu işaret eden”  taraftarların baskısı kurtaracak; bekleyelim, görelim!..

Advocaat, “Bu kadro ile bir şey yapamam” diyerek muhtemel bir ‘kaçışın’ yolunu yaparken, taraftar artık gerçek suçluyu yani Başkan’ı hedef tahtasına
koydu bile…

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.