Antalya'daki "yürekler acısı tablo" kimin eseridir, ey benim "vicdanı çok hassas" Galatasaraylılarım, yazar-çizerlerim, yorumcularım?.. Galatasaray'a "bu" Başkan'ın ve yönetiminin neler yaptığını anlayamayanlar, hâlâ ve hâlâ onu savunmaya çalışanlar, "Adnan Polat'a haksızlık edildi, ibra edilmeliydi" diyenler, üzülenler var, acıyanlar var!.. "Galatasaray Spor Kulübü'nün lokomotifi olan" Futbol Takımı, "tarihinde görülmedik" bir eziklik içinde her hafta yeni bir "felaket tablosu" ortaya koyup, olumsuz istatistik rekorları kırarak, milyonlarca Galatasaraylıya aylardır "uykusuz" geceler yaşatır ve de "başı öne eğik" dolaştırırken, "bu ortamın oluşmasında baş sorumlu olan" bir Başkan'a, "hak ettiği bedelin en hafifini, en azını ödeten" Galatasaray Genel Kurulu'na "öfke kusanlar" var!.. Lütfen anlayınız artık; bakınız, Adnan Polat ve yönetimi "neden" ibra edilmedi: "Galatasaray kulübüne sahip çıkamayan" bir Başkan var, karşımızda; Stadın açılış günü, tribünlerdeki 50 binden fazla Galatasaraylının ve de kendisinin, yönetiminin önünde, bitmedi, TV'lerden naklen yayınlanan açılışı izlemek için ekran başlarına oturmuş milyonlarca Galatasaraylının karşısında, Galatasaray'ın vefat etmiş eski başkanı ve yönetimi için bas bas bağırarak çok aşağılayıcı sözler söyleyen ve başkanların Galatasaray'ı temsil ettiğini hatırlamayarak, doğrudan Galatasaray'ı aşağıladığını anlayamayan üstelik de "Galatasaray üyesi olan" bir bürokratın önünde başını öne eğip, sessiz kalan bir Başkan!.. Kendisine sert tavırlarla "Temizleyin bu işi" talimatını veren siyasetçilere, dahası "o siyasetçilerin yanında çalışan" ve Galatasaraylılara sözlü ve yazılı hakaretler yağdıran bazı görevlilere karşı "bir Galatasaray Başkanı'nın koyması gereken vakur tavrı, panik içinde koyamayan" ve de "açılış törenini bırakıp giden" bir Başkan var, karşımızda!.. Dahası, teknik direktörleriyle, kaptanlarıyla, futbolcularıyla Galatasaray Futbol Takımı'na "sahip çıkamayan" ve yüz milyonlarca dolar harcanarak getirilen onca hocaya, alınan onca futbolcuya rağmen Futbol Şubesi'ni yönetemeyen bir Başkan var karşımızda; takımı, futbolcuları, teknik adamları, "o gün esen rüzgarların şiddetine göre" tribünlerin, taraftarların önünde "sahipsiz bırakan", koruyamayan, hatta zamana zaman "onlara yapılan çirkin ve kabul edilemez saldırıları tasvip eden" bir tavır içinde, "Taraftar haklı" diyen bir Başkan!.. Hakan Şükür'lerden, Hasan Şaş'lara, şimdi de Arda'lara kadar uzanan "acımasız" kıyımın "sorumlularının başında gelen" bir Başkan!.. Dahası, "kendi yaptığı liste ile kendi seçtirdiği" yönetimine, yönetici, arkadaşlarına "sahip çıkamayan" bir Başkan var karşımızda; Haldun Üstünel'lerden, Cemal Özgörkey'lere, Mehmet Helvacı'lara kadar, Galatasaray'a ve yönetimlerine büyük katkılar sağlamış arkadaşlarının, "bir anda üzerlerini çizen" bir Başkan!.. Dahası, Galatasaray'ın bir maçında "ağır şekilde sakatlanarak" futbolculuk hayatını sona erdirmiş ve sonrasında "UEFA Kupası şampiyonluk madalyasını satışa çıkaracak kadar sefalete düşmüş" bir Alper'e "dönüp bakmayan" bir Başkan!.. Dahası, "minik taraftar" Batuhan olayını bile "çözemeyerek", bunca dal budak salmasını ve ülke genelinde "Galatasaray Kulübü'nün büyük vefasızlığı" kanaatinin yaygınlaşmasını önleyemeyen bir Başkan!.. Aslında "yönetim zihniyeti" açısından yazacak daha bir çok örnek var ama, sözü fazla uzatmayayım; Polat, Galatasaray'a, Galatasaraylılara, "Galatasaray'ı Galatasaray yapan" manevi değerlere sahip çıkma konusunda, mesela "Basketboldaki forma sahtekârlığı" olayının sorumlularının "başında olan" Yiğit Şardan'a sahip çıkmasının yarısı, Riva arsasına sahip çıkmasının dörtte biri, Kazım Kazım'a sahiplenmesinin beşte biri, hele hele Adnan Sezgin'e sahip çıkma inat ve ısrarının onda biri kadar ağırlık koyabilse ve "bu ölçüye uygun" uygulamalar yapabilse, ne kendisi, ne kulübü, ne takımları ve ne de Galatasaray Genel Kurulu "böylesine" bir gayya kuyusunun içine düşerdi!.. Evet, "Tarih yargılayacaktır, Adnan Polat'ın yaptıklarını" ve diyecektir ki; "İdari bir ibra reddi ile çok ama çok ucuz kurtuldu!.." Yaşayıp, göreceğiz!..