Futbol Federasyonu ve onun "disiplinle ilgili kurulları" işi ciddiye almaz ve "gerekeni yapmazlarsa", ligin daha ilk yarısının sonu gelmeden giderek arttığı görülen "teknik adamlardan, yöneticilerden ve futbolculardan" hakemlere karşı yapılan "fiili ve sözlü tacizlerin şiddeti" giderek çığırından çıkacak ve ligin sonuna yaklaştıkça, "futbolumuzda ve sahalarımızda tam bir kaos yaşanacaktır!.." Şimdiden "falan hakemi istemeyiz" diyenler, hatta "bu istememeye hafta, ay, yıl ölçüsü koyanlar" bile var!.. İki adımdan boş kaleye topu atamayan ya da hata üstüne hata yaparak goller yiyen futbolcularına bakmayan teknik adamlar, sahaya hatalı tertip ve taktiklerle çıkan, çok yanlış oyuncu değişiklikleri yapan teknik adamlarını savunan yöneticiler, durup dinlenmeden hakemlere saldırıyorlar!.. Ve "maalesef" spor medyasında da "kendilerine destek olan" kulüpçüler, hakem beğenmeyenler ve hatta tetikçiler buluyorlar!.. Taraftar da "doldukça doluyor!.." Staddaki on binlerce, TV başındaki yüz binlerce gözün önünde, rakibinin üzerine yatarak ve onu adeta vücut sarmasına aldıktan sonra, yumruğa dönüşmüş eliyle ve kafasını da "korkutma unsuru olarak kullanıp" kendisine faul yapan oyuncuyu "üstelik" sözle de tehdit eden bir futbolcuya "kart gösterilmezdi" yaygarasını koparan yöneticilere ve teknik adamlara söyleyeceğim çok şey var ama, ben asıl "bu gösteri" için "tahrik vardı, elbette oyuncu da tepki gösterecek, onun için kart gösterilmemeliydi" diyen "hakem yorumcusu" Erman Hoca'ma ve onun şahsında onun gibi düşünen - yazan - söyleyen spor yazarlarına bir soru soracağım: "Bir maçın hakemisin... Yanlış ya da hatalı bir düdük çaldın; Sergen o gün rakibine yaptığı hareketi sana yapsaydı, ne yapardın?" "Ben onu tahrik ettim" diyerek kart göstermez miydin? "Sarı kart" mı gösterirdin? Yoksaaa... "Doğrudan" kırmızı kartını mı çıkarırdın? Yoksa... Yoksa... "Hakeme yapılmaz ama rakibe yapılır mı?" diyorsun? O zaman, hakemlerin zaman zaman "kendileri aleyhine yapılan tezahürata anons yaptırmalarına" ama "futbolculara, yöneticilere karşı yapılan aleyhte tezahürata anons yaptırmamalarına" neden isyan ediyorsun? Neden "Seninki can da, onunki patlıcan mı" anlamına gelen yorumlar yapıyorsun? Yoksa, "senin kaide kitabında" Sergen'in hareketi, hakeme karşı yapılınca "sportmenlik dışı" sayılıyor da, futbolculara karşı yapılınca sayılmıyor mu? Ve bir soru daha; "Çifte standarttan en çok şikayet edenlerin" çifte standart uygulama hakları var mı? En ünlü hakem yorumcularımız "böyle" yaparsa, biz "rakip soyunma odalarına kadar saldıran" yöneticilere, Sinan Engin gibi menecerlere ve anlı - şanlı futbolculara nasıl meram anlatacağız? Fatih Terimíin ôsaha ihlalleriö ve başta dördüncüler olmak üzere hakemlere, tribündeki on binlerce, ekran başındaki yüz binlerce insanın önünde ôyaptığı hareketlereö daha ne kadar tahammül edilecek?. "Zago'ların, Johnson'ların hak ettikleri kırmızı kartları göstermeyen" ya da "kahkahalarla gülünecek penaltılar çalan hakemlere" bir şey yok, hatta "haftanın hakemi bile seçilecekler" ama, Sergen'e "yüzde yüz haklı çıkan" bir sarı kart için, "en aklı başında" denilen yöneticinin sıkılmadan ekranlara söylediği söz şu olacak: "Hakem sarı kart sınırında olan futbolcularımızı cımbızla çekerek haksız kartlar gösterdi!!!" Olacak şey mi? Futbol Federasyonu'nun elinde "talimatlar" ve "yönetmelikler" vardır!.. Bu talimat ve yönetmeliklerde "bir camiayı ve bu camianın bir ferdini töhmet altında bırakan", onu karalayan yöneticilere, menecerlere, teknik adamlara, futbolculara "ne cezalar verileceği" açık açık yazılıdır!.. Eğer "işin çığırından çıkması" istenmiyorsa, "bugünden", bunları yapanlar, söyleyenler hakkında "gereken" neyse o yapılmalı; kimsenin gözünün yaşına bakılmamalıdır!.. Hakem hataları dünyanın her yerinde vardır ve olacaktır!.. Ama... Hakemler "korumasız" bırakılırsa, iş çığırından çıkar ve o noktaya gelindiğinde de "yeni" bir Ali Şen çıkar, "hakemleri ben korumam altına alıyorum" der!.. İşte "en kötü son" da budur!.. Bizden hatırlatması!..