"Tek" rakiplere bakın!..

Bursaspor'ları, Trabzonspor'ları, Beşiktaş'ları bir yana bıraktım, Süper Lig'e yeni çıkmış, dahası kadrolarının yarısı, hatta daha fazlası, bitmedi "hocaları" bile değişmiş, "mütevazı" bütçeli, "orta ölçekli" kulüplerimizin takımları bile "takır takır futbol oynar" ve sahaya "fizik gücü" mücadelesini de "bütün güçleriyle" yayarlarken, Galatasaray ile Fenerbahçe'nin anlı ve de şanlı başkanları, yöneticileri, dahası hocaları "büyüklere masallar anlatarak", bu masallara "ninniler de ekleyerek" hepimizi uyutmaya devam ediyorlar!.. Şu transfer bütçelerine bakın, şu "alınan yeni ve şöhretli oyuncular ile takviye edilmiş" kadrolarına bakın, sonra da "oynanan bunca Avrupa ve lig maçına rağmen", hâlâ ve hâlâ "futboldan başka her şeye benzeyen" oyunlarına bakın; böylesine bir tabloyu insanın aklı almıyor!.. Bilmem ki, bu kadrolara, bu oyunculara "futbol oynatacaklarına", durup dinlenmeden "bahane üreten" ve de "masallara, ninnilere devam eden" Aziz Yıldırım'lara, Adnan Polat'lara, Rijkaard'lara, Aykut Kocaman'lara daha ne kadar tahammül edeceğiz?.. Hadi bizleri bir yana bıraktık; "Yok biletti, yok naklen yayın kutusuydu, yok İddaa'ydı, Spor Toto idi, yok formaydı, anahtarlıktı, tişörttü, yok alkıştı, yok destekti" diyerek Galatasaray'ın, Fenerbahçe'nin kasalarına trilyonlar akıtan, sarı-kırmızı ve sarı-lâcivertli forma için "manevi olarak" her şeyini veren milyonlarca ve milyonlarca insana, üstelik sadece Türkiye'de değil, Avrupa başta Dünya'nın dört bir yanına dağılmışları da katarsak on milyonlarca insana yazık değil mi?!. İşte o "onlarca milyon insana çile çektiren" tablonun ressamları: "Hiçbir şey yapamayacağını" 14 aydır gösteren ve de "sadece" mazeret üreten, bahane üreten, bitmedi, "kendisini hedef olmaktan kurtarmak için" beraberce mücadele edeceği kadrosunu "Yeteneksizler, kalitesizler" diye niteleye niteleye, onlarda moral bırakmayarak, adeta "asimetrik psikolojik harekât Brütüs'ü" gibi davranan bir Hoca Galatasaray'ın başında, "en az Galatasaray kadar büyük hedefleri olan" bir kulübün, "140 milyon dolarlık kadrosunun başına getirilmesi için", futbol açısından "hiç bir gerekçesi ve kariyeri olmayan", böyle bir kadroyu da, "kendisini" de haftalardır "mizah konusu" hâline getiren bir başka Hoca da Fenerbahçe'nin başında!.. Ve de "Galatasaray ile Fenerbahçe'yi babalarının çiftliği gibi yönetmeye kalkışan" iki Başkan, dahası "başarısız ve ne yaptığını bilmez" çiftlik sahiplerinin "çiftliklere zarar veren" kararlarına bile "ses çıkaramayan" çiftlik kahyalarına özenen yöneticiler!.. Pazartesi gecesi TV'de sevgili Mehmet Demirkol "gerçeği" söylüyordu; "Fenerbahçe'nin fiziği de, kimyası da, matematiği de kötü, sınıfı geçemez!.." TV'deki sohbette, seçemediğim bir başka konuşmacı "Edebiyatı da" dedi. Aslında "Galatasaray'ın da fiziği de, kimyası da, matematiği de, en az Fenerbahçe kadar bozuktu", ama iş "edebiyata gelince" itirazım var: Galatasaray'da da, Fenerbahçe'de de "edebiyat" çok iyi; Başkanları da, Hocaları da ve onların spor medyasında "hınk" deyicileri de "masal ve senaryo yazmayı, anlatmayı, oynamayı çok iyi biliyorlar"; onlarca milyon Galatasaray ve Fenerbahçe taraftarının yürekleri, gönülleri kan ağlarken ve kan ağlamaya devam ederken!.. Bir hoca düşünün, "stoper skandalı" ile fıkra konusu oluyor, bir başka hoca düşünün tam "Aydın ile Sabri'yi sağ kulvarda oyuna alıp, Galatasaray'ın kör talihini değiştiriyor" diye düşünüyorsunuz, hakikaten Sabri ve Aydın Gaziantep defansını allak bullak edip, ilk yarıda yanına bile yaklaşılamayan gol fırsatlarının art arda sahaya dökülmesinin yolunu açıyorlar; aaa o da ne; aynı hoca, Pino'yu sağda oyuna sokup, Aydın'ı sola kaydırıyor; sonrasında ortada ne Pino var, ne Aydın, artık ve "gene" "Gaziantepspor'dan gol yememek için çırpınan" ve "her zamanki gibi" milyonlara ıstırap, işkence ve çile çektiren bir Galatasaray var, ortada; işte Aziz Yıldırım ile Adnan Polat'ın gözdeleri ve "vazgeçilmez" hocaları!.. Adnan Polat, "tek rakibimiz Fenerbahçe" demişti de, Beşiktaşlılar, Trabzonsporlular, Bursasporlular çok kızmışlardı; kızacak ne var; Adnan Polat çok haklı!.. Puan cetvelindeki yerlerine bakın, "aldıkları" ve "alamadıkları" puanlara bakın, sahada "oynadıkları", daha doğrusu "oynamadıkları" futbola bakın, dahası Hocalarına bakın ve de kendi kendinize sorun; "Adnan Polat'ın durumu en iyi anlatan bu 'veciz' sözüne neden itiraz ediyoruz ki?.." Ve de noktayı koyun: "Polat çok doğru söylemiş, inşallah birbirlerine 'tek rakip olmaya' devam ederler!.."