Sorgulayalım; "Galatasaray değeri" neymiş, ne demekmiş?.."Vay sen Başkan'ın telefonuna nasıl telefonunu açıp cevap vermezsin, işte Galatasaray değeri budur" diyerek, Galatasaray'a Türk spor ve futbol tarihinde benzeri yazılmamış başarıları, kupaları getirmiş ve Divan Kurulu üyeliğine kadar yükselmiş, "yaşayan" en büyük Galatasaray değerinin, hem de Florya'da antrenmanda iken, "kapının önüne konulduğunu" Galatasaray TV'sinde alt yazı ile ilan edilmesine, "kem küm" edip geçiştirmek!..
Hatta giderek artan dozda söylem ve yazılarla "Terim'i suçlu", dahası "kamuoyu önünde haksız gösterecek uydurma haberler" ile de takviye ederek küçük düşürmeye çalışmak!..
İş İtalyan'a gelince ve de "Ya Riera, Amrabat, Dany 3 gün içinde gönderilecek, Telles ile Hajroviç'e hemen lisans çıkarılacak ve de ilaveten bir de doğru dürüst bir yabancı stoper hemen getirilecek, yoksa ben istifa eder giderim" haberini gönderince, Galatasaray Başkanı'nın yanına Galatasaray CEO'sunu da alıp, Florya'ya "Ancona Kontu" Roberto Mancini'nin huzuruna koşmalarına ve "Biz ettik, sen etme ekselansları" gösterisi içinde, dakkada "Amrabat, Riera, Dany'nin kapının önüne konarak" Ancona Kontu'nun gidişinin önlenmesine "kem küm edip" geçiştirmek, hatta "Mancini'yi haklı" ve muzaffer görmek!..
Dahası da var; "düşme hatlarının hemen üstünde dolaşan ve Galatasaraylıların yüreklerini ağızlarına getiren" bir takımı alıp, hemen "o sezon şampiyon yapan, ertesi sezon hem de Fenerbahçe'nin stadında kupayı alarak bir daha şampiyon yapan, Fenerbahçe'yi iki sezon üst üste Süper Kupa finalinde yenip kupayı alan, Şampiyonlar Ligi'nde Real Madrid'i de yenme kaydıyla "çeyrek final oynatan" bir Hoca'nın takımını, geldiğinden beri "çorba taktik / torba kadro" deneyleri ile per perişan eden bir Hoca'yı "eleştirirken" bile "kem küm etmek" ama, "övmek için" hiçbir fırsatı kaçırmamak!..
Kupa'da "Elazığspor'a yenilmemek", daha kötüsü," Arayı kapayacağız" sloganıyla girilen ligin ikinci yarısında Gaziantepspor'u yenebilmek için "Galatasaray'ın Telles'lere, Hajroviç'lere ve yeni yabancı stoperlere ihtiyacı mı vardı Mancini" diye soramamak?
Daha ligin 6'ıncı haftasında "yaş ortalaması yüksek bir kadroya yükleme yapmanın zaman ve sürecini bile bile", gelir gelmez "Bu takımın kondisyonu düşük, fizik gücü yok" diyen İtalyan'a "ikinci yarının başladığı" bir haftadaki "rezalet futbolun" sebebini ve "bitik bir takım görüntüsünün gerekçesini" soramamak?
Bitmedi, Riera'yı İstanbul'da bırakıp, "takımdan ilk gönderilmesi gereken" Eboue'yi Gaziantep'te sahaya sürmek, dahası Ceyhun varken Hakan Balta'yı "adeta gol yedirsin" diye (Yediriyordu da ) stoper oynatıp, sonra da "Sol ayaklı adamım yoktu, onun için Sabri'yi sol bek oynattım" diyen bir Hoca'ya, "sen Galatasaraylılarla alay mı ediyorsun" diyememek?..
Ve de "Galatasaray'ı toparlıyor, 3-5-2'yi oturtuyor" ninnileri ile "önce kendi kendine, sonra da Galatasaray camiasına masallar söylemek" ve yazmaya devam etmek!..
Ne var ki, "git-gel" Sergen'in belki de "doğru dürüst idman yapmadan başında maça çıktığı" takımının forvetleri biraz şanslı, biraz becerikli olabilseler "Galatasaray için 3-4 farklı bir hezimetin olabileceği" ortaya çıkınca, "gerçeğin ne olduğunun artık saklanamayacağını görerek", eleştiri yarışına çıkmak!..
Günaydııın, Galatasaraylı meslektaşlarım (Sayıları az olan istisnaları ayırırım), günaydııın!..
"Kalem ayarı, kulüpçülüğe göre yapılırsa" işte "böyle" şaşılır; dahası "Galatasaray'ın gerçek değerlerinin, örf, adet ve geleneklerinin ne olduğunu henüz öğrenememiş" bir başkan tarafından da camianın yanıltılmasına da "böyle" yardımcı olunur!..
Söyleyin bakalım bana, "Galatasaray değeri", Galatasaray Başkanı'nın Mancini'nin ayağına, CEO'yu da yanına alıp koşması mıdır?..