Kızılderililerin Amerika'daki "acı geçmişleri, istilacılarla mücadeleleri ve sonları" tarihte de, romanlarda da yazar; filmleri çevrilmiş, dizileri yapılmıştır.
İşte, "Son Mohikan" da "Kızılderililerin istilacılara karşı yaptığı son mücadelenin olduğu varsayılan son cesur kahramanıdır"; romanı yazılmış, o roman "kaç defa filme alınmış ve "edebiyat literatürüne bu mücadelenin kahramanı, 'Son Mohikan' olarak geçmiş, ondan sonra da, "hak - adalet mücadelelerinin son kahramanlarına "Son Mohikan" benzetmesi ve nitelemesi yapılmaya başlanmıştır!..
İşte, Süleyman Seba da, benim için, "ülkemizde 'kulüp Başkanları seviyesinde 'temiz sporun mücadelesini veren Son Mohikan'dır!.."
Ne yazık ki, o da "Kızılderililerin Son Mohikanı gibi" mağlup olmuş ve "temiz sporun yerini, şike ile, doping ile, şiddet ile ayrımcılık ile kirlenmiş" bir sporun istila etmesini" önleyememiştir!..
Dürüsttür, ilkelidir, omurgalıdır, "inandığı doğrular ve ilkeler için" sonuna kadar mücadele etmiştir, ne yazık ki, "Ahmet dursun, Seba gitsin" zihniyetlilerin galibiyeti ve istilası ile, spor meydanından çekilmiş, hayatının son yıllarını "sporun içine düştüğü duruma üzülerek" geçirmiştir!..
"Şaibeli şampiyonluklar yerine, şerefli ve onurlu ikincilikleri kucaklayan" Seba, eğer "bu yolda baş koyduğu mücadelesinde, kendisiyle beraber savaşacak çok değil birkaç düzine daha Mohikan bulabilseydi", yanında; sporumuz ve kulüplerimiz bugünkü duruma düşmeyebilirler, sporu ve kulüpleri bu duruma düşürenler de meydanlarda hâlâ at oynatma imkan ve fırsatını bulamazlardı; heyhat!..
O öldü, artık aramızda değil, şimdi ardından gözyaşı döküyoruz, ama "gözyaşı dökenlerin çoğu" biliyor ki, aslında "Temiz sporumuzun son Mohikanı", tribünlerde "Ahmet dursun, Seba gitsin çığlıkları atılırken" ve de "sporumuza da, kendi kulübüne de onca büyük işler ve hizmetler yaptıktan sonra", o çok acı "veda konuşması" ile "Benden buraya kadar" dediği anda, "sporumuz" için ölmüştü!..
Nur içinde yat, büyük Başkan, mekanın cennet olsun!..