Terim Avrupa'ya!..

A -
A +

Tam bir çifte standart!.. "Veda eden" Fatih Terim'i "kararından döndürmek için uğraştığı görülen" Federasyon Başkanı Hasan Doğan ve "Milli Takım ve Futbol İşleri sorumlusu" Levent Kızıl, "Hocamız, İtalyan Dayanışması Yüksek Liyakat Nişanı alırken", neredeydiler?.. Neden onu bu çok anlamlı ve gurur verici törende yapayalnız bıraktılar?.. Ben, "Onu o törende yapayalnız bırakanların şimdiki ısrarının samimi olduğuna inanmıyorum" ve "Biz çok bastırdık ama o gitti" mazeretini, dahası bahanesini "hazırlamak için" bir gösteri turu yapıldığını sanıyorum. "Böyle" bir ortamda, Terim "göreve devam edemez", ederse de "başarılı olamaz!.." Zira, "Federasyon ile arasındaki güven bağı" kopmuştur!.. Dahası, şampiyona sırasında "son derece hatalı bir şekilde" basınla girdiği "korakor savaş", şu anda "dinmiş gibi görünse" de, Dünya Kupası Finalleri'ne gidilecek yolun hemen başında, "hazırlık ve grup eleme maçlarında" yeniden başlayacaktır. Bugün "savaş tamtamları susmuş ve savaş baltaları toprağa gömülmüştür" ama, bu durum "Terim ile karşıtlarının barıştığı" anlamına gelmez; gelmeyecektir; şu anda "fiili" bir ateşkes vardır!.. "Yeniden başladığında" muhtemelen "daha da şiddetlenecek" savaş, Terim'i de Milli Takımı da yıpratacaktır!.. Terim, bunca tecrübesine rağmen, "Hamama giren terler" sözünün gereğini yapamayacak kadar öfkeli ve kızgındır!.. Dünyanın her yerinde "teknik direktörlerin eleştirildiğini", hatta "çok ağır şekilde eleştirildiğini" bilmezden gelmektedir!.. "Başarısızlık günlerinde", dünyanın en ünlü hocalarının manşetlere "Defol git" diye çıktığını unutmuş gibidir!.. "Başarılı olunduğunda" göklere çıkarılmayı, konacak yer bulunmamayı "normal ve hak olarak" karşılayacaksın, "başarısız olunduğunda" eleştirilmeyi hazmedemeyeceksin; olur mu?.. Terim, "bu kafayı değiştirmedikçe", medya içinde daima "sert eleştirilerde bulunacak yazarlar ve yorumcular ile karşılaşacak" ve "savaş baltaları" topraktan çıkarılacaktır!.. Öyleyse, Terim yönünden de, milli takım yönünden de "en hayırlı iş" Hocamızın "Avrupa semalarına doğru kanat çırpmasıdır!.." Türkiye'de "gönüllerin şampiyonu" olarak misyonunu tamamlamıştır!.. Onun için "artık" misyon da, vizyon da Avrupa'dır!.. >> Platini ve Denizli!.. Oldum olasıya "bu" Fransız'a sempati duymamışımdır!.. En kritik maçlardan birinde "penaltı kaçırırken" alkışlayacak kadar severim(!) onu!.. UEFA Başkanı seçilirken, zamanın federasyon başkanı Halûk Ulusoy'un "onun lehine gösterdiği çaba" için de "Hata ediyor" diye düşünmüşümdür!.. Neden?.. Galiba bir "altıncı his!.." Avrupa Şampiyonası Finalleri'nde "Türkiye'nin maçlarında, Türk takımının attığı gollerin hemen sonrasında" ekranlarda "Şeref Tribünü göründüğünde", ben hep "öncelikle" Platini'ye bakıp durdum; "Fransız, bizim gollerimize tam Fransız kaldı"; Türk Takımı adeta "Platini'nin kaptanlığını yaptığı Fransa Milli Takımı'na gol atmışcasına" üzgün görünüyordü ve yüzünden düşen bin parçaydı!.. Tıpkı, geçen sezon "Galatasaray, Fenerbahçe'ye gol attığında", bir an TV ekranlarında görüntüye giren bir ünlümüzün yüzü gibi; Mustafa Denizli'nin!.. Galatasaray'ın "hoca arayışları sırasında" ortaya atılan isimler arasında "Mustafa Denizli'ninki de geçtiğinde" hep gülmüşümdür; "Ben zaten Fenerbahçeliydim" diyen bir Hoca'nın, "gerçekten Fenerbahçeli olduğunu ortaya koyan" o görüntüyü, Galatasaraylılar unutabilir mi?.. Öyleyse, Denizli'nin bundan böyle "Galatasaray'a hoca olması ihtimali" yüzde sıfırdır ve geriye dönüş de yoktur; olamaz!.. >> Sebep ne?.. Fenerbahçe Aragones ile anlaştı, ama "gizli tutuldu" ve "Yeni hocamızın adı ayın sonunda açıklanacak" açıklaması yapıldı. Yani, "Avrupa Şampiyonası finallerinin sonrası" için söz kesildi!.. Ne var ki, "İki kişinin bildiği şey sır değildir" kuralı işledi ve "gizli tutulmaya çalışılan anlaşma" basına sızdı!.. "Aragones" adı manşetlere taşınınca, camiadan sert tepkiler geldi ve ortalık karıştı!.. Aziz Başkan ve yönetim, "anlaşma yapılan" Aragones'i "gözden çıkarmaya doğru yöneldi"; ama imzalanan bir anlaşma vardı; ne yapmalıydı?.. "İspanya finale giderken", Aragones'in "istemediği bir şeyi yaparak", onu "öfkelendirmek ve imzadan caydırmak" senaryosu hazırlandı ve sahneye kondu!.. "Avrupa Şampiyonası bitmeden" Fenerbahçe "Aragones ile iki yıllık sözleşme yapıldığını" resmen açıkladı ve "beklendiği gibi" Aragones ifrit oldu; "sert bir açıklama ile" Fenerbahçe yönetimini haşladı ve "Hiçbir kulüple anlaşmadım, futbolcularımın konsantrasyonunu bozmaya kimsenin hakkı yok" deyiverdi!.. Çok haklıydı ve Fenerbahçe yönetimi "Dimyata pirince giderken, evdeki bulgurdan da olmak" üzereydi!.. Şimdi "Aragones gelse", bir türlü, "gelmese", bir türlü!.. Tam bir ele yüze bulaştırma!.. Eee, bazı işler "Ben en büyüğüm" demekle olmuyor!.. Bekleyelim, bakalım ne olacak?.. > Galatasaray ne yapıyor?.. Transferin ilk ayı tamamlanmak üzere, Galatasaray haftalardır "büyüklere ninniler" ile havanda su döğüyor!.. "Orta boy bir Alman takımından kovulan" bir Hoca'dan başka, ortada dişe dokunur "bir şey" yok!.. Anlaşılıyor ki; "para yok", beklenen var; Arda'nın, Sabri'nin ve de mesela Servet'in Avrupa'ya satılması!.. "Onlardan gelecek paralar" ile "dişe dokunur" bir - iki transferin yapılması!.. Günlerdir "sezon açılışına gelmeyen" Lincoln'ü bulamayan bir yönetim, merak ediyorum "dişe dokunacak" bir - iki futbolcuyu nasıl bulacak?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.