"Dünya imparatoru" Fatih Terim, Bodrum'da kendisini takip eden gazetecilere, spor yazarlarına, kameramanlarına "gene" vermiş veriştirmiş!. Basın mensuplarına "terbiye dersi" vermeye kalkarken, kendisinin üslûbunun ve tavrının "pek terbiyeli olduğu söylenemez" ama, görüyorum ki, "bir çok gazete ve TV kendi insanlarına karşı yapılan bu sözlü ve aleni tacizi her zamanki gibi yiyip, yutmuş" ve içine afiyetle sindirmiş!. Fatih Terim değil Milan'ın, bütün dünyanın teknik direktörü de olsa; değişmez!. Zira o, "hazımsızlığın da imparatorudur!." İşte "bu huyu yüzünden" İtalya'da başarılı olması çok zordur! İtalya medyası, "bizim medyamıza benzemez!." Gerçi İtalyan medyasının "önemli bir bölümü" Milan Başkanı ve Başbakanı Berlusconi tarafından kontrol edilmektedir ama, "Berlusconi'nin olmayanlar bile" Terim'i öfkelendirmek bir yana "kolayca delirtmeye yeter!." Bunu da "Milan'a, Berlusconi'ye inat" yapacaklardır!.. Hele, Terim, Fiorentina'da Gori'ye yaptığının onda birini, Milan yönetimine yapmaya kalkışırsa, ona asıl tuzağı Berlusconi'nin gazete ve TV'lerinin adamları hazırlayacaktır! Terim, "kendisinin Terim olmasında büyük payı olan" medyaya çok daha sıcak, çok daha hazımlı, çok daha vefalı yaklaşmak ve davranmak zorundadır! Aksi halde... Yıllardır, medyanın sempatisi, desteği ve koruması altında geldiği yerin "bir anda yeksan olması çok mümkündür!" Terim unutmamalıdır ki; İtalya Makyavelli'nin ülkesidir!