Terim gelmelidir!

Galatasaray'da "şampiyonluk kutlamaları" arasında "önemli bir tartışma" sürüyor; "Lucescu mu, Terim mi?" Bu konudaki soruya cevap vermek için, "önce" bazı hususların altını çizmek gerek: 1. Dikkat ediniz, "Terim mi, Lucescu mu" sorusuna cevap arayanlar içinde "en koyu Lucescucular" bile çıkıp da "Lucescu, Terim'den daha iyi hocadır da ondan" diyemiyorlar!. Zira, ortadadır ki; "Terim, Lucescu'dan her yönüyle çok daha iyi bir teknik adamdır!." Nedir bu "her yönüyle" deyimi? Mesela... Futbol bilgisi... Mesela karizması... Mesela kariyeri... Mesela liderlik vasıfları... Mesela kişiliği... Mesela vizyonu... Mesela misyonu... Mesela kamuoyunu etkilemesi... Mesela yetenekleri... Mesela... Mesela... Mesela... Say sayabildiğin kadar!.. 2. Peki, "Lucescucular" ne diyorlar; "Başarılı olmuş, takımı şampiyon yapmış bir teknik adam değiştirilmez, o kalsın!..." "Bu sözü söyleyenlere" diyoruz ki; "Bu tablo, başarıdan ne beklediğinize bağlı izafi bir durumu gösteriyor!.." Yani "Şampiyonlar Ligi'nde final ya da şampiyonluk bekliyorsanız", artık "çeyrek finalin kapısından dönmek ve ara hedef olan Türkiye Ligi'nde şampiyon olmak da" elbette bir başarıdır ama; "işte öyle bir başarıdır!.." UEFA Şampiyonu olmuş, UEFA'nın "Süper Kupası'nı kazanmış" bir Galatasaray için "Efendim takımını Türkiye'de şampiyon yaptı, Şampiyonlar Ligi'nde de gidebileceği yere kadar gitti" diyerek bir teknik adamı "vazgeçilemez" diye göstermek yanlıştır; hem de çok yanlış!.. Effenberg'e ya da benzerlerine "Efendim, takımda dengeleri bozar" diyerek karşı çıkan bir kafa, Galatasaray'ı Şampiyonlar Ligi'nin finaline taşıyamaz!.. İşte o kafa, "ancak bugünün nerede ise isimsizlerinin ve kiralıklarının hocalığını yapabilecek" kafadır!.. Aslına bakarsanız, "isimsizler de Galatasaray'da kariyer ve isim yaptıklarına göre", Lucescu gelecek sezon da görevde kalırsa "onlara da hocalık yapamayacaktır"; zira "isimliler kadrosu" ona bol, hem de "çok bol gelir!.." Bu dediğimi, iki yıldır yaşayıp geliyoruz; "takımın ne saha dışında, ne de içinde futbolculara söz dinletebilen, disiplin kurabilen bir otoritesi var!.." 3. "Küçük düşünerek, büyük hedeflere varılamaz!.." Bu sözü ben söylemiyorum; dünyanın en ünlü "yönetim uzmanları, hocaları, danışmanları" söylüyor!.. Futbolcu transferinden, takım kurmaya, maç tertibi ve taktiği yapmaktan, sorunları yönetim kurulu ile tartışmaya kadar her konuda "ezilen, büzülen" görüntüsü ve "büyük düşünmeyi beceremeyen" kafası ile Lucescu'nun "Türkiye Süper Kupası'nı da aldıktan sonra" Galatasaray'a verebileceği başka bir şeyi kalmamıştır; işte bu sebeple kendisine teşekkür edilmeli ve yerine Terim ya da "bir eşiti" getirilmelidir!.. 4. Yeniden "dikkat ediniz", dönüyorum ve altını çiziyorum; bütün Fenerbahçeli ve "bir kısım" Beşiktaşlı yazar - çizerin, spor yazarının, futbol yorumcusunun ve "özellikle" spor müdürünün (mesela kulakları çınlasın sevgili Kenan Onuk'un) ödleri patlıyor; "Galatasaray'ın başına Fatih Terim gelecek" diye!.. Onun için durup dinlenmeden, hem de "Fenerbahçe'yi ve transferlerini bir tarafa bırakarak", Galatasaray'a dönüp "Lucescu çok başarılıdır" kampanyasına bol bol katkıda bulunuyorlar!.. Biliyorlar ki; "Terim sarı-kırmızılı takımın başına gelirse", Galatasaray aradaki farkı, "çok uzun yıllar bir daha kapanmayacak şekilde açıp, gidecektir!.." İşte onun için tempo tutuyorlar; "Lucescu kalsın... Lucescu kalsın!.." "Onlar" haklı; zira "kariyer, karizma, vizyon, misyon, bilgi, yetenek, tecrübe ve özellikle liderlik" bakımından Lucescu'dan da geride olan bir Lorant, Fenerbahçe'nin başında kalacaksa, Galatasaray'ın başında Terim'in işi ne? İyi de, "onlara" bir soru sorayım: Fenerbahçe ya da Beşiktaş için "sadece bu iki hocadan birini tercih etmeleri zorunlu olsa" idi, acaba takımlarının başına "hangisinin geçmesini" isterlerdi: Terim'in mi, yoksa Lucescu'nun mu? Hadi canım, bırakın artık bu "çocuk kandırmacasını!.."