Terim haklıdır!..

A -
A +

Fatih Terim’in, kaptan Arda Turan başta olmak üzere “6 milli takım gediklisi ağabeyi” kadroya almaması, “haklı olarak” futbol gündemimizin başına oturdu ve tartışmalar başladı; Terim’e “O milli takım sadece senin değil” diyen arkadaşlarımız bile çıktı!..
Doğrudur; “O milli takım sadece Terim’in değil, bütün bir milletindir”; amma, “o milli takım başarısız olursa”, futbol ulemamızın yazı ve yorumlarıyla dolu sayfaların ve ekranların sahibi olan basınımız başta olmak üzere “onu idam sehpasına çıkaracak” ve de “Git artık” diye bar bar bağıracak milyonlarca insan da olacaktır!..
Öyleyse, ya “Terim’in seçimine hiç olmazsa maçların sonuna kadar saygı duymak” ya da “Güvenilmiyorsa, inanılmıyorsa, Terim’in yerine daha işin başında başka bir hoca bulmak” gerekmiyor mu?..
Bakınız, “Avrupa Kupası finallerinde olan bitenin hesabını vermeyen” ve de “Konuşacağım” dediği hâlde “konuşmayan” Fatih Terim’i hepimiz eleştirdik, hatta yerden yere vurduk.
Ne var ki, “bütün bunlara rağmen”; Futbol Federasyonu, “ona dokunmadı” ve Dünya Kupası şansını da verdi.
Bir “öyleyse” daha; sabretmemiz ve “eleştirmekle beraber”, onun “neyi, neden ve nasıl yaptığına bakmamız” da gerek!..
Dünya Kupası finalleri 2018’de; şu anda “milli futbolcu olarak sicili en temiz” Hakan Balta 1983 doğumlu ve 33 yaşında. 2018’de “35 yaşında olacak” ve “milli takımda oynama şansı” sıfır; artık “kadroya alınmaması” normal!.. 
Burak Yılmaz (d.1985), Gökhan Gönül (d.1985) ve Selçuk İnan (d.1985) bilmem ki, “2018’de takımda olabilirler” mi?..
Diyelim ki, “olabilirler”, iyi de sezon başından beri ne yapıyorlar; Gökhan ile Caner (d.1988)  sahalarda yoklar, Selçuk ve Burak “sahalarda ismen varlar ama futbol olarak yoklar”; neden ve nasıl milli takıma çağrılabilir ve 15 gün içinde yapılacak Rusya hazırlık karşılaşması ile Hırvatistan ile oynanacak Dünya Kupası’nın ilk grup maçında” oynatılabilirler?..
Geliyorum Arda (d.1987)’ya; Terim’in “onu kadroya almamasının sebebi belli” ve herkes biliyor; Hoca, onu kadroya almamakta “bir değil, bin defa haklı!..”
Avrupa Şampiyonası finallerinde “gruptan çıkmakla ilgili hayati maçlar oynanırken”, oturup “Var ya da yok olmak” mertebesinde kafasını tamamen maçlara vermiş Terim’le “hem de hak edilmemiş çok yüksek oranlardaki primler için pazarlık etmek” ve “tepki görünce” de, bunu etrafına anlatmak ve dolayısıyla fısıltılarla ekranlara, spor sayfalarına kadar yayılacağını düşünmemek, dahası kulislerde “Terim’e isyan ettiği” görüntüleri vermek ve de “kameralar önünde onun en uzağında yer almak” neyin nesiydi ve “bu durumları manşetlere, ekranlara çıkaran, yorumlayan” benim spor medyam değil miydi?..
Arda “bugünlere geldi ise”, Terim’in rolü ve payı ortadadır; o Arda’nın adeta “manevi futbol babasıdır!..”
“Yüzler kızarmadan o yüksek primler ceplere konulurken”, hâlâ “hak etmemişlerin taleplerini”  Milli takımın kaptanı olarak “Şimdi sırası ve zamanı mı, bitirelim maçları sonra konuşuruz” diye karşılayacağına, o kritik saatlerde hocaya götürüp, tartışmaya kalkışmanın, bunun milli takıma olumsuz olarak yansımasının elbette bir  sonucu olacaktı ve de oldu!..
Milli takım forması “sadece futbol oynayanların değil”, ondan çok daha fazlasıyla “manevi değerleri gözetenlerin hakkıdır”; hele hele “gözetmesi gerektiğini bile fark edemeyen” kaptanların hiç değil!..
Ortada  sonucu itibariyle “başka türlü” bir “Volkan olayı” vardır ve Arda “Hocasından, Türk halkından özür dilemedikçe” milli takıma alınmamalıdır!..

Not: (Bu yazı Fatih Terim'in basın toplantısından önce dün sabah yazılmıştır)

 

Avrupa Şampiyonası’na odaklanmak yerine prim pazarlıkları yapmak affedilecek bir şey değildir. Arda özür dilemedikçe milli takıma alınmamalıdır… 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.